Alternatif müziğin ülkemizdeki temsilcilerinden Gökçe, yeni single çalışması, “Aksiyondayım” ile dinleyici karşısında. Müzisyen, “Sanatı tümüyle ciddiye almak lazım. Müziği hâlâ sadece eğlence sektörü olarak gören ve onu hobi olarak algılayan milyonlarca insan var” diyor.

Sanat, tümüyle ciddiye alınmalı

Işıl ÇALIŞKAN

“Tuttu Fırlattı”, “Ne Yapardım”, “Her Gece” şarkılarıyla müzikseverlerin gönlünde taht kuran Gökçe, Balkan esintili tarzıyla farkını her daim ortaya koyan bir sanatçı. Popüler müziğe bir alternatif sunan müzisyen, şimdi yeni single çalışması “Aksiyondayım” ile dinleyici ile buluştu.

Saksafon ve trompet gibi enstrümanlarla Balkan pop tarzından şaşmayan müzisyen, bu şarkı ile kendi alışılmış tarzına fark edilir, yeni bir şeyler eklemek istediğini söylüyor. Sözü ve müziği Gökçe ile Efe Onat imzalı şarkının aranjesi Serhat Özen'e ait.

Müzisyen ile yeni şarkısını ve müzik serüvenini konuştuk.

► Aksiyondayım ile dinleyicilerinize yine farklı bir tarz sundunuz. Rock, pop, Balkan esintileri… Müzikte yeniliğe nasıl bakıyorsunuz?
Kendi alışılmış tarzıma fark edilir, yeni bir şeyler eklemek istedim. Çok yenilikçi bir insan değilimdir. Buna rağmen ben de hep aynı tarz müzikleri dinlemiyorum. Dinlediğim ve sevdiğim şeyleri müziğime katmak istedim. Yollarımız Efe Onat'la kesişince bu tarz ortaya çıktı. Efe, “Hadi beraber bir şarkı yapalım ve senin sevdiğin tarz olsun” dedi. Benim sevdiğim tarzda, benim müziğimin altına hiphop beat'ler düşündük. Öyle şarkı yapmaya başladık beraber. Düzenlemeyi de Serhat Özen yaptı. Onların ve benim birikimimle ortaya daha fark edilir bir değişiklik çıktı. Fakat sound asla farklı bir Gökçe sound’u olmadı. Tarzımın çok dışına çıkmak istemiyorum. Her şeyiyle yepyeni olmaya karşıyım. Daha doğrusu karakterim öyle.

SESİM DUYGUSAL ŞARKILARA YAKIŞIYOR

► Balkan ezgilerini müziğinizde sıkça harmanlıyorsunuz. Enerjik kişiliğinizin sanatınıza yansıması olarak değerlendirilebilir mi?
Bu, aslında benim 2011 yılından beri dinlediğim müzik tarzı. Türkiye'nin ve bazı diğer ülkelerin uzak olduğu bir tarz. Benim tarzım daha akustik alt yapılıydı. Elektronik veya beat altyapılı değildi. Bazı şarkılarımın bazı yerlerinde tadında elektronik sesler vardı. Bu sefer şarkımda hiphop beat var. Onun üzerine gelişen bir şarkı, yoksa yine benim tarzım. Dinlediğim gruplar azalınca, bari ben yapayım, kendimi dinleyim dedim (Gülüyor). Tabii ki bu yine akustik yapmayacağım anlamına gelmiyor. Sevdiğim her şeyi müziğime katabilirim.

Sorunuza gelirsek müziğime kesinlikle enerjik karakterim yansıyor. Fakat bilen bilir sesim duygusal şarkılara çok yakışıyor. Ben de çok seviyorum nağmeli nağmeli, ağır şarkı söylemeyi. Bol bol söyleyeceğim. Enerji enerji bir yere kadar (Gülüyor).

sanat-tumuyle-ciddiye-alinmali-827555-1.

► Davul ve gitar da çalıyorsunuz. Enstrüman hâkimiyetinin müziğinize katkılarından söz eder misiniz?
Gitara emek vermedim açıkçası. Benim esas enstrümanım davuldur. Davul çalmasaydım bu bestelerin çoğu böyle olmazdı. Ritm üzerine şarkı çok yapıyorum. Mesela piyano ile yaptığım iki şarkı var. Biri “Yirmili Yaşlarım” diğeri ise “Tadına Bakmadan”. Bunlar inanılmaz farklılar. Daha çok Kuzey Avrupa sound’u içeriyor. Enstrüman beste tarzınıza kesinlikle çok etki ediyor.

DOĞAL SÖYLEMEYE ÇALIŞIYORUM

► Bir röportajınızda Tanju Okan gibi daha teatral söylemek istediğinizi söylemiştiniz. Hafif gülerek, ağlayarak... Bu yönde çalışmalar söz konusu mu?
Genellikle doğal söylemeye çalışıyorum aslında. Fakat bir gün o bahsettiğim tarzda şarkılar üreteceğim ve o zaman bu söylediğimi uygulayacağım.

► Kostümlerinizi de kendiniz hazırlıyorsunuz. Ve aslında konserlerde ve kliplerde bir görsel şov sunuyorsunuz. Tüm bunlar bir sanatçı için ne kadar önemli?
Farklı zevklerinizin olması önemli. Çünkü birilerinden yardım alırsanız herkes gibi olursunuz. Tabii ki yardım alıyorum ama benim gibi düşünen insanların tasarladığı şeylerden giyiyorum. Yine de klip neyi istiyorsa o olmalı. Yani “Her şey Bitmedi Bitemez” klibinde kumsalda üzgün üzgün dolaşan bir kadının hırka, doğal elbise ve neredeyse makyajsız olması gibi.

YARDIM ALMADAN YAŞAMAK İMKÂNSIZ

► Pandemiyle birlikte müzik emekçilerinin içinden geçtiği süreçle ilgili neler söylersiniz?
İnanılmaz zor. Herkes için çok zor ama 5 kuruş maaşı olmayan ve eşi de müzisyen olan bir insanın aile yardımı olmadan yaşaması imkânsız. Söylenecek çok şey var. Anlatmaya sayfalar yetmez. Fakat şunu söyleyeyim: Sanatı tümüyle ciddiye almak lazım. Müziği hâlâ sadece eğlence sektörü olarak gören ve onu hobi olarak algılayan milyonlarca insan var.

► Siz bu süreci nasıl geçiriyorsunuz?
Ben bazen umut dolu bazen hüsran dolu geçiriyorum. İnişlerim çıkışlarım çok oldu. Fakat ben şanslı kesimdeyim. Marmaris'te yaşıyorum. Buralarda doğada nefes almak daha mümkün. Yeni bir enstrüman öğrenmeye başladım. Bana ilaç gibi geldi. Çok fazla ürettim. Artık ürettiklerimi yayınlamaya başlıyorum. Özetle elimden geldiğince bu dönemden kârlı çıkmaya çalışıyorum.