Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, AKP ve MHP'nin Meclis'e sunduğu seçim yasası teklifiyle ilgili, "Bu yöntemlerle, seçim kanunlarında mühendislik oyunlarıyla varlığını devam ettirebileceğini sananlar geçmişe baksınlar. Bu hesap işe yaramayacaktır. İstediğiniz kadar bu oyunlara başvurun, bunlardan medet umun, hiçbir sonuç alamayacaksınız. Bunlar nafile çabalardır" dedi.

Sancar'dan Seçim Kanunu teklifi yorumu: İstediğiniz kadar bu oyunlara başvurun, bunlar nafile çabalardır

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemi değerlendirdi.

AKP ve MHP milletvekillerinin seçim barajının düşürülmesini de içeren kanun teklifyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Sancar, geçmiş iktidarların akıbetini hatırlatarak, "İktidarın küçük ortağı eriyor. Yüzde 10 barajının altında kalacağı kesin gibi görünüyor. Şimdi onu kurtarmak için barajı indiriyorlar. İttifak sistemiyle de oynuyorlar. Yine kendilerine oyları azalmasına rağmen avantaj sağlamak. Bu oyunlara başvuran bütün iktidarlar halkın iradesi karşısında kaybetti. Bu yöntemlerle, seçim kanunlarında mühendislik oyunlarıyla varlığını devam ettirebileceğini sananlar geçmişe baksınlar. Bu hesap işe yaramayacaktır" dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın doktorlar için "Gidiyorlarsa gitsinler" sözlerine ve bunun üzerine Bahçeli'nin Türk Tabipleri Birliği'ni hedef alan açıklamasına tepki gösteren Sancar, "Kim kimi nereden kovuyor Hekimler hiçbir yere gitmiyor. Bu iktidar gidecek. Bu halka zulmü, açlığı reva gören bu iktidar gidecek. Hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız ve sizleri tarihin çöplüğüne mutlaka göndereceğiz" diye konuştu.

Sancar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

SEÇİM KANUNU TEKLİFİ

"Desteğini kaybeden bütün iktidarların geçmişte yaptıkları gibi bu iktidar da şimdi kendisini ayakta tutacak ve devamını sağlayacak oyunlara girişiyor. Bu oyunların başında da geçmiş iktidarların yönetimlerin kullandığı yöntemleri devreye sokuyor. Bu yöntemler öncelikle seçim kanunlarıyla oynayarak oy kaybına rağmen milletvekili sayısını aynı tutmak ve bu şekilde çoğunluğu korumak geliyor.

Seçim kanun teklifi dün AKP-MHP işbirliğiyle Meclis’e sunuldu. Burada yapılan değişikliğin amacının bu iktidara; siyasi mühendislik ve hukuksal oyunlarla çoğunluğu kazandırma amacına dayanıyor. Kaybeden iktidarlar bu mühendislik çalışmalarından medet ummuşlardır geçmişte, bunun çok örneği var. Bakın barajı yüzde 7’ye düşürdüler güya. Oysa biz baraja karşı mücadeleyi kuruluşumuzdan beri, bu siyasi gelenekteki bütün partiler, bu mücadeleyi büyük bir kararlılıkla yürütmüşlerdir. Bizim önümüze çıkarılmıştı bu baraj, biz bu barajı çeşitli yöntemlerle en çok da ilkeli ve kararlı mücadelemizle yıktık. Barajı açmak için halkımızın güçlü desteğiyle, her dönemde mutlaka etkili yöntemler bulduk. Şimdi bu barajın ne kadar anlamsız olduğu bizim bu mücadelemiz sayesinde ortaya çıktı. Barajı aşmak için halkımızın güçlü desteğiyle, her dönemde mutlaka etkili yöntemler bulduk.

AVANTAJ SAĞLAMAK İSTİYORLAR

Barajı yüzde 7’ye indirmelerinde elbette bizim mücadelemizin payı var ama kendi hesaplarının da burada bir rolü var. İktidarın küçük ortağı eriyor. Yüzde 10 barajının altında kalacağı kesin gibi görünüyor. Şimdi onu kurtarmak için barajı indiriyorlar. Ama barajı indirirken ittifak sistemiyle oynuyorlar. İttifak sistemiyle oynamalarının nedeni de belli. Yine kendilerine oyları azalmasına rağmen avantaj sağlamak istiyorlar.

Tekrar hatırlatalım bu oyunlara başvuran bütün iktidarlar eninde sonunda halkın güçlü iradesi karşısında kaybetmişlerdir. Bu yöntemlerle, seçim kanunlarında mühendislik oyunlarıyla, varlıklarını devam ettirebileceklerini sanan iktidarlar, geçmişe bir baksınlar. Bu iktidar da geçmişe bir baksın. MHP’ye yüzde 7 baraj indirimini hediye etmekle, il ilçe seçim kanunlarında kendi ağırlıklarını koruyacak yöntemleri kanunlar yoluyla uygulamaya sokmakla varlığınızı sürdüremezsiniz. Çünkü karşınızda barajları yıkmış büyük bir siyasal gelenek ve güçlü bir irade var. HDP var, HDP’nin birlikte hareket ettiği demokrasi güçleri, emekçilerin, ezilenlerin mücadelesi var. İstediğiniz kadar bu oyunlara başvurun, bunlardan medet umun, hiçbir sonuç alamayacaksınız. Bunlar nafile çabalardır. Kendilerini bu şekilde güvence altına almak herhangi bir şekilde tutmayacak bir hesaptır. Bu hesap bizim duvarımıza çarpacaktır. Bu hesap, HDP’nin demokrasi güçlerinin ortak mücadelesinden dönecektir. Bunu böyle bilsinler. Tekrar bunu düşünsünler.

"HEKİMLER HİÇBİR YERE GİTMİYOR, BU İKTİDAR GİDECEK"

Dün tıp bayramıydı. Sağlık emekçileriyle birlikte kutladık. Bugün de süren bir grevleri var. Eylemlerini selamlıyorum. Bozulan sağlık sisteminin yükünü sağlık emekçilerinin omuzlarına yıkıyorlar. Kendi sorumluluklarını gizlemek için sağlık emekçilerini hedef gösteriyorlar. Şimdi de ülkeden kovmaya kalkıyorlar. Kim kimi nereden kovuyor? Küçük ortak bugün tehditlere devam etmiş. Halk sağlık emekçilerinin öneminin farkında. Hekimler hiçbir yere gitmiyor. Kim gidecek, bu iktidar gidecek. Bu halka zulmü, açlığı reva gören bu iktidar gidecek. Hiçbir yere gitmiyoruz, buradayız ve sizleri tarihin çöplüğüne mutlaka göndereceğiz.

Zaten TTB de açıklama yaptı hiçbir yere gitmiyoruz diyorlar. Bu ülke bizim, biz bu halkın içinden çıktık ve bu halkın hizmetinde olmaya devam edeceğiz ama haklarımızı da arama mücadelesini sürdüreceğiz, taviz vermeyeceğiz diyor hekimler ve sağlık çalışanları. Bu mücadelede de sonuç almaya başlıyoruz.

Dün AKP Genel Başkanı bazı açıklamalar yaptı, sözlerini geri alma amaçlı ifadeler kullandı. Ancak biliyoruz ki daha önceki sözler dil sürçmesi değil, gönlünden geçenin ifadesi. Vaatlerde de bulunmuş 3 5 tane. Bunların hiçbiri hekimlerin haklı taleplerini karşılamaya yetmiyor. Yanından bile geçemiyor. Haklar lütufla gelmez. Haklar mücadele ile alınır. TTB, 10 maddelik bir liste sundu kamuoyuna. Bunların takipçisiyiz, biz de sahibiyiz. Grubumuz dün bu konuda bir kanun teklifi verdi. Bunu yasalaştırmaya ve hekimlere yol gösterenleri özür dilemeye çağırıyorum. Hekimlerin taleplerini kabul etmek en büyük özrünüz olacaktır.

"NEWROZ MEYDANLARINDA HDP’Yİ SAVUNACAĞIZ"

Mücadelesini yaşatacak, sürdürecek yolları mutlaka bulacaktır, yaratacaktır. Biz asıl savunmamızı halkımızla birlikte yapıyoruz. Halklarımızla, demokrasi güçleriyle birlikte yapıyoruz. Eğer bunun örneklerini görmek istiyorlarsa 8 Mart’a baksınlar, 8 Mart’ta nasıl bir iradenin ve kararlılığın ortaya çıktığını görsünler. Yine eğer bununla yetinmek istemiyorlarsa geçen seneki Newroz’u hatırlasınlar ve önümüzdeki hafta kutlayacağımız Newroz’u dikkatle takip etsinler. HDP’yi biz o meydanlarda savunacağız. Savunmamızı da mücadelemizin geleceğini ve yönetmelerini de o meydanlarda halklarımızla birlikte milyonlarla birlikte coşkuyla kararlılıkla yapacağız. Bunu şimdiden herkesin bilmesi gerekiyor.

ADALET BAKANLIĞI'NA ÇAĞRI

Bütün başvurulara rağmen, Adli Tıp Kurumu’ndan bu hasta hükümlü ve tutuklular ile ilgili raporlar çıkmıyor. O zaman bir çağrı yapıyoruz. Gelin siyasi parti temsilcilerinden, insan hakları savunucularından, uzman kuruluşlardan içinde Adalet Bakanlığı temsilcilerinin de bulunacağı bağımsız bir komisyon oluşturun. Bütün bu vakaları ve bu olayları bu bağımsız komisyon incelesin, kamuoyuna, parlamentoya böyle bir komisyonun sunacağı raporlar çerçevesinde harekete geçelim. Adalet Bakanlığı da bu komisyonun raporlarına, açıklayacağı görüşlere uyacağını ilan etsin. Madem bu kadar güveniyorsunuz haksızlık yapmadığınız iddiasındasınız. O zaman size bağlı kurumların raporlarıyla değil bağımız bir kuruluşun hazırlayacağı raporlara göre hareket edelim. Çağrımızı yineliyorum bu çağrı iktidaradır, muhalefetedir, bütün toplumsal muhalefete ve demokrasi güçlerindedir. Cezaevlerindeki bu uygulamalara karşı bağımsız bir komisyonu hep birlikte oluşturmak için sesimizi birleştirelim ve yükseltelim.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI

Ukrayna’da devam eden savaş, bizlere yıkıcılığı ve acıları nasıl büyüttüğünü bir kez daha ortaya koymuş, barış hedefinin ne kadar önemli olduğunu da göstermiştir. 20 gün içinde yaşanan yıkımlar ve acılar, savaşların ortak özelliğidir. O nedenle bizler derhal, gecikmeden her türlü savaş politikasına militarist anlayışa işgal operasyonlarına karşı büyük barış hareketini kuralım. Hep bir birlikte bu ülkede büyük barış için harekete geçelim. Hemen şimdi harekete geçelim. Çünkü HDP olarak bizler ülkede ve devletler arasındaki sorunların ve uyuşmazlıkların çatışma ve savaş gibi yöntemlerle değil, müzakere ile diyalog ve diplomasi ile çözülebileceğine inanıyoruz. Savaşa nerede olursa olsun karşı çıkıyoruz. Savaş nerede yürütülürse yürütülsün orada barış mücadelesinin içinde yer alıyoruz.

Bunu sadece Türkiye için değil başta Ortadoğu ve Avrupa olmak üzere önemli bir hedef olarak görüyoruz. Büyük barış hareketine, insanlığın ortak değeri temelinde kurulacak büyük bir barış hareketine ihtiyaç var. Bizler barışı amasız fakatsız savunuyoruz. Savaşa, işgale amasız ve fakatsız karşı çıkıyoruz. Sadece bir ülkede ve bölgede değil nerede olursa olsun aynı tutumu sergiliyoruz. Çünkü savaşa karşı çıkmak ve barışı savunmak bizim için bir üst değer, temel ilkedir. Sadece bir yerde savaşa karşı çıkmak başka yerlerde savaşa arka çıkmak ikiyüzlülüktür, iktidarın medyasını ve yandaşlarının yaptığı gibi. Türkiye topraklarında savaş politikalarına ses çıkarmayanlar şimdi barış kelimesini ağızlarından düşürmüyorlar. Onlar barış diyorlar diye biz bu hedeften vazgeçecek değiliz. Onlar bu kavramları kirletmeye çalışıyorlar diye biz bu ilkelere sarılmaktan vazgeçecek değiliz. Tam tersine onların bu iki yüzlüğünü her fırsatta dile getirmeye devam edeceğiz."