Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta Said krizi büyüyor. Halk, Said’i sandıkta boykot ederken muhalefet istifa çağrısını yükseltiyor. Yasaklarla halkı sindirmeye çalışan Said’in yanıtı ise OHAL’i bir yıl daha uzatmak oldu.

Said’in sonbaharı
Binlerce kişi Arap Baharı'nın yıldönümünde Said'i protesto etti.

Dış Haberler

Tunus, Yemen, Libya ve Mısır’da iktidar değişikliklerine, Suriye’de iç çatışmalara uzanan “Arap Baharı”nın üzerinden 13 yıl geçerken Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ABD destekli yönetimlerin meşruiyet krizleri devam ediyor. Tunus’ta Meclis’i ve hükümeti feshedip tüm yetkileri elinde toplayan muhafazakâr Cumhurbaşkanı Kays Said’in inşa ettiği tek adam rejimi en büyük meşruiyet sorunu yaşayan iktidarlardan.

HALKIN CEVABI SANDIKTA

İki yıla yakın bir süredir ülkeyi demir yumrukla yöneten Said’e karşı Tunuslular isyan bayrağı çekmiş durumda. Halk, pazar günkü genel seçimin ikinci turunda da sandığa gitmeyerek bir kez daha Said’i tanımadığını gösterdi. Parlamento üyelerinin belirlendiği seçime katılım sadece yüzde 11,3 oldu. Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Faruk Buaska, "Şubat ayının sonlarında ya da mart ayının başlarında kesin sonuçlar açıklanacak" dedi. Aralık ayındaki ilk tur seçimde de katılım oranı yüzde 11.2’de kalmıştı.

Muhalefet partileri başta Tunus Emekçileri Partisi olmak üzere seküler partilerden islamcılara kadar pek çok oluşum ve yapı Said'in tek adam yönetimi ve seçim yasasına karşı boykot kararı almıştı.

Erken genel seçimlerde katılımın düşük olmasının ardından Tunus Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Najib al-Shabi, Said'e istifa etmesi çağrısında bulundu. Siyasi partilere ve organizasyonlara seslenen Shabi, "Said'in erken cumhurbaşkanlığı seçim kararı alması için birlik olmalıyız" ifadelerini kullandı. Parlamento seçimlerini kabul etmeyeceklerini söyleyen Shabi, "Politik gruplar arasında köprü kurarak birlik oluşturmaya çalışıyoruz" dedi.

OHAL BİR YIL DAHA UZATILDI

On iki milyonluk ülkedeki hak ve özgürlükleri budayan, muhalefeti susturmak için her yolu deneyen Said yönetimi ise baskılarını daha da artırıyor. 2015’de yaşanan saldırıların ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) 2023’ün sonuna kadar bir yıl daha uzatıldı. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle duyurulan kararın pazar günkü halk boykotunun ardından gelmesi dikkat çekti.

Olağanüstü hal uygulaması, İçişleri Bakanlığı ve güvenlik birimlerine "toplantıların yasaklanması, sokağa çıkma yasağı, mahkeme izni olmaksızın arama emri ve basını denetleme" gibi olağanüstü yetkiler sağlıyor.

TUNUS’TA SİYASİ KRİZ

Tunus’ta halk ayaklanması sonucu Zeynel Abidin bin Ali’nin 23 yıl süren diktatörlüğü 13 Ocak 2011’de son bulmuş ve bin Ali, Suudi Arabistan’a kaçmak zorunda kalmıştı. Bin Ali’nin ardından yönetime gelen Raşid el Gannuşi liderliğindeki siyasal islamcı En Nahda yönetiminin otoriter yönetimine karşı başlayan isyanlar sonrası İslamcılar da iktidardan uzaklaştırılmıştı. Ülkede istikrarsızlık son bulmazken 2019’da bağımsız olarak seçime giren Kays Said, ülkenin altıncı cumhurbaşkanı seçild. Ancak Said, seçildiği andan itibaren geniş bir mutabakatla hazırlanan 2014 Tunus Anayasası başta olmak üzere bütün demokratik kazanımları hedefe aldı. Said, 25 Temmuz 2021’de ülkenin bağımsızlık yıldönümünde Başbakan Hişam Meşişi’nin İslamcı Ennahda Partisi destekli hükümetini görevden almış, Meclis’i feshetmiş ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmıştı. 22 Eylül 2021’de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendisine bağlamıştı.

Said, 13 Aralık 2021’de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022’de anayasa değişikliği referandumuna, 17 Aralık 2022’de ise erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar Meclisin kapalı kalacağını bildirmişti. 25 Temmuz’da yüzde 30.5 katılımla düzenlenen referandumda, yüzde 94.6 "evet" oyuyla yeni anayasa kabul edilmişti. 17 Aralık 2022’de ilk tutu, 29 Ocak’ta ikinci turu gerçekleşen erken genel seçime katılım ise ancak yüzde 11’lerde kaldı.