31 Mart seçimleri kimlik siyasetinin toplumsal tabanda ciddi bir karşılığının kalmadığını gösterdi. Yoksullukla boğuşan milyonların sandığa yansıyan öfkesi derinleşen sınıfsal çelişkilerin ifadesi oldu.

Sandığa sınıfsal talepler yansıdı

POLİTİKA SERVİSİ 

31 Mart seçimlerinin ardından ülke siyaseti yeni yol arayışlarını sürdürüyor. Sandıktan hezimetle ayrılan Erdoğan, sürece göre yeniden pozisyon almaya çalışırken seçimde büyük avantaj elde eden muhalefetin belirleyeceği yol haritası ise oldukça kritik.

Sandığın ortaya çıkardığı sonuç, alışılagelen siyaset yapma biçimlerinin halk nezdinde eskisi gibi karşılık bulmadığını ortaya koydu.

Terör, şeriat, başörtüsü, Gazze gibi ağzından düşürmediği söylemlerle seçim kampanyasını bir kez daha kimlik üzerine kuran Erdoğan, bu kez milyonların rızasını almayı başaramadı. Gerilimi tırmandırmak için basılan kara propaganda düğmesi de işe yaramadı. 

AKP’nin oy deposu olarak gördüğü, yıkılmaz, sarsılmaz sandığı kalelerinde bile iktidarı gözden çıkaran tercihin arkasında neyin olduğu üzerine çokça tartışıldı. Hereksin ağzında dolaşan “Boş tencere iktidarı götürür” sözü, yoksullukla derinleşen sınıfsal çelişkilerin ortaya çıkardığı tepiyi gözler önüne serdi. İktidar partisinden umudunu kesen milyonlar, bu kez kendilerine dayatılan kimlik siyasetine sırt çevirdi. AKP’den kopanların peşine düşen, iktidara öfkeli muhafazakar seçmen için alternatife dönüşen Yeniden Refah dışında sağ partilerin tamamı oy kaybetti. 31 Mart sadece AKP ve MHP için değil, sağ siyasetin çöküşüne de tanıklık etti. Kendilerini muhalefette tanımlayan Altılı Masa’nın sağ partileri DEVA, Gelecek, Saadet ve DP’nin hiçbir toplumsal karşılığının kalmadığı görüldü. 14 Mayıs öncesi başbakan olma hayalleri kuran Meral Akşener’in İYİ Partisi’ndeki erime ve çözülme ise en çarpıcı örneklerden biri oldu. 

Muhalefet bu şansı iyi değerlendirmeli 

Öte yandan sandıktan çıkan sonucu tek başına, birinci parti haline gelen CHP’nin başarısı olarak görmek bizi doğru bir sonuca götürmeyecektir. Artan yoksulluğun yarattığı tepki dalgası, milyonların iktidar karşısında kendilerine en yakın ve zorunlu gördükleri alternatife yönelmelerini sağladı.10 ay önce ülke tarihinin kaybedilen en kritik seçiminde Altılı Masa ve ittifak siyasetinin çöktüğü görüldü. Bugünlerde CHP’nin Altılı Masa sayesinde sağa açıldığı AKP’nin kalelerine bu sayede girildiği düşüncesi savunulmaya başlandı. Oysa 5 partinin bir toplumsal karşılığının kalmadığı bu seçimde görüldü. Muhalefetin bundan sonraki yol haritası kendisine dayatılan kimlik siyaseti yerine bu seçimin kilidi olan sınıfsal talepleri kucaklayacak politika inşa etmekten geçiyor. 

Halkın çoğunluğunun muhafazakar olduğu ön kabulüne dayanan yaklaşımların sağcılık yarışından öteye geçmediği, günün sonunda AKP’nin ekmeğine yağ sürdüğü pek çok kez görüldü. Değişim iddiasıyla yola çıkarak sandıktan zaferle ayrılan muhalefet için yerel yönetimler iktidarı ele geçirebilecek bir şans sundu. Muhalefet bu şansı doğru değerlendirirse 2028’e gidilen yolda iktidarı bir kez daha yenebilir.  

*** 

En büyük sorun açık ara farkla ekonomi 

İktidara yakın Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Optimar’ın seçim sonrası anketini aktardı. 2-5 Nisan tarihleri arasında 2 bin kişi üzerinden yapılan ankette “Sizce bugün Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” diye soruldu. “Ekonomi” diyenler yüzde 60.6’yla ilk sırada gelirken, onu yüzde 6.1 ile Suriyeliler ve göçmenler takip etti. “Sizce bu sorunu kim çözer?” sorusuna ise ankete katılanların yüzde 24.3’ü CHP dedi. AKP diyenlerin oranı ise yüzde 20.2’yle ikinci sıraya gerilemiş durumda. Optimar, sandığa gitmeyen 152 kişiye neden sandığa gitmediğini de sordu. ‘Partime olan tepki’ diyenler yüzde 34.9’la ilk sırada geliyor. Onu yüzde 20’yle ‘AKP’ye tepki amaçlı’ cevabını verenler izliyor. ‘Kararsız olduğum için’ diyenler yüzde 19.8’le üçüncü sırada gelirken, adaya tepki gösterdiği için sandığa gitmediğini söyleyenlerin oranı yüzde 14.6 çıkıyor. Aynı 152 kişiye bu kez ‘Sandığa gitseydiniz hangi partiye oy verirdiniz?’ sorusu soruldu. Yüzde 27.9’la CHP diyenler ilk sırada gelirken, AKP diyenler ise yüzde 20.9’la ikinci sırada yer alıyor. Ankete katılanlara, “Sizce 31 Mart yerel seçimlerinin verdiği en temel mesaj nedir?” diye soruldu. Birinci sırada yüzde 33.3’le AKP’ye yanıtı verilmiş. Onu yüzde 21.5’le ekonomik kriz takip ediyor. Yönetimin değişmesi yüzde 19.5’le üçüncü sırada gelirken, bu seçimlere damgasını vuran emekliler yüzde 5.5’le dördüncü sırada geliyor.