Saadet’te Numan Kurtulmuş dönemi
Milli Görüş geleneğinin bugünkü temsilcisi olarak kabul edilen Saadet Partisi kongresine Numan Kurtulmuş tek aday olarak girdi. Parti içinde Kurtulmuş’u istemeyenlerin....
AKP’DEN TEKLİF ALMIŞTI
Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi içerisinde entelektüel kanat olarak tanımlanan grubun içerisinde bulunuyor. AKP’nin 2007 seçimleri öncesinde kendisine milletvekilliği teklif ettiği ancak kendisinin kabul etmediği biliniyor. Kongre öncesinde Numan Kurtulmuş isminin örgütün buna hazır olmadığı iddiasıyla fazla duyurulmadığı söyleniyor. 8sütun.com’dan İsa Tatlıcan konuyla ilgili yazdığı bir yazıda şöyle diyordu: “Saadet Partisi’nde Oğuzhan Asiltürk’ün de aralarında bulunduğu Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığını istemeyen kadro, hâlâ etkili durumda. Partiyi kolay teslim edeceklerini de zannetmiyorum.” Asiltürk ekibinin Mete Gündoğan ismini ortaya atabileceğini söyleyenler de vardı. Ancak beklenen olmadı ve “Erbakan’ın prenslerinden” olarak da lanse edilen Kurtulmuş, parti kongresine tek aday olarak girdi.
‘YENİLİKÇİ’ BAŞKAN
Erdoğan gibi Karadenizli ve imam hatip lisesi mezunu olan Kurtulmuş, Latin harfleriyle yazılmış ilk ilmihal kitabı olarak bilinen Amentü Şerhi’nin yazarı olan İstiklal Savaşı gazisi Binbaşı Numan Kurtulmuş’un torunu. Numan Kurtulmuş, 2002 yılındaki seçim yenilgisinin ardından ‘partinin atılım yapamadığı’ gerekçesiyle genel başkan yardımcılığı görevinden istifa etmişti.
Milli Görüş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın partiden kopmasının gerekçesini oluşturan ‘yenileşme ve lider değişiminin’ bu kez Erbakan’ın izniyle yaptığı konuşuluyor.
"BİR ÜLKENİN EN BÜYÜK GÜCÜ İMANIDIR"
Saadet Partisi’nin 3’üncü büyük kongresinde SP Genel Başkanlığı’nı Numan Kurtulmuş’a devredecek olan Recai Kutan hüzünlü bir veda konuşması yaptı. Kutan, partililerden hellalik isterken yoğun tezahüratlar karşısında dayanamadı. Ağlayarak veda etti. Kutan, yerine sloganlar ve tezahüratlar eşliğinde geçerken, Erbakan’ın salona giriş anonsu duyuldu. Kutan yıllardır Türkiye’de bir irtica paranoyasının devam ettiğini belirterek “Laiklik elden gidiyor yaygaraları koparılıyor. Laiklik evhamı ile başörtüsü gibi en temel insan hakları ihlal ediliyor. Bir ülkenin en büyük gücü topu tüfeği değil; imanlı inançlı gençliğidir. Bu hayati gerçek ortada iken, din eğitiminin önüne büyük engeller konulmuştur. İmam hatip okulları ve Kur’an kursları kapatılma noktasındadır. Dinler ve medeniyetler arası diyalog kisvesi altında misyonerlik faaliyetleri hızlandırılmıştır. Başörtülülerin eğitim hakları ellerinden alınmıştır. Bu işler inanç işidir, azim işidir.”