Pandemi bahanesiyle getirilen gece 00.00 yasağı hâlâ devam ediyor. Sektör temsilcileri yasağın baskı aracı olarak sürdürüldüğünü söylerken, desibel kontrolü ile yasağın kaldırılmasının mümkün olduğunu belirtiyorlar.

Saatlerimizi verin!

Işıl ÇALIŞKAN

Gece 12.00’den sonra uygulanan müzik yasağına tepkiler büyüyor. İki yıl önce pandemi bahanesiyle getirilen ve neredeyse tüm kısıtlamaların kaldırılıp müzik yasağının hâlâ sürdürülüyor olması sektör çalışanlarının mağduriyetini katlıyor. Yasak, mekân sahibinden güvenlik görevlisine, sahne teknisyeninden müzisyenine on binleri etkiliyor. MÜYAP (Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği) Genel Koordinatörü ve yapımcı Bülent Forta, “Şimdi yaz geliyor ve yaz ayında müziğin ve eğlencenin bastırılması ve o hayat tarzının bir tür zaafa uğratılması dinleyici için de müzisyenler için de bir yasak. Bununla ilgili ciddi bir desibel kontrolü ve sesin insanları rahatsız etmeyecek düzeye çekilmesi pekâlâ mümkün. Dünyanın her yerinde böyle yapılırken bizde yasaklanması anlaşılır bir şey değil” diye konuşuyor. Müzik sektörü temsilcileri ile yasağın etkilerini konuştuk.

MÜZİĞİ VE MÜZİSYENİ SEVMİYORLAR

Bülent Forta, müzik yasağına ilişkin, “Bunun bir kısıtlama olduğu çok net” yorumunda bulunurken yapılması gerekenin ruhsatlarda yazan saate kadar müziğin serbest olması gerektiği görüşünde. Desibel kısıtlamasının çok iyi kontrol edilmesinin öncelikli koşul olduğunu ifade eden Forta, “Özellikle yazlık yerlerde müzik yasağı tamamen serbest bırakılıp bir gürültüye dönüşürse ciddi problem. Ses kontrolünün etrafı rahatsız etmeyecek düzeyde yapılması ve müzik yasaklarına son verilmesi gerekiyor” diye konuşuyor. Yasak niye sürdürülüyor sorumuza ise, “Müziği ve müzisyeni çok sevmiyorlar ve özel olarak bunu bir baskı aracı olarak da kullanıyorlar” şeklinde yanıtlıyor.

saatlerimizi-verin-1013321-1.
Bülent Forta

Bu kısıtlamanın hem müzik emekçileri hem de dinleyiciler için bir kısıtlama olduğunun altını çizen Forta, düşüncelerini şöyle aktarıyor: “Şimdi yaz geliyor ve yaz ayında müziğin ve eğlencenin bastırılması ve o hayat tarzının bir tür zaafa uğratılması dinleyici için de müzisyenler için de bir yasak. Bununla ilgili ciddi bir desibel kontrolü ve sesin insanları rahatsız etmeyecek düzeye çekilmesi pekâlâ mümkün. Dünyanın her yerinde böyle yapılırken bizde yasaklanması anlaşılır bir şey değil.”

SEKTÖRÜN BOYNUNA GEÇİRİLMİŞ TASMA

Canlı müzik sektöründe çalışan birçok insanı etkilediğini ifade eden Kadıköy Sahne’nin işletmecisi ve menajer Serkan Fidan, “Mekân sahibinden güvenlik görevlisine, sahne teknisyeninden müzisyenine sektör aktörlerinin tamamı maddi ve manevi ağır hasar aldı” diyor ve ekliyor: “Malumunuz Covid-19 ile mücadele kapsamında alınan tüm önlemler birer birer kaldırılırken sektörünün boynuna geçirilmiş bir tasma görevi verilen gece 12.00’den sonra müzik yasağı ise devam ediyor. Mülki idari amirlerin diledikleri zaman kullandıkları bir tasma…”

saatlerimizi-verin-1013322-1.
Serkan Fidan

Bu keyfi yaklaşım sebebiyle de şehirlerarasında, hatta aynı şehirde ilçeler arasında uygulama farklılıkları olduğunu ifade eden Fidan, bu durumun haksız rekabete yol açtığını belirtiyor: Bu yüzden de Maslak’ta bir gece kulübü sabaha kadar müzik yapabilirken, Kadıköy’deki muadili 12.00’de müziği kesmek zorunda kalıyor.

Bu yasağın sektör aktörleri için bir gelir kaybına yol açtığının altını çizen Fidan düşüncelerini şöyle anlatıyor: “Ancak şahsen bu kaybın peşinde değilim. Bu yasağın altında aslında insanların yaşam tarzlarına müdahale etme arzusu olduğunu düşünüyorum. O yüzden de müzisyenler ve mekân sahiplerinden ziyade hayatında en az 1 kere gece 12’den sonra dışarıda olmuş milyonlarca insanın buna tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorum.”

EĞLENCE ARACI DEĞİL HAYATIN KENDİSİ

Change.org’ta müzik yasağına ilişkin, “#SaatlerimiziGeriVerin” hashtagiyle, “Müzik sınır tanımaz; müzik yasağı kaldırılsın!” isimli bir kampanya başlatan Anıl Ceren Altunkanat, “Müzik sektöründe çalışan biri değilim ama bunun sektördeki emekçilere çok büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Beni rahatsız eden dinleyici olarak kısıtlanmanın yanı sıra bu işin ekmeğini yiyen insanların maruz kaldığı haksızlık. Çünkü bu onlar için sadece bir eğlence değil, hayatın kendisi. Bu şekilde evlerine ekmek götürüyor bu insanlar. Burada bireysel haklara yönelik bir ihlal olduğunu düşünüyorum. Salgınla ilgili önlemlerin kaldırılmışken bunun sürdürülüyor olması sanki babam benim yerime kaça kadar müzik dinleyeceğime karar veriyor gibi hissediyorum. Bunu yaşamak hoş değil” açıklamasında bulunuyor.

saatlerimizi-verin-1013323-1.
Anıl Ceren Altunkanat

Kampanyanın 10 ayda 20 bin 691 imzaya ulaştığını belirten Altunkanat, “Müzik sektöründen tanınan isimler de destek veriyor. Daha da duyurup bu haksızlıktan dönülmesini sağlamayı umuyoruz” şeklinde konuşuyor.

saatlerimizi-verin-1013324-1.