Salvini gitti, mülteci politikası değişmeye başladı

BARIŞ YÜKSEL/BOLOGNA

İtalya’da Lig Partisi’nin lideri eski İçişleri Bakanı Matteo Salvini, mayıs ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oyunu ülke bazında yaklaşık yüzde 28 oy artışı ile sandalye sayısını 28 arttırmıştı. Bir önceki seçimin galibi Demokrat parti yüzde 18, hükümet ortağı 5 Yıldız Hareketi ise yüzde 4’ü aşan bir oy kaybına uğramıştı. Elde ettiği sonuçlardan sonra, gözünü hükümet ortağı 5 Yıldız Hareketi’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde başarılı sonuçlar elde ettiği İtalya’nın güney bölgelerine çeviren Salvini’nin sahillerdeki ‘beach club’ gezileri ülkede tartışma konusu olmuştu.

Muhalefet, Salvini’nin kendisini ‘halktan birisi’ gibi göstermeye çalışan popülist politikalarının İtalyan halkına ağır bedeller ödeteceğini dile getiriyordu. Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrası anketlerde de oldukça önde çıkan Salvini, İtalya ve Fransa arasında yapılacak hızlı tren projesinde, iktidar ortağının tam aksi yönde pozisyon alması sonrası hükümet içindeki ayrışmaları öne sürüp erken seçim çağrısında bulundu.

2. CONTE HÜKÜMETİNDEN HÜMANİST REVİZYON

5 Yıldız Hareketi ve Demokrat Parti, Salvini’yi muhalefete iterek Başbakan Giuseppe Conte liderliğinde yeni bir hükümet kurdular. Salvini, bu hükümeti Fransa ve Almanya’nın hükümeti olmakla suçluyor ve İtalyan halkının bu pazarlığı cezasız bırakmayacağını söylüyor. Salvini’den boşalan İçişleri Bakanlığı koltuğuna Milano bölgesinde göç ve uyum politikaları üzerine çalışan Luciana Lamorgese getirilmiş, 2. dönemine giren Başbakan Conte’nin göçmenlere yönelik daha “hümanist” politikalar uygulayacağı mesajı verilmişti.

MÜLTECİLER SALVİNİ'DEN ÇOK ÇEKTİ

Salvini, beach club gezileri ile, Akdeniz’deki mültecileri İtalya limanlarına indirmeye kalkan gemilere 1 milyon avroya kadar cezayı öngören güvenlik kararnamesinin ardından adeta bir kutlama gerçekleştirmişti. Salvini’nin İçişleri Bakanlığı döneminde ülkede yabancı düşmanlığı ve ülkenin giderek mülteciler için güvensiz bir hale gelmesi sistematik bir şekilde tırmandırılmıştı. Var olan mülteci merkezleri yıkılmış daha önce başvuruları için ret almış lakin çeşitli sebeplerle ülkesine gönderilmeyen mültecilerin önü açılmıştı. Daha önceki Salvini kararnamelerinden sonra intihar eden 19 yaşındaki Somalili mülteci amaçlanan politikaların hayatlar üzerine etkisi en acı örneklerinden sadece birisiydi.

Yeni hükümet kurulduktan sonra, 15 Eylül’de 82 kişilik ilk mülteci grubu Sicilya’da bulunan Lampedusa adasına giriş yaptı. AB ülkeleri arasında, yeni bir mülteci paylaşım pazarlığından bahsediliyor. Bu pazarlığa göre, Lüksemburg’da yapılacak olan toplantıya kadar uygulanması beklenen geçici çözüm, mültecilerin İtalya’ya girmeden Almanya, Fransa gibi diğer AB ülkelerine de doğrudan dağıtılıp, yeni kurulan hükümetin elinin rahatlatılması. Birleşmiş Millet Mülteci Örgütü’ne göre 2016’da 181 bin olan İtalya’ya mülteci girişi 2018’de 23 binlere düşmüş haldeyken, birlik ülkelerinin en büyük 3 ülkesinin arasında dönen iç siyasete yönelik mülteci pazarlıkları; AB’nin belirleyici ülkelerinin mülteci politikalarında ne durumda olduğu; var olan siyasi ve sosyal iklimin mültecilerin hayatları üzerindeki etkisinin neler olabileceğini gözler önüne seriyor.