‘Seslen Bana’ isimli albümüyle dinleyiciyle buluşan Esra Kayıkçı, konser yasaklarına tepki gösterdi: “Sanat öyle büyük bir coşku ki, baskılar engellemeler olsa da her zaman ortaya çıkacak bir yol mutlaka bulur.”

Sanat mutlaka bir yol bulur
Esra Kayıkçı. (Fotoğraf: Anna Mikulina)

Işıl ÇALIŞKAN

“Hatırlamak için/Yeniden gülmek için/Kavuşmak için/Seslen bana duyarım” bu sözler caz müzisyeni Esra Kayıkçı’nın aynı adlı albümü Seslen Bana şarkısından. Besteci, şarkıcı ve kontrbasçı Esra Kayıkçı dinleyicilerine ona seslenecek kadar yakınlarında olduğunu hissettirmek istemiş bu albümle. Öyle ki başarmış da. Naif ses rengi, edebi sözleri ve özgün sounduyla dinleyiciye yoldaşlık ediyor. Swing’den Balad’a rock’tan, country’e kadar çok sayıda türü içinde barındıran albüm 9 parçadan oluşuyor. 

Akustik sound üzerine inşa edilmiş bu singer-songwriter albüme birbirinden önemli müzisyenler eşlik ediyor.  Ana kadro perdesiz basta Orhan Deniz, davulda Fırtına Kıral, gitar ve trompette Hakan Kamalı’dan, konuk listesi Demir Demirkan, Uraz Kıvaner, Halil İbrahim Işık, Baki Duyarlar, Tolga Bedir, Ulaş Kurugüllü, Burak Kayan, Deniz Doğangün, Sarpay Özçağatay, Ediz Hafızoğlu’ndan oluşuyor. Kayıkçı ile albümünü ve müzik yasaklarını konuştuk. 

Seslen Bana albümünün nasıl bir hikâyesi var?

Seslen Bana, 2020’de yayımlanan Sağım Solum Yokluğun ve Kelebek Orkide şarkılarının devamı niteliğinde. Yıllar içinde biriktirdiğim dostlukları ve güzellikleri paylaştığım bu çalışmada, tüm içtenliğimle dinleyicilere bana seslenecek kadar yakınlarında olduğumu hissettirmek istedim.

Albüm içinde swing, ballad, rock ve country müziğin örneklerini barındırıyor. Hangi zamanlardan neler ile yoğrulmuş bir albüm bu?

Albüm içinde yer alan Seslen Bana, Rüzgarla Dön ve Yağmur şarkılarını 2021 pandemi döneminde yazdım. Müzisyen olarak mesleğimizi icra edemediğimiz bu dönemde 1 hafta Fethiye’ye ailemin yanına gitmiştim. Orada ailem ile birlikte portakal bahçeleri arasında gezmek, deniz kenarında yürümek çok iyi geldi ve İstanbul’a dönünce hemen bu üç şarkıyı yazdım. Rüyalar Olmasa, ilk albüm Bozgun Hatıra’ya girmek isteyip de girememiş bir şarkı, onun da yeri bu albümmüş. Hangi Balık ise 2017’de bir sabah sanki önceden bildiğim bir şarkıyı söyler gibi geldi. Benim için çok kıymetli şarkı yazarlarının da şarkılarını söylemek istedim bu albümde; Elif Çağlar’dan Gel de Anlat, Baki Duyarlar’dan Imperishable, Değer Deniz’den Mavi ve Mustafa Alp’ten Herkesin Şarkısı... 

Seslen Bana parçasında konuk olarak elektro gitarda Demir Demirkan yer almış. Bu işbirliği için neler söylersiniz?

Demir Demirkan çok sevdiğim bir sanatçı. Seslen Bana şarkısını kaydettiğimizde albümün prodüktörü Hakan Kamalı’ya ben bu şarkıda Demir Demirkan solosu duyuyorum dedim ve hemen Demir’e de şarkıdan bahsettim. Çok şanlıyım ki onun programına uygun bir zamanda şarkının gitar kayıtlarını aldık. Onunla stüdyoda birlikte çalışmak benim için çok güzel bir tecrübeydi. Umarım yeni projelerde tekrar buluşuruz. 

Ülkenin siyasi atmosferi sanatı ve müziği ne yönde etkiliyor?

İçinde bulunduğumuz bu atmosfer birçok alanı olumlu etkilemediği gibi sanatı müziği de aynı şekilde olumlu etkilemiyor. Sanatın iyileştiren, umut veren, paylaştıkça dokunduğu her şeyi güzelleştiren yönünü her zaman hatırlamak gerekiyor. 

AYAKTA KALABİLMEK HİÇ KOLAY DEĞİL

Bugün birçok sanatçı ve sanat dalı engelleniyor. İçinde bulunduğumuz dönemi bir müzisyen olarak nasıl yorumlarsınız?

Kendi şarkılarını yazan, üreten bir müzisyen olarak ayakta kalabilmek aslında hiç kolay değil. Öncelikle sanatın bir meslek olarak kabul edilmesi ve saygı duyulması çok önemli. Özellikle pandemi döneminde biraz yalnız bırakıldığımızı düşünüyorum ve maalesef o dönemin etkilerini hala yaşıyoruz. 

Özellikle kadın müzisyenlerin üzerinde engellemeler ve baskılar söz konusu. Bu baskılar karşısında sanatçılar nasıl bir tutum sergilemeli?

M.Ö.7. yüzyılda Ege kıyılarında yaşamış kadın müzisyenlerin, şarkı yazarlarının varlığından haberdarız. Özellikle aynı dönemde Lesbos’da yaşamış Sappho’nun günümüze ulaşan şarkı sözlerini bugün okuyabiliyoruz. Bu bilgilerle, yaşadığımız coğrafyada müziğin sanatın ne kadar eskiye dayandığını görebiliyoruz. Sanat öyle büyük bir coşku ki, baskılar engellemeler olsa da her zaman ortaya çıkacak bir yol mutlaka bulur.