Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, S-400 hava savunma sistemine ilişkin, "Şöyle yanlış bir algı gündemde. ‘Türkiye birinci sistemi aldı, düşündü taşındı ikinci sistemi de mi alacak.’ Böyle bir şey yok. Bizler masaya iki sistem için oturduk. Yani proje tek bir proje. Bir proje yaptık, ikinci projeyi yapıyor değiliz" ifadelerini kullandı.

Savunma Sanayii Başkanı'ndan S-400 açıklaması: Yanlış bir algı gündemde

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, S-400 hava savunma sistemine açıklamalarda bulundu.

Katıldığı bir televizyon pogramunda S-400 hava savunma sistemlerinde yeni bir alım olup olmayacağının sorulması üzerine Demir, “Adı üstünde hava savunma sistemi. Yani havadan size herhangi bir tehdit gelmesi ihtimalinde çalıştırmaya başlıyorsunuz ve bu tehdidi önlemek üzere kullanıyorsunuz. Bir tehdit söz konusu değilse bu sistemlerin çalıştırılıyor olması sürecindeki yıpranmalar vesaire de var. Yani birileri eğer ‘Bunu kullanmıyorsunuz ya da şunu bir açalım bir gösterelim’ diyor. Böyle bir olay yok. Yani kendi ürettiğimiz sistemler de S-400 sistemleri de gerektiğinde kullanılacak sistemler. Önce onu belirtmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

"MASAYA İKİ SİSTEM İÇİN OTURDUK"

S-400 hava savunma sistemleri alınırken iki sistem için masaya oturulduğunu ve o şekilde anlaşıldığını belirten Savunma Sanayii Başkanı Demir, "Sanki birinci sistem alınmış da ikinci sistemi de almak için bir inat ortamı varmış gibi bir algı ortamı oluşturuluyor" ifadelerini kullandı.

Anlaşmalar gereğince iki sistemin ilk partisinin geldiğini ve ikinci partinin de geleceğini kaydeden Demir şunları kaydetti:

“Şöyle yanlış bir algı gündemde. ‘Türkiye birinci sistemi aldı, düşündü taşındı ikinci sistemi de mi alacak’. Böyle bir şey yok, bizler masaya iki sistem için oturduk. Yani proje tek bir proje. Bir proje yaptık, ikinci projeyi yapıyor değiliz. Yani alacağımız sistemin nitelikleri, içerisindeki parametreler, üniteler belliydi. Biz bunun birinci partisini aldık. İkinci partiyi de hemen akabinde teslim alabilirdik. Ancak orada malum bu sürecin önemli parametrelerinden bir tanesi, belirli teknoloji işbirliği ve ortak üretim parametreleri idi. Bir de üretim sürecinin yayılması diye bir kavram vardı. Bu konudaki müzakerelerin biraz zaman alması neticesinde sürecin devamı zamana yayıldı. ‘Türkiye düşündü taşındı, Amerika ne derse desin ben ikinci sistemi de alacağım diye inatlaşıyor manzarasından çok, Türkiye baştan verdiği kararın aynısını uygulamaya devam ediyor.’ Bu algıyı özellikle vurgulamak istiyorum.”

Türkiye’de hava savunmasının daha önce uçaklar ve NATO kapsamında alınmış uzun yıllar önce imal edilen bazı sistemlerle sağlandığını, dolayısıyla bu alanın modernize edilme ihtiyacının doğması üzerine hava savunma sistemleri alındığını kaydeden Demir, “Çok değil, 3 sene, 4 sene öncesine gittiğimizde hava savunma sistemi ile ilgili hiçbir şeyimiz yoktu. Zaten bu S-400 sürecine giden, daha önce çeşitli Patriot görüşmeleri yaptığımız SAMP/T görüşmeleri yaptığımız kavram oradan geldi. Türkiye hava savunma sistemine olan ihtiyacını biliyordu ve bu konuda çalışmalar başlamıştı. Hava savunma sistemimizin temelini uçaklar oluşturuyordu. Yani havadan uçak kaldırarak önleme yaptığımız bir sistem vardı. Bir de tabii NATO çerçevesinde alınmış çeşitli, uzun yıllar önce imal edilmiş bazı sistemlerimiz mevcuttu. Bunların modern sistemler ile yenilenmesi tabii ki gerekliydi. Bu açıdan hava savunma sistemi ihalesine çıkıldı ve alım işlemleri gündeme geldi” diye konuştu.

(İHA)