Zaporijya’da tedirginlik hâkim. Kent hızla boşalıyor. İnsanlar, sanki önümüzdeki büyük bir savaşın kokusunu almış gibi kenti ya terk ediyor ya da kırsala çekiliyor.

Savaşın yıkımını görmek
Fotoğraf: BirGün

Ukrayna’dan İzlenim
İsmail DAYE/Zaporijya

Bugün emekli maaşımı çekmek için Zaporijya merkeze gittim. İlk kez savaşın yıkımı ile karşı karşıya geldim. Bankaya varmadan Zaporijya’yı bir baştan öbür başa 17 km ile bölen bulvar üzerindeki yıkılmış, darma duman olmuş binalar ile karşılaştım. Harabeye dönmüş kenti ve sokakları görmek ürkütücüydü. Sonrasında maaşımı çekmek için bu binaların yanındaki bankaya yöneldim. Bankanın çevresi güvenlik şeridi ile kaplıydı. İnanamadım. Güvenlik şeridini geçip alt kattaki bankaya baktım. Alt kattaki banka yok olmuştu. Ortada ne bankamatik ne de bir şey vardı. Yan tarafta çalışanlara bu bankanın başka bir şubesini nerede bulacağımı sordum.

Yine aynı cadde üzerinde valilik binasının yanındaki bu bankanın iki km uzaklıktaki şubesine yöneldim. Vardığımda bankanın çevresinin güvenlik duvarı çekildiğini ve tümüyle kapalı olduğunu gördüm. Yan binalardan sorarak bu bankaya ait bir bankamatik bulup bulamayacağımı sordum. Belki de şehirdeki o bankaya ait kalan tek bankamatiğinden emekli maaşımı çektim. Yine o bölgede bir noktanın daha vurulduğunu biliyordum. Onu görmek istedim. Ama gözüken bir noktada değildi. Sadece o noktanın vurulduğu çevre binalardaki bazı iş yerlerinin camlarının kırık ve açık olduğunu gördüm. Sokaklarda hâlâ çok miktarda cam parçaları vardı. Devlete ait posta ve kargo binasının bütün camları kırılmıştı ve işçiler cam değiştiriyorlar ya da kontrplak takıyorlardı.

ACININ KOKUSU

Son saldırılarda da onlarca insan hayatını kaybetti. Artık saldırı olmadığı gün yok. Kent sanki hayalet şehir gibi sessiz ve ıssız bir hal almış. Merkezdeki bu patlamaların 150 metre uzağında olan birisiyle konuştum. Onu hiç bu kadar korku ve telaş içinde görmemiştim. Patlama ile yattığı yataktan yere yuvarlandığını, eşi ve çocuklarının da çığlık çığlığa ellerine yüzlerini kapatarak savunmaya geçtiklerini söyledi. Hâlâ etkisinden kurtulmamıştı. İşi gereği bulunduğu bölgeyi terk edemediğini söyleyerek sığınakta yaşam mücadelesi verdiklerini anlattı.

Kentin en büyük halk pazarlarından birisini gezdim. Pazar boştu desem yeridir. Üstelik en hareketli olması gereken saatte. Her zaman gittiğim ve cıvıl cıvıl olan büyük parka uğradım. Orada da büyük bir sessizlik hâkimdi. Tek tük insanlar vardı. Kent hızla boşalıyor. Sanki önümüzdeki büyük bir savaşın kokusunu almış gibi insanlar hızla kenti ya terk ediyor ya da kırsal bölgelere çekiliyor.

Elektriklerin bütün Ukrayna genelinde kesileceği şeklinde haberler dolaşıyor. Burada elektriklerin kesilmesi demek sıcak suyun da ısınmanın da mümkün olmayacağı anlamına geliyor. Olanağı olanlar son paralarını harcayarak evlerine soba kurduruyorlar. Zaporijya sanıyorum önümüzdeki bir ay içinde çok şeye gebe bir kent görünümünde. Karıncalar gibi insanlar da bunu hissediyorlar.