Google Play Store
App Store

Yeni sansür yasasının seçimlerde vatandaşı ve muhalif basını susturma amacıyla hazırlandığının altını çizen muhalefet, soyut gerekçelerle ceza getiren düzenlemelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtti.

Sansürün yasası seçime ayarlandı
Fotoğraf: Pixabay

BirGün ANKARA

AKP ve MHP milletvekilleri tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulan, gazetecilere soyut gerekçelerle yeni hapis cezası ve basın kartları için yeni yasaklamalar getiren kanun teklifine tepki gelmeye devam ediyor. Teklifin Anayasa’ya aykırı olduğuna yönelik açıklamaların ardından düzenlemeleri savunan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal da tepki çeken ifadeler kullandı. Ünal, sansür niteliğindeki düzenlemenin, “İfade hakkı, eleştiri ve basın özgürlüğü kısıtlanmasın diye” hazırlandığını öne sürdü. AKP’li Ünal’a ve teklife karşı çıkan muhalefet temsilcileri, iktidarın seçim ayarlı düzenlemesinin tek nedeninin halkı susturmak olduğunu söyledi.


CADI AVI BAŞLAYACAK

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen, iktidarın vatandaşla dalga geçer gibi açıklamalara imza attığını, teklifin başlı başına bir sansür düzenlemesi olduğunu söyledi. Soyut gerekçelerle getirilmek istenen hapis cezasına işaret eden Antmen, “TCK’de ‘kamu barışını tehdit eden suçlar’ kapsamına suç icat edilmek isteniyor. ‘Kamu barışı’ kelimesinin içine ne isterlerse atacaklar. Cadı kazanı bu olacak. Sonra da cadı avı başlayacak. Kamu malları yağmalanırken istiyorlar ki ses çıkarmasın kimse. Kamu barışı dedikleri tam da bu. Biz kamuyu zarara uğratıyoruz, huzurumuzu kaçırmayın… Tam istedikleri bu. Bunlar müteahitlerle barışık halkla kavgalı. Bunlar faizcilerle barışık gençlerle kavgalı. Bunlar gericilerle barışık kadınlarla kavgalı. Bunların barışık olduğu tek doğru konu yok, kamu barışını mı düşünecekler? Önce gitsinler durmadan iftira atan ve maaş verdikleri trolleri sustursunlar, sonra kamu barışından konuşuruz” dedi.

KAZANAMAYACAKLAR

“Yaşanan baskı, zamlar ve konut krizi nedeniyle de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP’nin hiçbir şekilde kazanma ihtimali yok” diyen Antmen, ayrıca şunları söyledi:

“Kazanamayacakları için sansür ve otosansür politikasını birarada yürütüyorlar. Teklifte ‘yalan haber’ konusu önemli. ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ diye TCK’ye suç uyduruyorlar. Halkın soyulduğunu yazarsanız bu yalan mı? Döviz geçiş garantili köprülerle kamunun yağmalandığını yazarsanız bu yalan mı? ‘Ülkede konserler yasaklanıyor, iktidar çöl kanunu uyguluyor’ derseniz bu yalan mı? İktidar mensuplarına göre yalan. Oysa gayet ortada olan bir gerçek. Şimdi siz bu gerçekleri yazanlara 3 yıla kadar hapis isteyeceksiniz. Bu, konunun otosansür kısmı. İnsanlar gerçeği bilse ve yazsa karşılarına bunu çıkarmaya kalkacaklar. Yapılan kanun Anayasa’ya ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere uygun değil, bununla ilgili yandaş hakimlerine karar verdirmeye kalkarlarsa bile tamamı dönecek. Şimdiden söylüyoruz, bu teklifi geri çekin, demokrasiye ve özgürlüklere ve bağımsız yargıya güvenin. Bu cadı avı planında boğulacaklar.”

TBMM Adalet Komisyonu’nun İYİ Partili üyesi Hasan Subaşı da iktidarın seçim sürecinde daha fazla eleştirilmemek için Basın Kanunu’nu değiştirmek istediğini söyledi. Subaşı, “Artık bütün sesleri susturma gayreti içerisindeler. ‘Türkiye yoksullaştı’ denildiği zaman bile milletvekilleri, ‘Zenginleştik, keyfini yaşayın’ diyor. Onlar eleştirilsin istenmiyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği yıkımın sonucunu yaşıyoruz. Bu durum konuşulsun istenmiyor. Tüm bunlardan dolayı yeni kısıtlamalar geliyor” dedi.

SUSTURMAK İSTİYORLAR

Halkın haber alacağı her mecranın ceza tehdidi ile karşı karşıya kaldığını bildiren Subaşı, “Sosyal medya, gazeteciler, televizyonlar… Kontrol edemediklerini cezalandırmak istiyorlar. Artık seçim süreci de yaklaştı. Onlar için herkesin susturması gerekiyor. Ülkenin kaynaklarını tükettiler. Sıra milli parklara, SİT alanlarına geldi. Kasada para kalmadı. Durumu düzeltmeleri mümkün değil. Bu nedenle yaşanan savrulma sürecinde gelebilecek eleştiriler halkı aydınlatmaya katkı sunuyor diye kontrol mekanizmalarını ona göre ayarlamaya çalışıyorlar. Fakat bilsinler ki geri dönüşü yok. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yaptırımları getirirlerse getirsinler işe yaramayacak” diye konuştu.

***

İktidarı eleştiren yayınlara daha fazla ceza tehlikesi

CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, AKP ve MHP ortaklığında hazırlanan Basın Kanunu düzenlemesinin getireceği tehlikelerin altını çizdi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu temsilcilerinin resmi ilanları dağıtmakla görevli Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’na eklenmek istendiğine dikkati çeken Çakırözer, “Bu kurumlar zaten Saray baskısı altında. Şimdi bunlar aracılığıyla eleştirel yayın yapan gazetelere, sitelere daha fazla ceza verecekler” dedi. “Seçim öncesinde basın tamamen yazamasın, vatandaşlar ifade özgürlüğünü kullanamasın, eleştirimesin, sessiz kalsın diye çıkarılmaya çalışılan büyük bir sansür yasası ile karşımızdalar” diyen Çakırözer, ayrıca şunları söyledi: “Amaç bağımsız medya ve sosyal medyayı yaptırımlarla karşı karşıya bırakmak. Zamların, enflasyonun, pahalılığının bilinmesini önlemek. Zaten var olan baskı ortamına yeni baskılar ekleyecekler. Sadece internet sitelerini basın kanunu kapsamına alan maddeleri kalabilir. Ama özgürlükleri, basını, medyayı, düşünceyi ifadeyi sansür, baskı altına alan maddelere karşı Meclis’te sonuna kadar direneceğiz.”

***

Soyut ve sert düzenlemeler

• Haber sitelerinde düzeltme ve cevap yazısının hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın 1 gün içinde yayımlanması zorunluluğu geliyor.

• Basın İlan Kurumu'nun belirlediği ‘basın ahlak esaslarına aykırı davranışı’ halinde basın kartı iptal edilebilecek.

• 29. Madde’de "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" ifadesiyle gazeteciler üzerine baskı kuruluyor. Soyut bir şekilde yazılan maddeyle gazeteciler 1-3 yıl arası hapis cezası alabilecek.

• MİT Kanunu’nda yer alan ifşa suçları bu yasada da yer alıyor. Gazetecilerin MİT’e dair haber yazması engellenmek isteniyor.

• Basın Kartı alabilecek kişilerde aranan şartlara "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 4. Maddesi uyarınca hüküm giymemiş olmak" hükmü de ekleniyor.