En çok iyi müzisyenlerden kurulu bir orkestrada solistlik yapmayı ve sahnede olmayı özlediğini söyleyen Nilgün Onatkut “Pandemiden dolayı birçok müzisyen işsiz, iş yerleri kapalı. Tüm sahne sanatçıları ve emekçileri için çok zor bir dönem. Bir an önce bu kötü dönemi atlatmamızı diliyorum” diyor.

Sahnede olmayı özledim

Gizem ERTÜRK

Türk Pop Müziğinin 80’li yıllardaki efsane grubu Beş Yıl Önce On Yıl Sonra’nın solisti Nilgün Onatkut 29 yıl aradan sonra 3 şarkılık EP'si Aşkın Yolu ile geri döndü. Biz de Nilgün Onatkut ile yeni EP'sini ve yaşadığımız günleri konuştuk.

► Yıllar sonra bir EP çıkarmaya nasıl karar verdiniz?
Dijital platformlarda dinlenen bu üç şarkı eşim Doruk Onatkut’un başlattığı bir projeydi. 18 yıl önce ilk demoları kaydetmiştik. Yıllar içinde hayatın getirdikleriyle bir türlü tamamlayamamıştık. Pandemi süreci hızlandırdı.


► Albümdeki şarkıları nasıl seçtiniz? Yapım aşaması da tam bir aile işi olmuş. Süreç nasıl ilerledi?
Şarkılar torunumun babası Selim Öztunç’a ait torunumun babası. Oğlum Uğur pandemi sırasında altyapıları hazırlayıp bana sürpriz yaptı. Çok heyecanlandım. Eve kapandığımız günlerde şarkıları çalışıp stüdyoya girmek hepimize ilaç gibi geldi. Bugu Yapım ve GRGDN Müzik’e teşekkür ediyorum. Sayelerinde sizlere ulaştı.

► En son stüdyoya girdiğiniz 1991'den yeni kayıtlara müzikle aranız nasıldı? Neler dinlediniz? Neyi özlediniz?
Stüdyoya en son 1991'de Nino Varon’un prodüktörlüğünde kaydedilen Yağmur’da kasetim için girmiştim. O günden bugüne teknoloji çok ilerledi ama ben analog kayıtları seviyorum. Kulağıma hoş gelen her türlü müziği dinlerim. En çok iyi müzisyenlerden kurulu bir orkestrada solistlik yapmayı ve sahnede olmayı özledim.

► Kitleler sizi Beş Yıl Önce On Yıl Sonra ile tanısa da müzik kariyeriniz daha öncesine dayanıyor. Müziğe başladığınız yıllarda müzisyenliğe karşı nasıl bir algı vardı çevrede? Aileniz, yakınlarınız nasıl karşıladı?
Müziğe Türkiye’de ilk Altın Ses Yarışması’nda Altın Ses Kraliçesi seçilerek başladım. O yıllarda gençlerin müzisyen veya şarkıcı olmasına çok sıcak bakılmıyordu. Ama ailem ve yakınlarım müziği, sahne şovlarını çok severlerdi. Buna rağmen benim ödül olarak bütün meşhur sanatçıların sahne aldığı Playboy Gece Kulübü’nde sahneye çıkmama izin vermediler. Sanıyorum yaşımın daha tam 18 olmaması buna etken olmuştu.

► Oğlunuz Uğur'un müzisyen olacağını duyduğunuzda ne hissettiniz? Bu ülkede müzisyen olmak size ne ifade ediyor? Müzisyenler dinleyicide nasıl bir karşılık buluyor?
Uğur’un müzisyen olacağı zaten ilk doğduğu günden belliydi. Tabii ki sevindik, kararlı bir şekilde yolunu çizdi. Çok iyi bir müzisyen, tonmaister ve aranjör oldu. Bu ülkede müzisyen olmak çok zor. Kendi yetenek ve çabalarınızla bir yerlere geliyorsunuz ama şans da gerekli. Şimdi genç arkadaşlarımın biraz daha şanslı olduklarını düşünüyorum. Dijital platformlar ve sosyal medya sayesinde seslerini duyurabiliyorlar. Ülkemizde çok iyi müzisyenler var ve herkesin kendine göre sevenleri, takipçileri var.

► Müziğe başladığınız yıllardan bugüne müziğin birçok evresine şahit oldunuz. Plak, kaset, CD, dijital dönem ve yeniden plaklara dönüş. Müziğin geçirdiği bu evreleri nasıl yorumlarsınız? Müzik yaptığınız döneme göre kendinizi şanslı hissediyor musunuz?
Plak, kaset, CD ve yanı sıra dijital platformlarda kayıt farklıkları ve sound kalitelerini unutmamak gerekir. Favorim her zaman plaklar oldu. Plakların tekrar değer kazanması ve eski kayıtların tekrar basılarak yaygınlaşması beni sevindiriyor. Aktif müzik yaptığımız dönemlerde sahne çalışmalarımız çok yoğundu. Haftanın yedi günü çalışırdık. Hatta çarşamba ve pazar günleri zaman zaman matinelerimiz bile olurdu. Bütün eğlence yerleri doluydu. Yerine göre daha kaliteli ve zengin içerikli müzik yapılırdı diye düşünüyorum. Bu bakımlardan bizler daha şanslıydık. Şimdi pandemiden dolayı birçok müzisyen işsiz, iş yerleri kapalı. Tüm sahne sanatçıları ve emekçileri için çok zor bir dönem. Bir an önce bu kötü dönemi atlatmamızı diliyorum.

► Özünde bir disko şarkısı olan Sen Gülünce, Hakan Kabil remixi ile yeni bir sound ile dinleyiciyle buluştu. Hatta yılbaşı playlistlerine bile girdi. 2021'de böyle ortaklıkları daha çok görecek miyiz?
Sevgili Hakan Kabil’e çok teşekkür ediyorum. Sen Gülünce’nin remixi harika oldu ve çok beğenildi. Yaza doğru sürprizlerimiz olabilir.

► Uzun yıllar bu ülkenin kültürüne çok değerli katkıları olan bir sanatçı olarak maddi ve manevi olarak tatmin olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Ülkemizde müzisyenler çok para kazanamıyor. Bizim zamanımızda telif hakları kanunu daha çıkmamıştı. On binlerce korsan kaset ve plak basılıyordu. Sahnelerden kazandıklarımızla hayatımızı sürdürdük. Kazancımızın büyük kısmını yine enstrümanlara, kayıt cihazlarına, iyi müzik kayıt stüdyoları kurmak için yatırdık. Sevgili eşim Doruk Onatkut’un da sayesinde güzel şeyler başardığımızı, iyi müzik yaptığımızı ve müziğe yatırım yaptığımızı düşünüyorum. Bu yüzden mutluyum.

► Müzik dünyasına yeni atılacak gençlere tavsiyeleriniz?
Genç arkadaşlara tavsiyem çok çalışmalarının dışında kendi branşlarındaki dünyaca ünlü iyi sanatçıları dinlemeleri, takip etmeleri ama günün sonunda kendi tarzlarını yaratmaları. Şarkı söylüyorlarsa en azından bir başlangıç olması için şan dersi alabilirler, sesi ve nefesi kullanmaya, şarkı sözlerini biraz daha anlaşılır şekilde söylemeye çalışabilirler.