RTÜK, AB’den 3,6 milyon avro değerinde fon alacağına yönelik haberlerin ardından açıklama yaparak, “AB’nin karşılanmaz talepleri sebebiyle AB Başkanlığı ile görüşülerek bir süre önce tarafımızdan askıya alınmıştır” dedi.

RTÜK’ten ‘AB fonu’ açıklaması: Askıya aldık

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi İlhan Taşcı, yurt dışından fon alan medya kuruluşlarının “milli güvenlik sorununa yol açabileceği” yönünde açıklama yapan Üst Kurul’un, Avrupa Konseyi’nden “ifade ve basın özgürlüğünün geliştirilmesi” amacıyla 3,6 milyon avro fon alacağını söyledi. Haberler üzerine açıklama yapan RTÜK, “Bahse konu proje, AB’nin karşılanmaz talepleri sebebiyle AB Başkanlığı ile görüşülerek bir süre önce tarafımızdan askıya alınmıştır” dedi.

İLHAN TAŞÇI AÇIKLADI

RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı, bugün, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda; Üst Kurul’un Avrupa Konseyi’nden fon alacağını söyledi. Taşcı’nın, mesajı şu şekilde:

"Yurt dışından fon alan medya kuruluşlarını, ‘milli güvenlik sorunu’ olarak gören RTÜK, Avrupa Konseyi’nden 3,6 milyon avro fon alacak. Mesele fon değil, kimin aldığı.”

Taşcı, RTÜK’ün proje ve fon tartışması sırasında yaptığı bu açıklama için şu değerlendirmede bulundu:

“Projenin asıl amacı, Avrupa standartları ile uyumlu bir basın özgürlüğü. Bunu bir tarafa bıraktık. Türkiye, basın özgürlüğü alanında onlarca yıllık kazanımlarını kaybetti. Bunların yerine getirilmesi, ancak ivedi adımlarla mümkün olabilir.

RTÜK Başkanı, Saray’ın işaret fişeğinin ardından, yurt dışından fon alan medya kuruluşları ile ilgili ‘milli güvenlik sorunudur’ açıklamasını yapmıştı. Bu fon anlaşması ile birlikte, onların bakış açısı ile RTÜK de o zaman bir ‘milli güvenlik sorununa’ dönüşmüştür. Buradaki mesele kimin fon alıp, almadığı değildir. Kendileri dışında herkesi suçlu, dış mihrakların piyonu gibi gören bir anlayış sorunu var. Demek ki neymiş, yurt dışından fon alanların derdi ne hükümeti devirmek ne de milli güvenlik sorunu olmakmış.

RTÜK’ten beklenti, Türkiye demokrasisinin gelişmesi, basın özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, baskıcı anlayışa son verilmesi, halkın haber alma hakkına saygı gösterilmesi. Kimsenin ülkenin birliği bütünlüğü ile, milli güvenlikle sorunu yok.”

RTÜK’TEN AÇIKLAMA

Taşçı’nın açıklamasının ardından ise RTÜK’ten konu hakkında bir açıklama yapıldı.

‘RTÜK’ün AB’den 3.6 milyon euro fon alacağı ortaya çıktı’ ve benzeri başlıklarla bazı internet sitelerinde yer alan haberler üzerine açıklama yapılmasına gerek duyulduğu belirtilerek, “Ülkemizin üyelik sürecinde çeşitli projelerde kullanılmak üzere AB’ye üzerine düşen oranda kaynak aktardığı herkesin malumudur. AB tarafından da Türkiye’ye, kendi maddi katkılarından doğan hakları doğrultusunda, resmi ya da özel kuruluşların hayata geçirdiği projelerde kullanılmak üzere çeşitli kaynaklar sağlanmaktadır. Hal böyleyken, maksatlı bir şekilde Üst Kurulumuzu hedef alan ilgili haberlerde yer verilen rakamlar da haberin içeriği de yine gerçeği yansıtmamaktadır. Bahse konu proje, AB’nin karşılanmaz talepleri sebebiyle AB Başkanlığı ile görüşülerek bir süre önce tarafımızdan askıya alınmıştır” denildi.

Söz konusu projenin gerçekleştirilmediği kaydedilen açıklamada, “Art niyetli bir şekilde AB gibi meşruiyeti belli olan bir uluslararası örgütün fonları ile belirli amaçlara hizmet eden dış menşeili çeşitli kuruluşların diğer ülkelerin iç politikalarını dizayn etme çabasıyla o ülkedeki bazı medya organlarına para aktarımının aynı kefeye konulması en basit tabirle aymazlıktır, dezenformasyondur, yalan haberdir. Yalan haber ve dezenformasyonla mücadelemiz bundan önce olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir” denildi.

PROJE NEYDİ?

ANKA’dan Sinan Tartanoğlu’nun haberine göre, Taşcı’nın mesajında işaret ettiği projenin amacı, RTÜK belgelerinde, “Avrupa standartlarıyla uyumlu olarak ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün geliştirilmesi” olarak ifade ediliyor. Finansman anlaşması henüz imzalanmadığı için uygulama takvimi henüz kesinleşmeyen, ancak 36 ay sürmesi planlanan projenin katkısı, 3 milyon 600 bin avro.

“İFADE VE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN GELİŞTİRİLMESİ”

RTÜK belgelerinde projenin kısa tanımı ve amaçları ise şöyle aktarılıyor:

“Kolluk kuvvetleri, yargı mensupları, basın çalışanları ve sivil topluma Avrupa Konseyi standartları ve araçları konusunda eğitimler verilerek yaratılacak farkındalık ile ifade ve medya özgürlüğünün geliştirilmesidir.”

Projeden beklenen çıktılar ise şöyle sıralanıyor:

- Dijital çağda gazetecilerin ve diğer medya aktörlerinin Avrupa standartları bağlamındaki rolleri üzerine seminerler düzenlenmesi.

- Kolluk kuvvetleri ve yargı mensuplarına yönelik Avrupa standartları bağlamında medya mensuplarının ve gazetecilerin haklarına ilişkin seminerler düzenlenmesi.

- Düzenleyici kurum ve kuruluşlara yönelik gazetecilerin ve diğer medya aktörlerinin Avrupa standartları bağlamındaki rolleri ve demokratik bir toplumdaki haklarına ilişkin eğitimler düzenlenmesi.

- Düzenleyici kurum/kuruluşlar, STK’lar ve medya çalışanları arasında sürdürülebilir diyaloğu temin etmek üzere yuvarlak masa toplantıları düzenlenmesi ve sürdürülebilir bir iletişim platformu oluşturulması.

- Medya mensupları için Avrupa Konseyi standartları bağlamında rehberler hazırlanması.

RTÜK RAPORUNDAN: AB FONLARINDAN FAYDALANABİLMEK İÇİN...

RTÜK'ün 2020 yılı Faaliyet Raporu'nun "Kurumsal Kaynakların Geliştirilmesi" ile ilgili bölümünde, insan kaynağının niteliğini artıracak eğitim politikalarının oluşturulması hedeflendiği belirtiliyor. Bu bölümde, şu amaç tanımlanıyor: "Kurum çalışanlarının, AB, TÜBİTAK gibi fonlardan faydalanabilmek için proje temelli çalışma üretmesini sağlamak."

RTÜK’ÜN FON ALAN MEDYA KURULUŞLARIYLA İLGİLİ AÇIKLAMASI

RTÜK kısa süre önce, Türkiye’deki bazı basın ve yayın kuruluşlarının yurt dışından fon alması ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

“Bazı örnekleri eskiye dayanan, dışarıdan fonlanan medya konusu bugün de ayan beyan ortaya çıkmıştır. Türkiye’yi dışarıdan dizayn etme çabasında olanların kullandığı en önemli argümanların başında da maalesef medya gelmektedir. Basın özgürlüğü adı ve görüntüsü altında Türkiye düşmanlığı şifreleri üretilmekte ve algı operasyonlarıyla negatif propagandalar topluma pompalanmaktadır. Yabancı kurum ve kuruluşların fonlarıyla Türkiye’de faaliyet gösteren medyanın olası milli güvenlik sorunlarına yol açabileceği gerçeğiyle hareket ederek Üst Kurul olarak, gerekli düzenleme ve denetleme faaliyetlerini titizlikle ele almaktayız.”