7 yıldır savaş ve göç koşullarında yaşayan Suriyeli mülteciler ciddi ruh sağlığı sorunlarıyla karşı karşıya. Şiddetin şiddet doğurduğunu hatırlatan uzmanlar uyarıyor: Tedaviye erişimleri için adım atılmalı. Şiddet sarmalı bozulmalı

Savaşın yaraladığı ruhlar tamir olmuyor

RIFAT KIRCI

Suriye’de 7 yıldır süren iç savaş, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Çekilmeye başlıyoruz” açıklamasıyla yeni bir boyut kazandı. Evlerinden yıllardır uzakta yaşayan mültecilerin durumu da yeniden gündemde. Türkiye’de sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyelilerin yaşadığı en önemli sorunlardan biri ruhsal bozukluklar. Savaş koşulları, açlık, yoksulluk, yakınlarını kaybetmek, onların ölümüne tanık olmak, evlerinin yok olması, bilmedikleri bir ülkede yeni bir yaşam...

Bunların her biri travma nedeni. Geçen günlerde İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı ile Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) işbirliğinde düzenlenen Türkiye Travmatik Stres Kongresi’nde mültecilerin yaşadığı ruhsal problemler masaya yatırıldı.

Psikiyatrist Doç. Levent Küey, sunumunda göç konusunun psikiyatristleri doğrudan ilgilendirdiğini anlattı. Savaş, şiddet, ırkçılık, zorunlu göç ve kitlesel sürgünün ruh sağlığına doğrudan zarar verdiğini aktaran Küey şunları söyledi: “Savaş, şiddet ve suistimale maruz kalanların ileriki yıllarda şiddet uygulayıcılarına dönüşme oranı yüksek. Böylelikle şiddet sarmalı besleniyor. Savaş yoksullaşma, açlık, kitlesel sürgün ve zorunlu göçlere yol açıyor bu da ruhsal hastalıklara yatkınlık oluşturabiliyor.”


IRKÇILIK UYGULAYAN DA SORUNLU
Küey, sunumunda ırkçılığa maruz kalan mültecilerin de ruh sağlığının bozulduğunu belirterek “İkisi arasındaki ilişki yaş, doğum yeri, cinsiyet ve eğitim düzeyinden bağımsız. Irkçılık ve şiddet de ruh sağlığı sorunu. Şiddet ve saldırganlık karmaşık insan davranışlarıdır. Hafif incitici bir sözden, taammüden işlenmiş en vahşi cinayete, kışkırtılmış linç eylemlerinden, savaşlara kadar şiddete ilişkin en temel psikososyal gerçek: Şiddet daha çok şiddet doğurur.’’
Kongrede sunum yapan Dr. Ersin Uygun mültecilerin en çok karşılaştığı ruh sağlığı sorunlarını şöyle sıraladı:• Depresyon • Travmatik stres ve ilişkili bozukluklar • Travmatik ya da uzamış yas • Somatizasyon • Kaygı bozuklukları • Alkol ve madde kullanım bozuklukları • Psikotik bozukluklar.

***

Savaş ve göç çocukları uykusuz, güvensiz ve öfkeli
Prof. Dr. Ayşen Coşkun ise mülteci çocukların durumuna dikkat çekti. 5.6 milyon Suriyeli göçmenin yüzde 47.39’unu çocuklar oluşturduğunu söyleyen Coşkun şöyle dedi: “2016 verilerine göre bu çocukların 830 bini okul çağında ve tahmini olarak 380 bin çocuk okul dışında. Aktif savaş sırasında yaşanan sivil yerleşim yerlerinin bombalanması, ev okul yakınlarında taraflar arasında karşılıklı ateş, sokaklarda yaşanan patlamalar, yaşam alanlarına silahlı kişilerin doğrudan saldırısı çocuklarda korku ve endişe yaratıyor. Tüm bu şiddetin ardından göç sürecinde çocuklar bakım verenlerinden ayrı düşüyor, istimara açık oluyor, zor yaşam koşulları, açlık susuzluk ve geleceğin belirsizliği gibi problemlerle baş ediyor.”

Prof. Coşkun göçmen çocuklarda yaşanan ruhsal sorunları sıraladı:

♦ Hassas olma.
♦ Güvensiz hissetme.
♦ Kaygı belirtileri. (Ayrılık anksiyetesi)
♦ Psikosomatik yakınmalar.
♦ Uyku problemleri.
♦ Geride bırakılanların yası, hüzün duygusu.
♦ Öfkeli, yıkıcı tepkiler.
♦ Disiplin sorunları.