Teksif İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, birçok fabrikada pozitif vakalı işçilerin çalıştırılmaya devam ettiğini, çünkü işverenler için işçilerin yaşamının ve sağlığının herhangi bir önem arz etmediği söyledi.

Salgını fırsata çeviriyorlar

AYCAN KARADAĞ

İzmir’de salgın kontrolden çıkarken, sömürü de salgın sürecinde daha da katmerlendi. Fabrikalarda vaka ve salgından ölenlerin sayısı her geçen gün artarken, işverenler de COVID-19 testi pozitif çıkan çalışan sayısındaki artış kaynaklı üretim açığını, fazla mesai ve ilave istihdamla kapatmaya çalışıyor.

Teksif İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, işyerlerinde alınan tedbirlerin yeterli olmadığını ifade etti. Aksoy, “Salgın hastalık, doğal afet, ekonomik kriz olduğunda bunun faturası daima işçi sınıfına kesiliyor. Sermayenin sistemin her daim ezdiği, silindir gibi üzerinden geçmeye çalıştığı işçinin hakkı bugün de gasp ediliyor. Karantina sürecinde pandemi koşulları göz ardı edilerek üretim devam etti hala da devam ediyor. Biz ölmeye devam ediyoruz” dedi.


SERBEST DEĞİL SÖMÜRÜ BÖLGESİ

İzmir de sendikalı olmayan birçok iş yeri bulunduğuna dikkat çeken Aksoy, “Ege Serbest Bölgesi değil resmen sömürü bölgesi. Hugo Boss’ta insanlar canıyla uğraşıyor. Covid-19 önlemleri alınmadığı için ölümler gerçeklemeye devam ediyor. Hugo Boss İnsan Kaynakları Müdürü ile doktoru kardeş. Hal böyleyken testi pozitif çıkan işçileri karantinaya almak yerine işçiyi çalışmaya zorluyorlar, ölüme gönderiyorlar. Üretim için insan hayatı yok sayılıyor. Memlekette her iş kolunda olduğu gibi tekstilde de emekte insan hayatı da sömürülüyor hiçe sayılıyor. Tekstil sektörünü özel olarak ele aldığımız da kayıtlı olmayan işçi sayısı fazla. Özellikle kadın işçilerin kaydı bulunmuyor ve diğer sektörlere oranlar vaka sayısı da vefat sayısı da çok yüksek” şeklinde konuştu.

Birçok fabrikada pozitif vakalı işçilerin çalıştırılmaya devam ettirildiğini vurgulayan Aksoy, “İşçilerin yaşamı, sağlığı, ailesi herhangi bir önem arz etmiyor. Tüm bu şartlar altında insanlar muhtaç olmaları nedeniyle çalışmaya devam etmek zorunda kalıyorlar. Salgını fırsata çevirip daha çok kazanıyorlar. Pandemi koşullarında işten çıkarılma yasaklansa da tekstil iş kolunda işten çıkarılmalar ne yazık ki var. İş sağlığı ve güvenliğine uygun çalışmak isteyen işçiler ücretsiz izinle veya işten çıkarılmayla tehdit ediliyor. Çeşitli sahtekârlıklar ile işten çıkarılmalar gerçekleşiyor” ifadelerine yer verdi.

Aksoy, şunları dile getirdi: “Tekstil firmaları gerçekte işçiyi sömürüyor, hakkını gasp ediyor, ölüme yolluyor. Biz işçi sınıfı olarak pandemi sürecinde onurumuzun kırılmadan insani bir biçimde yaşayacağımız ve sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilerek geçinebileceğimiz ve hakkımız olan ücretle çalışmayı istiyoruz. İşçi çocuklarının da en iyi şekilde eğitim ve sağlıktan yararlanmasını istiyoruz. Üretim için karantina dahi hayatımız yok sayılarak çalışmak istemiyoruz. Çalışanların yemeklerini direnç gücünü göz önüne alarak yapılması, servis ve çalışma alanlarının fiziksel mesafeye uygun, maskelerin insan sağlığını tehdit etmeyecek maskelerin olmasını istiyoruz. İsteklerimiz hayati önem teşkil etmekle beraber temel isteklerdir. Özetle onurlu, sağlıklı ve yaşam hakkımız yok sayılmadan yaşamak istiyoruz.”