Sanatlararası şölene davet

PROF. DR. MEDİNE SİVRİ

Hasan Erkek’in “Orfeus’tan Sonra” adlı eleştirel şiirleri ya da şiirsel eleştirileri türünün ilk örneği olarak okurlarıyla buluşmak üzere kitap stantlarında yerini aldı. Kapağı Pablo Picasso’nun Orfeus ve Eurydike adlı bir tablosuyla tasarlanan kitap bir özel bölüm olan önşiir ile 23 ayrı başlıktan oluşuyor. Bu başlıklarda sinemadan tiyatroya, şiirden romana, öyküye resme kadar sanatın tüm alanlarında şair bizleri bir entelektüel gezintiye çıkarır. Adeta Michel Foucault’nun heteretopik mekânlarında, belli başlı kronotoplarla ve Mihail Bahtin’in “söyleşimcilik” (diyalojizm) kuramının vücut bulduğu şiirsel eleştiride insan zihnine seviye atlatacak türden şiirleriyle farkındalığın gelişmesine çok büyük katkıda bulunan şair, akademik ve entelektüel yaşamında bu aşamaya gelmeden önce çok uzun bir yol kat etmiştir.


Öykü, roman, resim, tiyatro, heykel, sinema ve şiir gibi farklı alanlarda yazdığı düzyazı eleştiri yazılarını “Yapıtlar Arasında” adlı bir kitapta toplamıştır. Dünyanın farklı üniversitelerinde de ders verme deneyimi yaşayan akademisyen, dramaturg, şair ve eleştirmen Hasan Erkek “Orfeus’tan Sonra”ya gelinceye kadar çok çetin ve çeşitli yollardan geçmiştir. Elbette Fransız yazar ve ahlakçısı Jean de La Bruyère’in de on yedinci yüzyılda söylediği gibi “Gökyüzünün altında daha önce söylenmemiş söz yoktur” ama onların nasıl ve niçin yeniden yeniden söylendiği çok önemlidir. Yazarı ya da şairi özellikli kılan bu kendine has söylem dili ve biçemidir. Buffon da, “Le style est l’homme même” derken yani biçemin ve imgelemin bizzat insanın ya da sanatçının kendine özgülüğünü temsil ettiğini ve insanı insan yapanın da bu olduğunu dile getiriyor. Çok sayıda şiir kitabı ve tiyatro oyunu bulanan Hasan Erkek’in eserleri birçok dünya diline çevrildi ve dünyanın farklı ülkelerinde temsil ediliyor.

Hasan Erkek, genellikle eserlerde karşılaştığımız, alışılagelmiş olan geçmişten bugüne panoramik bir çizgi çizmek yerine, bu eleştirel şiirlerinde bugünden geçmişe uzanarak, yazınsal ve dilsel olanın alanıyla sınırlı metinlerarasılığı aşarak, tiyatro, sinema, müzik, folklor, resim, dans gibi çok sayıda sanatın öteki biçimlerini içinde barındıran medyalararasılık ya da göstergelerarasılık olarak adlandırılan yeni bir yöntemle okuru adeta bir sanatlararası şölene davet ediyor. Sözsel olan sanat bir şeyler söyleyerek düşünsel anlamı üretirken, sözsel olmayan sanat sessiz kalarak ve kendine has olanaklarından yararlanarak anlam yerine, açıklama ve gösterme yoluyla duygusal bir değer ortaya koyar. Bu noktada medyalararasılık / göstergelerarasılık, hem bir sanat biçiminin başka bir sanat biçimindeki somut varlığını hem de farklı sanat türlerine özgü biçemlerarası alışverişleri açığa çıkarır. Görüldüğü üzere bu yaklaşım, geleneksel olarak farklı oldukları kabul edilen en az iki ifade biçiminin sanatsal bir üründe fark edilebilecek somut varlığını arar. Hasan Erkek söz konusu eserinde, böyle bir bakışın ortaya konulabilmesi için okurlara ve araştırmacılara epey malzeme sunar.
Birçok yapıtı şiir yoluyla değerlendiren Hasan Erkek, son bölümde, bu kitabına ismini veren ve Kadriye Cesur’a ithaf ettiği “Orfeus’tan Sonra” adlı şiirine demir atar. Sanatın hiç susmayan sesi Orfeus’un bu kaotik meyda çağında bile şiirleriyle esin kaynağı olmaya devam ettiğine vurgu yapan Hasan Erkek, onun dünyayı hiçbir zaman terk etmediğinden, çağlar, boyutlar ve zamanlar arası gezinip durduğundan, sanatın mayası dünyada tutsun diye geçmişin ruhlarını biriktirip kendi ruhunda gelecek kuşaklar için mayaladığından, şimdilerde yersiz yurtsuz bir göçebe şair olduğundan, oğullarını yitirmiş anaların ağıtlarının onun şarkılarına karıştığından, hâlâ yasta olan kadim ruhunun çok ağır hasta olduğundan, sesinin ve soluğunun giderek kısıldığından, bu acımasız kapitalist ve küreselleşen dünyanın gerçek Tartaros’a dönüştüğünden ve Orfesu’un bunun farkında olduğundan söz eder. Beton bloklara bugünlerde diri diri gömülen ve ölüme yol alan, can çekişen bu insanların yine sesine ses verecek başka Orfeuslar bulmak tek çare…

Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü.