Google Play Store
App Store

Savunma, iktidarın baskı, şiddet, itibarsızlaştırma politikaları nedeniyle 5 Nisan Avukatlar Günü’nü kutlama değil mücadele günü olarak anıyor. Avukatlar, savunmanın iktidarın tüm baskısına karşı mücadeleyi sürdürdüğünü söyledi.

Savunmanın mücadelesi

Dilan Esen

5 Nisan Avukatlar Günü, iktidar ve yürütme baskısı, tehdit, hedef gösterme, geçim sıkıntısı, işsizlik, polis şiddeti gibi pek çok farklı duruma maruz kalan avukatların günü. Avukatlar için ilan edilen 5 Nisan’ın artık kutlanacak bir yanı yok. İktidarın savunmayı hedef alması, itibarsızlaştırma ve biat politikasyla kıskaca sıkıştırılan avukatlar, kutlamayı değil mücadeleyi sürdürüyor.

ARTIK KAHRAMANLIK

İşçi, stajyer, ruhsatı gasp edilenler, baro başkanları, Avukatlar Günü’nü BirGün’e değerlendirdi.

Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan:“Avukatların adliyelere aranarak girebildikleri, müvekkillerine adaylarına ilişkin sorgu bile yapamadıkları, avukatlardan arındırılmış bölgelerin oluşturulduğu, ekonomik ve mesleki sorunlarına hiçbir kalıcı çözüm üretilmediği, intihara sürüklendiği, işkence gördüğü, katledildiği, avukatların ve baroların teslim alınmak istendiği, seçim sandıklarının kaçırıldığı günlerle mücadele ediyoruz. Baskıcı ve otoriter bir iklimin hüküm sürdüğü bu ağır ve zorlu koşullarda avukatlık yapmak kahramanlık.”

BAROLAR İHTİYAÇ

İstanbul Barosu Çağdaş Avukatlar Grubu Başkan Adayı Ata Yazıcıoğlu: “Siyasi iktidar, yargıyı tamamen ele geçirdiği düzende savunmayı da düşmanca hedef almalarla kendisine biat eder hale getirmeye çalışıyor. Uzun zamandan beri de hukuktaki neoliberal dönüşümün etkisiyle tekelleşme ortaya çıkmaya avukatlarda işçileşme süreci yaşanmaya başladı. Avukatlıkta bir itibar kaybı yaşanmakta. Siyasi iktidarın itibarsızlaşmasının yanında baroların buna karşı yeterince mücadele edememesinden kaynaklanıyor. Baroları, savunmanın öncül gücü olacak şekilde öne çıkarmamız lazım. Ya mücadele edecek ya da kazanımlarından geriye çekilecekler.”

STAJYER: UCUZ İŞGÜCÜ

7 aydır avukatlık stajını yapan Elif Altınbaş: “Okulu bitirdikten sonra bir yıllık bir staj sürecimiz başlıyor. En başta staj yeri bulmakta zorlanıyoruz. İlanlara baktığımızda deneyimli stajyer arandığını görüyoruz. Birçok büroda ücret verilmiyor, yol yemek karşılanıyor. Birçok şey lütuf olarak görülüyor. Bizi koruyan herhangi bir yasa da yok. Ofise döndüğünüzde yapılmadığı için bir baskı görüyorsunuz, adliyede de memurdan baskı görüyorsunuz. Avukatın yaptığı her işi yapıyoruz.”

İŞVEREN BASKISI

Yaklaşık bir buçuk yıldır hukuk bürosuna bağlı olarak çalışan Avukat A. B.: “Arkadaşlarımın birçoğunun mobbinge maruz kaldığını biliyorum. Adliyede ayrı ofiste ayrı bir baskı gördüklerini söylüyorlar. Ofisin geliri ne kadar artarsa artsın aynı maaşı alıyoruz. Adliyelerde yükü çok fazla olduğu için bazen bir günümüzün yarısı adliyede geçiyor. Ofisteki işler uzayınca mesaiye kalıyoruz ama bağlı avukatların fazla mesai aldığını bugüne kadar duymadım. Aldığımız maaş askeri ücretin üzerinde olmasına rağmen sigorta, asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Bir işveren avukat bağlı çalışan avukata değer vermiyor.”

MÜDAHALENİN PARÇASI

İki buçuk yıldır avukatlık ruhsatı gasp edilen Barış Barışık, yaşadığı hak ihlallerinden şu sözlerle bahsediyor: “Yerel mahkeme yaklaşık iki hafta önce ruhsatımın iptaline karar verdi. Dosya istinafta. İdare mahkemeleri hiçbir gerekçe yazmadan Adalet Bakanlığı’nın kararını onaylıyor. Tek adam rejimi itaat etmeyen insanları susturmaya çalışıyor, bu da bunun sonucu oluyor. Ruhsat gaspları aslında savunmaya yönelik saldırıların bir parçası.”

Öte yandan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 2018-2021 Avukatlar Raporu'na göre 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile 2020 yılları arasında en az 605 avukat tutuklandı. 441’ne ise hapis cezası verildi.