Sadece CHP’liler değil tüm yurttaşlar yürüyor

UĞUR ŞAHİN ugursahin@birgun.net @uugurs

Adalet Yürüyüşü, pek çok kesimden ‘mağduru’ bir araya getirmeye devam ediyor. Hukuksuzluğa, siyasi iktidarın uygulamalarına isyan eden yurttaşlar arasında açlık grevinde olan Nuriye ve Semih için yürüyen de var, engellilerin yaşadıkları zorluklara dikkat çekmek isteyen de…

‘Engelliler hukuksuzluğa maruz kalıyor’

sadece-chp-liler-degil-tum-yurttaslar-yuruyor-311624-1.
61 yaşındaki görme engelli Hüseyin Sönmez isimli yurttaş, Adalet Yürüyüşü’nde iki gün boyunca tam 35 kilometre yürüdü. Adalet Yürüyüşü’ne katılma nedenini sorduğum Sönmez, engelli yurttaşların her gün hukuksuzluğa maruz kaldığını vurgulayarak şöyle yanıtlıyor: “Biz toplumda varız, fakat bizi görmüyorlar. Haklarımızı görmezden geliyorlar, engelli yolları üzerinde arabalar dolu. Bu engelliler dışarı çıkmasın diye yapılıyor.”

Sönmez şöyle devam ediyor: “Adaletin önce kulaklarını sağır ettiler. Ardından dilini ve ayaklarını kestiler. Şimdi de adaleti kör ettiler. Adalet, Kaçak Saray’ın mahzenine kilitlendi, ancak biz o adaleti oradan kurtaracağız. Adalet herkese lazım.”

‘Nuriye ve Semih için yollardayım’

sadece-chp-liler-degil-tum-yurttaslar-yuruyor-311625-1.
“Nuriye ve Semih’e yapılanları gördükten sonra, bu ülkede adaletin olmadığını gördüm.” Bu sözler Ankara Güvenpark’tan beri yürüyüşte yer alan Hıdır Aydur isimli yurttaşa ait. Aydur, yürüyüş boyunca, ‘Nuriye ve Semih yalnız değildir’ yazılı bir döviz taşıyor ve kamp alanında konaklıyor. Aydur, açlık grevinde 113 günü geride bırakan tutuklu Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için yürüdüğü söylüyor.

Aydur, Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin, “Bu ülkede yasalar, kanunlar ve adalet diye bir şey kalmadı. Yüksel Caddesi’nde Nuriye ve Semih’e yapılan zulmü görünce yollara düşmeye karar verdim” diyor ve ekliyor: “Nuriye ve Semih en az 10-15 kere darp edilerek gözaltına alındı. Bir suçları olsaydı o zaman tutuklanırlardı. Bu insanlar ekmeklerinin peşindeydi. Ancak gözdağı vermek için tutuklandılar. Nuriye ve Semih için yollarda olacağım. Dilim döndüğünce yaşanan hukuksuzluğu anlatacağım, adalet arayacağım.”

Miraz bebeğin babası: Bebeğim beni unuttu
Adalet Yürüyüşü’ne katılan bir diğer yurttaş ise Annesi Gülistan Diken Akbaba ile birlikte dört aydır cezaevinde olan Miraz bebeğin babası Cengiz Zaza Akbaba. Akbaba, “2012 yılında Adliye’de ve Emniyet’te Fethullahçılar etkindi. Eşimle birlikte HDP’yi desteklediğimiz için tutuklandık” diyerek başlıyor sözlerine.
sadece-chp-liler-degil-tum-yurttaslar-yuruyor-311626-1.
Akbaba, şöyle devam ediyor: “Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde olmayacak gerekçelerle eşime 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Ben 1,5 yıl eşim 2 yıl cezaevinde kaldı, ardından tahliye edildik. Yargılama sonrasında eşime haksız bir ceza verildi. 11 ay önce Miraz doğdu, Miraz 7 aylıktı, ‘yakalama kararı var’ diyerek eşimi Bakırköy Cezaevi’ne götürdüler. Miraz süt emen bir bebek, annesiz bırakmak söz konusu değil. Bakırköy Cezaevi’nde ömür boyu unutamayacağımız hukuksuzluk yaşadık. İlaç, yatak, oyuncak her şey problem. Bakırköy Cezaevi’nde bebeklere siyasi tutsak muamelesi yapılıyor. 8 hafta Miraz ile kapalı görüş yaptık. Bebeğim beni unuttu.”

“Cezaevindeki 560 bebekten biri Miraz. Emekleyecek yeri olmayan, gökyüzünü, kuşları göremeden, toprağa basamadan yaşayan bebeklerden sadece birisi Miraz” diyen Akbaba, CHP’li ve HDP’li milletvekillerinin cezaevlerindeki bebeklere ilişkin verdiği yasa tekliflerinin reddedildiğinin altını çiziyor.

Akbaba, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Yani Meclis’te adalet çıkmıyor. Biz son 5 yıldır Türkiye’deki adalet sisteminin mağduru olan bir aileyiz. Adalet Yürüyüşü’ne katıldım, Meclis’te, yollarda bulunamayan adaleti meydanlarda aramaktan başka çaremiz yok.”

***

‘Yurttaşların desteği ilham verici ‘

Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Luis Ayala: Türkiye’deki gelişmeleri uzun zamandır endişeyle izliyoruz. Buna kayıtsız kalamayız. Türkiye’deki sistem ileri gideceğine geri gidiyor. Geriye sarıyor. Çok fazla insan hapiste. Gazeteciler, politikacılar, milletvekilleri hapiste.

Bütün dünya bunu biliyor, buradaki olayları dünyanın görmemesi, buradaki olaylara dünyanın kayıtsız kalması mümkün değil. O nedenle ben da buradayım. Halkın farklı şekillerde tepki gösterdiğini de görüyoruz. Vatandaşların gelerek bu sessiz yürüyüşe destek vermesi çok ilham verici. Türkiye’nin bir yüzü baskı, korku ve şiddet diğer yüzünde ise geleceğe umut, demokrasi isteği görüntüsü var. Dünya da bunu görüyor. Çok karmaşık bir ülkede bu yürüyüşün yapılabilmesi muhteşem bir şey.