Sarraf davasını takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger: Sarraf itirafçı olabilir

SEBAHAT KARAKOYUN sebahatkarakoyun@birgun.net @ssenyaprak

ABD’deki Sarraf davasında, 27 Kasım’daki duruşmaya giden süreç merakla bekleniyor. 17-25 Aralık sürecinde TBMM’de kurulan Soruşturma Komisyonu’nda görev yapan, davayı da yakından izleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, yeni sürprizler olabileceğine dikkat çekiyor. “Sarraf itirafçı olabilir. Garip şeyler duyuyorum. Sarraf’ın görüşme istekleri olduğunu biliyorum” diyen Aksünger’e göre, dosya karara bağlanırken “arka planda başka işler yürümemişse fırtına kopacak”…

»Sarraf davasıyla ilgili “Bu davanın ucu patrona kadar uzar” demiştiniz. Bunu açar mısınız?
Davayı ilk günden beri takip ediyorum. Ortada bir suç varsa bir komuta merkezi, karar merkezi olması lazım. 17 Aralık dosyasını incelediğim zaman ilk günden itibaren gördüm ki birbirinden kopuk gibi görünen ama baktığınızda bir merkezden yönetilen bir şeye benziyor. Hem suçu işleyenler hem suçu ortaya çıkaranlar açısından geçerli bu. Suçu ortaya çıkaran çete lideri olarak tanımlanan Fethullah Gülen. Bu yapıyı geçmişte F tipi olarak tanımladığımızda bugün bu yapıyla mücadele ettiğini söyleyen AKP iktidarı, bizi hedef alıyordu. Suçu ortaya çıkanlar açısından dosyayı incelediğimizde ilk bakışta dikkat ettiğimiz, belgeler elde edilirken hukuka uygun bir sürecin işletilip işletilmediğiydi. Burada önemli bir tespit yapmak gerekiyor. Son dönemdeki Ergenekon, Balyoz, Oda TV, KCK gibi hukuk katliamlarının yapıldığı davaların ardından başka bir tabloyla karşılaştık. Kitabına uygun yapılmıştı her şey. Çünkü diğer davalarda sahteliği kanıtlanan delillere rağmen kendisini “savcı” ilan eden ve bu delilleri hiç dikkate almayan iktidarın, bu dosya açığa çıktığında üstünü kapatacağı açıktı ve o nedenle sağlam deliller toplamaya özen göstermişlerdi.

»Yani Cemaat AKP ile aralarının iyi olduğu dönemde “bir gün lazım olur” diye delil toplamış…
Tabii 2007’de başlamış bu süreç, dosyaya baktığımızda . 2012’ye gelinceye kadar belge toplanılmış ama hiç gün yüzüne çıkarılmamış. “Bu dursun bir kenarda” denilmiş adeta. 2012’de start verilmiş. Suçu işleyenler açısından baktığımızda içinde bakanların, bürokratların, Sarraf gibi isimlerin olduğu bir çete. Bu karmaşık ilişkilerin yıllarca yönetilmesinin, açığa çıkmadan sürdürülmesinin bir tek sebebi olabilir, bir patronaj ya da bir patron olmalı. Hükümet de bugün yapılan açıklamalarla bunu kabul ediyor aslında. Başlangıçta Sarraf ilk tutuklandığında ”Bize ne Sarraf’tan” diyenler şimdi aynı dosyaya eklenen bürokrat ve bakanlarla ilgili olarak “Biz söyledik de yaptılar”, Sarraf için ise “Benim vatandaşım” noktasına geldiler. 17 Aralık dosyası da ABD’deki Sarraf dosyası da ortaya koyuyor ki ipleri tutan birileri vardı. Sarraf’la ilgili dava sürecine ilişkin ABD’deki temaslarımda da ”Bunun ucunun bir yerlere, bir patron ya da patronaja gideceği” söyleniyordu zaten. Bu bizim iddiamız değil zaten en tepedeki isim Erdoğan, Zafer Çağlayan Sarraf dosyasına eklendiği zaman “Ne yaptıysa biz dediğimiz için yaptı” dedi.
»Var olan kirli ilişkiler ağını, rüşveti , yolsuzluğu gölgelemek için dava sürecini Türkiye’nin İran’a yönelik ambargoyu delmek üzere yaptıklarıyla ilişkilendirme gayreti var…

TBMM’deki Soruşturma Komisyonu sürecinde o kirli ilişkiler ağını tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bilgi, belge ve ifadelere ulaşmıştık. O dönem bakanlar, bürokratlar yargıdan kaçırılırken ısrarla, “Bunu kapatamazsınız, yargıdan kaçamazsınız” dedik. Çünkü bu işin uluslararası ayağı var. Türkiye’de yargıya müdahale etseler de uluslararası boyutu nedeniyle başka bir ülkede er ya da geç hakim karşısına çıkacakları tartışma götürmez bir gerçekti. Bu sıradan bir yolsuzluk ve rüşvet davası değil çünkü. Olayın bir ayağında İran var. İran ortada kaybolan bir para olduğu için Sarraf’ın patronu Babek Zencani’yi idama mahkûm etti. Sadece Zencani değil, o olaya bulaşmış başka isimler, mollalar da var. Uluslararası kuruluşlardan o dönem MASAK’a yazılmış yazılar, ABD’den Halk Bankası’na yazılan yazılar, MİT’in Sarraf’la ilgili uyarıları vardı. Bütün bunlar bu konunun gizli kalamayacağının açık kanıtıydı.

»ABD’deki dava sürecine gelirsek, sizce oradan yeni sürprizler çıkabilir mi?
ABD’deki dava ile ilgili gelişmeleri iktidarlarına, Erdoğan’a yönelik bir Amerikan komplosu olarak sunmak, AKP’nin işine geliyor. Oysa aynı ABD 2000’lerden itibaren hep Erdoğan’ın yanındaydı. 2002’de Türkiye’de farklı bir yönetim şekillendirmek için AKP’ye verdikleri destek herkesin malumu. Şimdi Zafer Çağlayan’ın dışında 17 Aralık sürecinin bilinen aktörleri Muammer Güler ve Egemen Bağış ve bazı bilinen bürokratlara ek sürpriz isimler de çıkabilir tabii. Aslında o dönem Meclis’e savcılığın gönderdiği 309 sayfalık dosyanın aslı beş yüz küsur sayfaydı. Ama ben asıl dosyanın daha geniş olduğunu düşünüyorum. Çünkü dosyanın ayrıntılarına, olaylara, ilişkilere bakıldığında bazı yerlerin flu olduğu açıkça anlaşılıyordu. Bana kalırsa 17-25 Aralık’ta düğmeye basıldığında operasyonu başlatanlar bazı isimleri zaten ayıklamışlardı.

»Kimleri ayıkladıklarını düşünüyorsunuz ve neden yaptılar bunu size göre?
ABD’deki dava sürecinin ardından tekrar baktım, inceledim dosyayı, belgeleri. Bir kere altın transferi konusunda flu pek çok nokta var. Bu süreci tespit edip, trafiği belgeleyenler tüm isimleri ortaya koymamışlar bana göre. Uçaktan indirilen külçe altınların transferini yapıp işleyen ve bütün bu sürecin içinde olan bürokratlar kim? Bütün bu trafiği takip edip belgeleyenler o ismi neden dosyaya koymadılar? Hem iktidarla hem de FETÖ ile çift taraflı ilişkisi olan ismi, isimleri ayıklayarak korumaya, kripto FETÖ’cü olarak kalmasını sağlamaya çalıştıkları açık.

»Size göre Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla neden gitmiş ABD’ye?
Gidişlerin sebebi bankacılıkla ilgili bir görevlendirme mi yoksa özel seyahat mi? Burada akla ilk gelen soru şu: Mehmet Hakan Atilla oraya gidiyor birtakım görüşmeler yaptıktan sonra dönerken alınıyor. Zarrab girerken alınıyor. Orada başka bir şey için mi bulunuyordu, özel işlerinin dışında bu iş için mi gitti, Halk Bankası ile ilgili özel bir takım konuları irdelemeye görevli olarak mı gitti? Hikâyesi düğümü çözeceklerin en önemlilerinden biri.

sarraf-davasini-takip-eden-chp-genel-baskan-yardimcisi-erdal-aksunger-sarraf-itirafci-olabilir-371693-1.

»Sizce neden?
Sarraf konusundaki dava ile ilgili istişareye ve “neler oluyor”u, “nereye varır”ı görmeye gitti. Bazı ilişkileri olduğunu düşünüyorum. Mehmet Hakan Atilla, duruşmada Sarraf’dan daha rahattı; hareketleri, tavırları ile.

»ABD ile vize krizinin Sarraf davasıyla bağlantısı var mı size göre?
Vize hamlesi şah hamlesidir. ABD bu hamleyle “şah” demiştir. Kesinlikle Sarraf davasıyla bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Aslında ABD’nin her dediğini yapan bu iktidarın onlarla ters düşmesi, Rusya ile ilişkileri, Suriye ile çatışma, Kürtlerle didişme, hepsi tamamen iç politika için kullanılan malzemeler. Bir yola girdiler, iktidar kalmak için milliyetçiliği körüklüyorlar. İktidarda kalmak için Kürtlere saldıracaklar, Amerika, Avrupa karşıtlığı yaratacaklar. Rusya’yla ilişkileri bir tehdit olarak kullanmak istediler, Amerika’ya bir kart açtılar, Amerika da başka kart açtı. Sarraf davası bunlardan en önemlisi, başka kartlar da açabilirler. Bankalar, kurumlar, Türkiye açısından büyük sıkıntı söz konusu. Türkiye bu davadan dolayı bir bedel ödemeye itilirse büyük ıstırap çekeriz. Hem ekonomik, hem sosyal açıdan dramatik bir süreç yaşanabilir. Bugünü arayacağımız bir döneme girebiliriz.

»Bharara’nın basın açıklaması var, “Erdoğan görevden alınmamı istedi” diyor…
Biden’ın Erdoğan’la görüşmesinde bu yönde bir talepte bulunduğu haber oldu Amerikan basınında. Erdoğan da çıkıp, “Hayır böyle değil” demedi. Sarraf’ı isteyeceğine Fetullah Gülen’i isteseydi ya… Aslında FETÖ’yle falan işleri yok. Algıyı yönetmek için sıcak tutuyorlar o konuyu. Ama Gülen’i isteme noktasında herhangi bir çabaları yok. 2000’li yılların başından itibaren FETÖ’nün organizasyonlarına ödenek çıkaranlar, yardım edilmesini isteyenler, ABD’ye de bunu empoze etmeye çalışanlar şimdi tersini söylediklerinde inandırıcı olmaz zaten. ABD açısından da durum ortada. AKP’yi nasıl var ettilerse FETÖ’yü de kullanmışlardır. Amaç ve idealleri aynı zaten. FETÖ ve Erdoğan’ı 17 Aralık’a kadar bir tuttular,organik bağları da ortadaydı zaten.

»Erdoğan, Sarraf’la ilgili “Benim vatandaşımı yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin” sözleriyle ne demek istedi sizce?
Burada “itirafçı” kelimesine dikkati çekmek lazım özellikle. İtiraf ne demek? Suçu itiraf etmek… Demek istiyor ki yapılmış bir işi anlatacak Hakan Atilla veya Reza Sarraf…

»Sarraf itirafçı olur mu sizce?
Olabilir. Garip şeyler duyuyorum ben şu anda. Sarraf’ın görüşme istekleri olduğunu biliyorum. Şimdi isimlerini söyleyemem ama böyle bir durum olduğunu biliyorum. Veya bir kısmını da itiraf etmek veya o zemini hazırlamak üzere çalışmalar olduğunu düşünüyorum. 27 Kasım’da dava devam edecek. Savcılık tarafından sürekli bir şeyler ekleniyor dosyaya. Burada üç dosya var; kritik olanı da Amerika’ da, söyleneni söylüyorum, 200 no’lu dosya. Bu dosya içerisinde bir sürü insanın da olduğu söyleniyor. Bir sürü insanın olduğu dosyanın açılması arkasından davanın karara bağlanması ve bağlanırken de siyasi ayakları arasında bir anlaşma yoksa eğer arka planda başka işler yürümemişse fırtınanın kopacağını kesin görüyorum.

»ABD ile temaslar sürüyor. Hem Sarraf davası, hem vize krizinde tahminlerin ötesinde bir seyir de olabilir mi?
Bir ihtimal belki... Belki siyasi yansımalarını 3-5 ay içerisinde görebiliriz bu temasların. Bugün Amerika’ya söylemedik söz bırakmayanlar yarın “Anlaştık” diyebilirler. ABD bu davayı bir siyasi şantaj olarak kullanıyor, kullanacak da.

***

Emine Erdoğan’ın ismi dosyaya nasıl eklendi?

Emine Erdoğan’ı davanın içine katan Rıza Sarraf. 150 bağış belgesinin tümünü koymuşlar. Ayrıca bir belge de Adalet Bakanlığı’nın sayfasına koyuyorlar. Orada Emine Erdoğan’ın da fotoğrafı olan aslında TOGAMDER’in (Emine Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve halen himayesinde faaliyetlerini sürdüren dernek) açıklaması da “Başkanımız Emine Erdoğan’dır” açıklamalarını koyan da Rıza Sarraf’ın avukatlarıdır. Niye koymuş, güya avukatlar diyor ki, ‘Bizim müvekkilimiz hayırsever bir iş adamıdır, hayırsever bir iş adamı olduğu için böyle bağışlar yapmıştır” diyor. Emine Erdoğan’ın başkanı olduğu dışında hangi derneğe bağış yapıldığını da göstersene... Oradan bir mesaj veriyor. Niyet var ortada, safça konulmuş bir mesele değil. Erdoğan’a mesaj gönderiyor Sarraf, devamını da getirebilir.