AKP milletvekillerinin Türk Ceza Kanunu (TCK) ile bağlı kanunlar Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Ceza İnfaz Kanunu'nda yapılması istenilen değişiklik teklifleri, daha çok Emniyet'in tepkilerini gidermek üzerine oldu

AKP milletvekillerinin Türk Ceza Kanunu (TCK) ile bağlı kanunlar Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Ceza İnfaz Kanunu'nda yapılması istenilen değişiklik teklifleri, daha çok Emniyet'in tepkilerini gidermek üzerine oldu İNAN GEDİK - ANKARA

Yürürlük tarihi 1 Haziran'a ertelenen TCK vebağlı kanunlarla ilgili AKP milletvekilleri tarafından verilen değişiklik tekliflerinde, sanık ile avukat arasındaki ilişkiler sınırlandırılırken, arama ve telefon dinlemelerinde polisin işini kolaylaştıracak düzenlemeler istendi. Özellikle sanık ile avukat arasındaki ilişkilerin sınırlandırılmasını, hukukçular savunma hakkının engellenmesi ve ortadan kaldırılması olarak değerlendirdiler. Türkiye'nin "hukuk devletinden", "polis devletine" doğru yol aldığını dile getiren hukukçular AKP iktidarına tepkililer. TCK, CMK ve CİK üzerinde değişiklik yapılması için AKP Kilis Milletvekili Hasan Kara ile Tokat Milletvekili Zeyid Aslan tarafından verilen teklife göre yasalarda yapılması istenen belli başlı değişiklikler şöyle:

SANIK-AVUKAT İLİŞKİSİNE SINIRLAMA

Teklif ile örgütlü suçlardan yargılanan kişilerin vekilliğini üstlenen avukat hakkında bu kişiyle aynı örgütsel faaliyet çerçevesinde işlediği suçlardan veya TCK'nın "Suç delillerini yok etme veya değiştirme" başlıklı 281, "suçluyu kayırma" başlıklı 283, "İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma" başlıklı 297 ve "Hak kullanımını ve beslenmeyi engelleme" başlıklı 298. maddelerinde yazılı suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma açılması halinde şüpheli, sanık veya hükümlü olan kişinin müdafiliğini üstlenmekten yasaklanabilecek. Terör suçlarından yargılanan sanıkların avukatlarıyla cezaevlerinde görüşmeleri de sınırlamalar getiriliyor. Gerekli görüldüğü hallerde sanık ile avukatın görüşmeleri kayıt altına alınabilecek.

POLİSE ARAMA KOYALIĞI

Teklif ile gecikmesinde sakınca olan ve Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde, adli kolluk amirinin de arama konusunda yazılı emir verebilmesine olanak getirildi. Ancak kolluk amirinin yazılı emir verme yetkisi konut ve işyerinde geçerli olmayacak. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amiri de belge veya kağıtları inceleyebilecek. Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan hallerde adli kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri el koyma işlemi gerçekleştirebilecek. Telefon dinlemesi için savcılığın izni yeterli olacak:Bir suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe ve başka şekilde delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilecek, dinlenebilecek, kayda alınabilecek veya bilgileri değerlendirilebilecek.

Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar:

Yapılması düşünülen değişiklikler savunma hakkının kısıtlanması sonucuna yol açacaktır. Savunma hakkına müdahale ve bu hakkın sınırlanması kabul edilemez. Değişiklilerin hiçbiri hukuk devleti mantığıyla bağdaşmayacağı gibi devleti 'polis devletine' yakınlaştıracaktır. Tekliflerin yasalaşması durumunda Türkiye, imza attığı Kopenhang kriterlerine, Havana kurallarına ve imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı davranmış olacaktır.

Avukat Kazım Genç:

Çağdaş demokratik hukuk sisteminde olmayan uygulamalarla karşı karşıyayız. Siyasi iktidarlar muhaliflerine saygı göstermek zorundadır ama anlaşılan o ki, AKP muhaliflerinin hukuksal haklarını ellerinden almak istiyor. Fakat hukukun birgün AKP'ye de lazım olacağı unutulmamalıdır. Böyle bir düzenlemeyle vatandaşın avukat seçme özgürlüğü elinden alınmış olmaktadır. Teklif, hukuk devletinden hızla uzaklaşılarak polis devletine doğru gidişin göstergesidir."