Normalleşme süreci başlatılsa da İzmir'de Covid-19 tanısı konan sağlık çalışanlarının sayısı her hafta artmaya devam ediyor. Covid-19'un meslek hastalığı sayılması için mücadele devam ederken, sağlık çalışanları bulaş dışında bir de ek ödeme adaletsizliğiyle mücadele ediyor.

Sağlık çalışanları adaletsizliklerle de mücadele ediyor

BERKAY SAĞOL

İzmir'de Covid-19 tanısı konan sağlık çalışanlarının sayısı her geçen gün artıyor. Covid-19’un meslek hastalığı olması için mücadelesini sürdüren İzmir Tabip Odası, iş yeri hekimi olarak çalışırken Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dr. Muharrem İdiz'in meslek hastalığı sonucu vefat ettiğinin tespiti için SGK'ye başvuruda bulundu. Tüm bu yaşananların yanı sıra yoğun riskler altında çalışan sağlık emekçileri ise tavandan yapılacağı açıklanan ek ödemelerdeki adaletsizlikten ve 4D kadrosunda çalışanların hiçbir şekilde ek ödeme alamamasından şikâyetçi.

Normalleşme sürecinin başlatıldığı süreçte, İzmir Tabip Odası İzmir’de Covid-19 tanılı sağlık çalışanları raporunu açıkladı. Rapora göre Covid-19 tanısı konan sağlık çalışanlarının sayısı 500'ü aştı. 155 hekime Covid-19 tanısı konurken, 160 Hemşire/Ebe/Sağlık Memuru, Covid-19 tanısı konduğu bildirildi.

İZMİR TABİP ODASI'NDAN SGK'YE BAŞVURU

İzmir'de, 3 Nisan'da yine bir iş yeri hekimi olarak görev yapan Dr. Muharrem İdiz, 14 Nisan'da Üroloji Uzmanı Dr. Nihat Dayanıklı, 20 Nisan'da iş yerimi olarak görev yapan Dr. Nuri İdiz, 12 Mayıs'ta İç Hastalıkları Uzmanı ve iş yerimi hekimi Dr. Galip Berkan Dingiloğlu ve 15 Mayıs'ta emekli Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Yıldırım Can olmak üzere toplam 5 hekim Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti.

İzmir Tabip Odası yaşananlardan sonra, iş yeri hekimi olan ve Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden Dr. Muharrem İdiz'in meslek hastalığı sonucu vefat ettiğinin tespiti ve mirasçılarına 5510 sayılı Kanun’un 20. maddesi uyarınca ölüm aylığı bağlanması talebiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) 5 Mayıs 2020 tarihinde başvuru yaptı.

İzmir Tabip Odası tarafından yapılan başvuruda, meslek hastalığına ilişkin genel mevzuat aktarılarak, pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının en riskli grupta yer aldığı, meslek hastalığına başvuru sürecinde işletilecek olan süreçlerin sağlık çalışanları açısından kolaylaştırılması gerektiği açıklandı. Başvuruda ayrıca pandemi sürecinde “doğrudan kabul edilme” yönünde bir işleyiş uygulanması gerektiği, sağlık çalışanları için pandemi koşullarında Covid-19 hastalığına nerede yakalandığının, temasın nerede olduğunun, işyeri kaynaklı olup olmadığının sorgulanmasının makul ve hakkaniyetli bir yaklaşım olmadığı, sağlık çalışanının Pandemi sürecinde sağlık hizmeti sunumuna katılmasının mesleki maruziyet değerlendirmesi için yeterli kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.

Covid-19'un meslek hastalığı sayılması için mücadelelerinin devam ettiğini söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz, "Covid-19'un meslek hastalığı kabul edilmesiyle ilgili yaptığımız başvurulara henüz bir yanıt gelmedi. SGK o dönemde bir genelge yayımlandı. Genelgede Covid-19 meslek hastalığı kapsamında değildir denildi. Geçtiğimiz hafta CHP İzmir Milletvekili Kani Beko bu konuda Meclis’te, Covid-19'un meslek hastalığı kabul edilmesi yönünde bir soru önergesi verdi. Covid-19'un meslek hastalığı sayılmasıyla ilgili mücadelemiz devam ediyor. Ek ödemelerle ilgili ise sağlık çalışanlarından çok fazla şikâyet alıyoruz. Büyük bir eşitsizlik var. Özellikle üniversiteler ve eğitim araştırma hastanelerinden geliyor. Son bir kaç haftadır özellikle arttı. Ek ödemelerle ilgili de hastanelerin başhekimliklerine dilekçeler verildi. Örneğin İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık çalışanları hastane içi eylem yapıp başhekimlikten bir söz aldılar" dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI ADALET İSTİYOR

Sağlık çalışanları pandemi sürecindeki ek ödeme adaletsizliğine karşı tüm Türkiye'de çeşitli protestolar gerçekleştirdi. İzmir'de bu eylemler Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapıldı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliği önünde ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Klinikler girişinde yapılan basın açıklamalarında, sağlığın bir ekip işi olduğu ve tavandan ek ödeme uygulamasının adaletsizliği daha da derinleştirdiği söylendi. Açıklamada, "Meslek grupları arasında farklı ödemeler olduğu gibi, aynı meslek grupları içerisinde hatta aynı riskli servislerde çalışanlar arasında dahi uçurumlar yaratılmıştır. 4D kadrosunda çalışanlar ile Aile Sağlığı Merkezleri hiç ek ödeme almamıştır. Bu durum canlarını ortaya koyarak çalışan sağlık emekçileri arasında elbette ki hayal kırıklığı ve öfke yaratmıştır; salgın döneminde sağlık emekçilerin her türlü zor duruma karşı korumaya çalıştığı motivasyonunu yerle bir etmiştir" denildi.

SES İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası ve Sağlık-İş Sendikası, sağlık çalışanlarının sorularını dile getirmek için İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde basın açıklaması yaptı. Üç gün boyunca talepleri için hastanede eylem yapan sağlık çalışanları ek ödeme adaletsizliği ve gece nöbetlerinin ödenmemesinden şikâyetçiydi. SES İşyeri Temsilciliğinin hastane başhekimi ile yaptığı görüşmeler sonucu gece nöbet ücretlerinin yatırılacağı duyurulurken, sağlık emekçilerinin günlerdir yaptığı eylemler kazanımla sonuçlandı.

SES İzmir Şube yöneticisi Hülya Baran Ulaşoğlu, kazanımın ardından yaptığı açıklamada, “Eşit işe eşit ücret istiyoruz. Biz burada beraber çalışıyoruz. Sağlık bir ekip işi. Sağlık alanında çok fazla açık var. Az işçiyle çok iş üretil. En son 32 bin personel alındı. Bu personel ek ödeme alacak. Ama 15 yıldır çalışan bazı personel grubu alamayacak. Böyle bir adaletsizlik var mı? Personel eksiği çok fazla. Asistanlar 32 saat çalışıyor. Bir sorun oluyor ama sorununu dile getiremiyor sağlıkçılar. Korkuyor sağlık çalışanları. Dilekçe bile veremiyoruz. Sürekli mobinge maruz kalıyoruz. Esnek saatler çalışmasında ne zaman çalışacağımızı bilmiyoruz. Personel yok gel diyorlar. Biz de insanız. İnsanca yaşamaya ait ücret istiyoruz. Bu sorunların temel nedeni sağlığın özelleştirmesi. Bu Covid, sosyal sağlın ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık haktır satılmaz” dedi.