Sinan Ateş suikastının üzerinden bir yıl geçti. Suikastın ardından gelişen 50+1 meselesinden AYM-Yargıtay krizine kadar rejim kriz içerisinde. Muhtaçlık içerisinde yürüyen AKP-MHP ittifakı güç savaşlarını sürdürüyor.

Savcılar gitti geldi, dava bile açılmadı
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş suikastın 1’inci yılında "Tüm failler yakalansın" dedi. (Fotoğraf: ANKA)

Politika Servisi

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in suikast sonucu öldürülmesinin üzerinden tam 1 yıl geçti.

Ateş suikastı, bugüne dek soruşturma sürecinde kaldı ve iddianame bile hazırlanmadı. Soruşturma kapsamında üçü polis, biri eski MİT görevlisi, eski Ülkü Ocakları ve MHP yöneticileri olmak üzere 22 şüpheli tutuklandı.

Süreç içerisinde soruşturmayı yürüten savcılar değiştirildi. Soruşturmaya atanan Durdu Özer, yedi ay sonra görevden alınırken MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları tarafından tehdit edildiği öğrenildi. Özer’in yerine soruşturmanın koordinasyonu için görevlendirilen başsavcı vekili Ahmet Altun’un ise MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ile gizli bir görüşme yaptığı ortaya çıktı.

Gerçekleşen suikastın ardından günlerce Ülkü Ocakları ve MHP’den konuya ilişkin bir açıklama gelmedi.

Ardından MHP ve Ülkü Ocakları bağlantılı birçok kişi soruşturma kapsamında tutuklandı. Emniyet içerisinde yer alan isimler de soruşturmada yer aldı.

Soruşturmada en büyük soru işareti eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’a ilişkin oldu. Suikastın şüphelilerinden Demirbaş’ın Kılavuz’un evinde olduğuna dair tutanak ‘kayboldu’.

Polislere kapıyı Kılavuz’un açtığı ve “Siz gidin, sahibiniz gelsin” diyerek gözaltı işlemine direndiği ve daha sonra ekipte yer alan bir polis memurunun da tayininin çıkarıldığı iddia edildi. Kılavuz’un, suikasttan dört gün önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesi de tartışılan bir başka konu oldu.

Öte yandan suikastın hemen ardından MİT tarafından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sunulan rapor basına sızdırıldı. “MHP-Ülkü Ocakları hattında yaşanan sıkıntılı süreçle ilgili önemli bilgilere yer verildiği” öne sürülen bu raporda bazı siyasilerin ve güvenlik bürokrasisindeki bazı üst düzey isimlerin konumları hakkında da Cumhurbaşkanlığı’na bilgi aktarıldığı belirtildi. MİT’in MHP hakkında hazırladığı rapor dikkat çekti.

Son olarak ise Ateş cinayetine dair bilirkişi raporunda, Ateş’in adresini Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın istediği ortaya çıktı.

T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre, raporda, cinayetten sonra tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçırdığı iddia edilen Eski MHP’li milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalanıp serbest bırakılan Tolgahan Demirbaş’ın temizlediği cep telefonundan özel bir program sayesinde kurtarılan veriler yer aldı. Raporda Tolgahan Demirbaş’a ait yazışmalar da dikkat çekti.

Rapordaki verilere göre, Ateş’in öldürülmesinden dokuz ay öncesinden başlanarak takip edildiğini ortaya koydu. Raporda yer alan yazışmalardan birinde, Demirbaş’ın soruşturma kapsamında tutuklanan cinayet büroda görevli Komiser M.E.A.’ye, 10 Mart 2022’de “Amirim bizim GB (Genel Başkan) istedi de, 0505 …. telefon numarası, adres lazım bize sana zahmet olmazsa” şeklinde mesaj gönderdiği, M.E.A’nın da numarayı sistemden sorguladıktan sonra, Sinan Ateş’i kastederek, “Reis önceki GB’ye çıkıyor bu numara” yanıtını verdiği, Demirbaş’ın “Aynen reis, onun ipini çekmişler” dediği belirtildi. Bilirkişi raporunda, bu yazışmadan yaklaşık 1,5 saat sonra Demirbaş’ın telefonunun “notlar” bölümüne Ateş’in adresini kaydettiğine dikkat çekildi.

Sinan Ateş’in, kendisinden sonra Ülkü Ocakları Başkanlığı’na getirilen Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatıyla takibe alındığını gösteren bilgilerin yer aldığı belirtilen bilirkişi raporundaki yazışmalara göre; Demirbaş, eski MİT mensubu olduğu iddia edilen Çağlar Zorlu’dan gelen Ateş’in konum bilgilerini Yıldırım’a “Araştırmalarım devam ediyor efendim, az önce böyle bilgi aldım, arz ederim” diyerek ilettiği kaydedildi.

Ateş’in, İstanbul Ataşehir’de olduğuna dair anlık konum bilgisini ileten Çağlar Zorlu’nun, birkaç gün sonra Demirbaş’a “İstanbul’daki adreste bulamadılar mı?” sorusunu yönelttiği, Demirbaş’ın da “Olumsuz abi, yer uygun değildi” yanıtını verdiği belirtildi. Bilirkişi raporunda bu konuşma için, “Ateş’e bu tarihte İstanbul ilinde eylem yapılacağı, ancak yerin uygun olmadığı anlaşılmaktadır” değerlendirmesi yapıldı.

İL BAŞKANI VE GENEL BAŞKAN DA ŞÜPHELİ

Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz’dan sonra, geçen Mayıs ayında Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı’yı da dosyaya "şüpheli" olarak kaydettiği öğrenildi. İki isim hakkında, yurtdışına çıkış yasağı getirildiği de bildirildi.

ADRESİ VEREN SORUŞTURMAYI DA YÜRÜTTÜ

Ortaya çıkan bilirkişi raporunun ardından ise Gazeteci Alican Uludağ, Sinan Ateş’in adresini belirten komiser M.E.A.’nın soruşturma kapsamında daha önce görev aldığını aktardı.

∗∗∗

AKP-MHP ARASINDAKİ KRİZ SÜRÜYOR

Sinan Ateş cinayetinin ardından gelişen süreç AKP ve MHP ilişkilerinin kriz içerisinde olduğunu gösterdi. 50+1 meselesi ve Gezi tutuklusu TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın serbest bırakılmaması da bu krizi net bir şekilde açığa çıkardı. Devlet içerisine yerleşmeye başlayan ve özellikle yargıda ciddi bir güç kazanan MHP kadroları, yargıda temel sorunlar oluşturmaya başladı.

AKP’nin güç kaybettiği ve MHP’nin de iktidara ortak olma arayışı ile kurulan müttefiklik ilişkisi süreç içerisinde tarafları karşı karşıya getirdi. Önümüzdeki yerel seçimler de göze alındığında hâlâ birbirlerine ‘muhtaçlık’ ilişkisi içerisinde yürüyen ittifak, gün yüzüne çıkan her olay da biraz daha gerilime sahne oldu.