MERAL DANYILDIZ İstanbul’un Kartal ilçesinde çöken Yeşilyurt Apartmanı’nın ardından riskli binalar bir bir boşaltılıyor. Bunlardan biri de 11 katlı ve 80 daireli Basın Sitesi’nin A Bloku… Belediye ekipleri binayı mühürleyip, boşaltma kararı verse de, insanlar evlerine girip çıkıyor. Kiracılar ve ev sahipleri, bu süreçte ne yapacaklarını bilmiyor. Biz de Basın Sitesi’ni ziyaret ettik, mağdurlarla konuştuk. […]

Riskli binada yaşam sürüyor: Biz bu soğuk havada nereye gideceğiz?

MERAL DANYILDIZ

İstanbul’un Kartal ilçesinde çöken Yeşilyurt Apartmanı’nın ardından riskli binalar bir bir boşaltılıyor. Bunlardan biri de 11 katlı ve 80 daireli Basın Sitesi’nin A Bloku… Belediye ekipleri binayı mühürleyip, boşaltma kararı verse de, insanlar evlerine girip çıkıyor. Kiracılar ve ev sahipleri, bu süreçte ne yapacaklarını bilmiyor.

Biz de Basın Sitesi’ni ziyaret ettik, mağdurlarla konuştuk. Konut sakinleri, kira bedeli ve nakliyat gibi konularda herhangi bir yardım yapılmadığını anlatırken, kendilerine herhangi bir yer gösterilmediğini de söylüyor. Bu ayın 28’ine kadar boşaltılması istenen binada, mağdurlar kendilerine tanınan sürenin yeterli olmadığını ifade ediyor. Konut sakinlerinin mağduriyetleri ise neredeyse aynı… Birçoğu hayat pahalılığı göz önünde bulundurarak, “Bazılarımız bir evde en az üç kişi yaşıyoruz. Birden nasıl bir yere taşınmamız beklenir bizden? Zaten ekonomik gelirimiz çok düşük” diyor.

HEM KRİZ HEM İŞSİZLİK

İlk sözü Mesude Özcan alıyor. Özcan, ekonomik krizin etkisini, iyiden iyiye gösterdiği bu günlerde işsiz olduğuna dikkat çekiyor. Kırk yıldır aynı yerde oturduklarını aktaran Özcan, dört kişilik bir ailede sadece babasının emekli olduğunu kaydediyor.

Özcan, şöyle konuşuyor: “Bu binada alzheimer hastaları yaşıyor, yatalak insanlar var. Kira yardımı olmayacak, herhangi bir maddi yardım yok. Sadece ‘Üç gün içerisinde boşaltacaksınız. Akrabanızda kalın’ denildi bize. Paramız yok, o yüzden bu çevrelerde ev bulamadık. Kırk yıldır buradayız, buradan başka yerde yaşamamız çok zor. Bir tek babam emekli ve dört kişi yaşıyoruz evde. Bir nakliyat bile iki bin liradan başlıyor. Şartları zorlayıp gidenler olabilir, biz de gidebiliriz ama bundan sonra binamızın ne olacağı da belli değil. Biz burada çok mutluyduk. Seçimler gelmeden ‘Aman biz boşaltalım’ diyorlar. Yarın öbür gün ölürsek sorumluluk kaybetmemek için kapıya atıyorlar.”

Hasan İlhan ise, bulundukları çevrenin yüzde 70’inin bu durumda olduğunun altını çiziyor. İlhan, şöyle konuşuyor: “2015 senesinde bir müteahhit ‘Ben burayı yaparım’ demişti. Yetmezmiş gibi bir komşumuza bina için ‘ağır hasarlı’ raporu aldırıp insanları kaosa sürükledi. 4 bin 850 metrekare 80 daire ve 12 dükkândan oluşan bir yapıyla müteahhitler hayal satıyor. Bugün geldiğimiz noktada, yıkıldıktan sonra çaresiz kalan daire sahiplerinin elinden ucuz fiyatlara daireleri alacaklar.”

BEŞ KİŞİLİK AİLEYE 1450 TL GELİR

Daha önce müteahhide olumlu karşılık verenlerden site sakini Deniz Türkoğlu ise, pişmanlık duyduğunu belirterek başlıyor sözlerine: “Anlaşma yaptığımız müteahhidin dolandırıcı olduğunu sonradan anladık. Ancak biz anlayana kadar iş işten geçmişti.”

Belediyenin bu süre zarfında hiçbir şekilde yanlarında olmadığını dile getiren Türkoğlu, kira bedeli ve taşınma parası verilmediğini hatırlatıyor. Türkoğlu, eşi ve üç çocuğu olmak üzere beş kişi yaşadıkları dairede bin 450 liraya geçindiklerinin altını çiziyor.

Site sakinlerinden 71 yaşındaki Erdener Oskay, yalnız yaşadığını belirterek mağduriyetini anlatmaya başlıyor. Oskay, “Burada yalnız yaşıyorum. Ben ev mi bakayım, eşyalarımı mı toplayayım?” diyor ve ekliyor: “Ay sonunda da binayı mühürleyeceklerini söylediler. Kurtarabildiğim eşyayı kurtarmaya çalışıyorum. Mobilyam, mutfak eşyalarım, kitaplığım, kitaplarım… Hepsi duruyor. Bu kısa süre, kiralık ev aramama bile yetmez.” diyor.

Oskay, 28 Şubat’a kadar çıkmaları gerektiğini hatırlatarak, “Babamın ölüm yıldönümünde bu kargaşada nasıl yanına gideceğim bilmiyorum” diye sonlandırıyor sözlerini.

EKMEK KAPIMIZ KAPATILIYOR

Beş gün sonra bir çocuğunun dünyaya geleceği haberini veren Kadir Küllah ise, 42 yıldır burada esnaf olduğunu aktarıyor. Babasından kalma dükkânı yaşatmak için emek sarf ettiğini kaydeden Küllah, “Şu an ekmek kapımız devlet tarafından, belediye tarafından kapatılmaya çalışılıyor ve hiçbir yardım olmadan” diyor.

Taşıma bedeli dahi verilmediğinin altını çizen Küllah, “Biz devletten yardım bekledik, müracaat ettik, bize söylenen ‘Eşyalarınızı alın, çıkın.’ Ben buradan başka bir iş bilmem, ekmek kapımız hep burasıydı. Bir ekmek teknemiz vardı o da kapanıyor. Çok büyük bir acı. En fazla beş gün sonra bebeğim dünyaya gelecek. Ben evime ekmek götürmek zorundayım ama nasıl yapacağım diye sabahlara kadar düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.

AİLECEK PARÇALANDIK

Nilgün Tirki ile konuşuyoruz. Tirki, medyada yer alan iddiaları “Birçok televizyon kanalına göre bize taşınmak için yer gösteriliyormuş, kira yardımı yapılıyormuş. Öyle bir şey söz konusu değil” sözleriyle yalanlıyor.

Annesinin alzheimer hastası olduğunu söyleyen Tirki, annesini yeğeninin yanına bırakmak zorunda kaldığını, kendisinin de gelininde kaldığını belirterek “Ailecek parçalandık” diyor. “Emekli maaşıyla nasıl geçineceğiz?” sorusunu da bizlere tekrar tekrar hatırlatıyor.

***

KİMSESİ OLMAYAN İNSANLAR VAR

Binada kiracı olarak bulunan Ulaş Doğan ise şunları aktarıyor: “Buradaki problem şuydu: Yaşlı insan çok. Çocuklar var, burada okuyan çocuklar var. Ortada bir kriz ve seçim durumu var. Kartal’daki durumdan dolayı seçim öncesi yatırım durumundalar. Şu an burası mühürlü ama ben eşyalarım için girip çıkabiliyorum. Ya şimdi başımıza bir şey gelse? Yaşam şartlarını toplanıp iyileştirilmek gerekirken, kendi halimize bırakılıyoruz. Kimsesi olmayan yaşlı insanlar da var. Onlar ne yapacaklar çok merak ediyorum.”

Son olarak ismini vermek istemeyen bir bina sakini Kartal’daki olaylardan önce de bu konuyu ele aldıklarına dikkat çekerek, “Binamız 1958’de inşa edildi. Seçim öncesinde herkes susmuş, oy kaybetmeme amacında. bu duruma bir çözüm bulmaları gerekiyor” diyor.