Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde, pandemi sürecinde hayatını kaybeden sağlık emekçilerini andığı için SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur ve Arzu Sert açığa alındı.

Sağlıkçıların hayatını kaybeden arkadaşlarını anmaları uzaklaştırma nedeni

Berkay SAĞOL

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur sürgün edilmesinin ardından açtığı davayı kazanarak işe dönmesinden 1 hafta sonra görevinden uzaklaştırıldı. Uğur’un ardından SES üyesi Arzu Sert'in de uzaklaştırma aldığı öğrenildi. SES karara itiraz ederek dava açtı.

SES İzmir Şubesi, hukuksuz bir şekilde açığa alınan iki üyesiyle ilgili şube binasında açıklama yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü’nün yaptığı bu hukuksuzluğun ilk olmadığını söyleyen SES İzmir Şube Eşbaşkanı Erkan Batmaz, “Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü, işyeri sendika temsilcimiz Günseli Uğur ve sendika üyemiz Arzu Sert’i açığa alarak, yine akıl almaz ve hukuk dışı bir karara imza atmıştır. Ağustos ayında işyeri sendika temsilcimiz olmasına rağmen Günseli hemşire hastanenin dışında, Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı bir ASM'de görevlendirme adı altında sürgün edildi. Pandeminin en yoğun dönemlerinde hastanelerde bu kadar eksik sağlık emekçisi varken bu sürgünün, tamamen keyfi bir şekilde karar verildiğini dile getirmiştik. Nitekim görevlendirilmenin iptaline ilişkin açtığımız davada sürgünün iptaline karar verilmiş, 6 ay sonra keyfi uygulamaya son verilmiştir” dedi.

HUKUKSUZ İŞLEMDEN VAZGEÇİLMELİDİR

Pandemi sürecinde yitirdiğimiz sağlık emekçilerini anmanın suç olmadığını dile getiren Batmaz, “Bugün gelinen noktada 5 Mart Cuma günü öğlen yemeği saatlerinde hastane yemekhanelerinde, sendikamızın aldığı karar doğrultusunda Covid-19 nedeni ile kaybettiğimiz 385 sağlık emekçisi için saygı duruşu çağrısı yaptığımız bir sendikal kararımız doğrultusunda, Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi yemekhanesinin içerisinde bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Akabinde açığa alınma kararının çok hızlı bir şekilde 8 Mart Pazartesi günü üyelerimize tebliğ edildi. Tarih ise çok manidardır. 8 Mart tüm dünyada kadınların mücadele günü kabul edilen bir günde, iki kadın sağlık emekçisi sendikal faaliyetlerinden dolayı cezalandırmak isteniyor olması durumu daha iyi gözler önüne seriyor. Bu karar hem hukuk nezdinde hem de sendikal mücadelemiz açısından yok hükmündedir. Her yerde sayı ile belirtilen 385 bir rakamdan ibaret değildir. Kimisi anne, kimisi baba, kimisi kardeş, hepsi bu toplumun bir parçası, sağlık emekçilerinin yüz akı ve onurlarıdırlar” diye konuştu.

Mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Batmaz, şunları kaydetti: “Buradan uyarıyoruz derhal bu hatadan dönülmelidir. Pandemi ile mücadelenin en önündeki sağlık emekçilerine kulak verin. Salgın ile mücadelede özveri ile insanüstü bir çaba gösteren ve artık tükenmişlik yaşayan sağlık emekçilerinin motivasyonu olumsuz etkileyen tüm uygulamalardan vazgeçip taleplerini karşılayın. Sendikal faaliyetlerinden dolayı sağlık emekçilerini cezalandırmak kabul edilebilir değil. Bir an önce bu hukuksuz işlemden vazgeçilerek, soruşturma ve açığa alma kararından vazgeçilmelidir.”