Yargının siyasallaştığı bir dönemde tutuklanan, şiddete uğrayan avukatlar mesleğini yapamaz duruma geldi. İzmir Baro Başkanı Yılmaz’a göre "avukatların sorunları bu ülkenin sorunlarından ayrı tutulamaz".

Savunmaya karşı sistematik saldırı
Avukatlar sorunlarını dile getirmek için sokaklara indiğinde polis engeliyle karşılaşıyor. (Fotoğraf: Depo Photos)

Öykü BAYAR

5 Nisan Avukatlar Günü’nü savunma hakkına yönelik ağır ihlallerin gölgesinde kutlanıyor.

BirGün’e konuşan İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, avukatların görevlerini yapmaya çalışırken karşılaştığı sorunları değerlendirdi. Güncel bir örnek olarak seçim güvenliğinin hâlâ barolardan, STK’lardan, yurttaşlardan beklenmesinin yaşamakta olduğumuz süreci açıkça ortaya koyduğunu düşünen Yılmaz “Avukatların sorunları bu ülkenin sorunlarından ayrı tutulamaz. Çünkü bu ülke ne kadar fakirleşiyor ise avukatlarda o kadar fakirleşiyor. Avukatların sesleri kesilmek suretiyle yurttaşın sesinin kısılması isteniyor. Muhalif kimlikler bir bir sabaha karşı gözaltına alınıyor bu uzun zamandır devam eden sistematik bir uygulama. Hâlâ cezaevinde tutuklu olan avukatlar var. Dikkat ederseniz bunlar muhalif kimliği olan arkadaşlar. Barolara ve avukatlara yönelik birtakım saldırıların cezasızlıkla ödüllendirilmesi, insanlara bu konuda güç veriyor” dedi.

MUHALİF SESLER KISILIYOR

Barolara ve avukatlara karşı sistematik saldırının devam ettiğini söyleyen İzmir Baro başkanı bunun sebebinin barolarının halkın, kadının, çocuğun, çevrenin, ezilenin yanında olmasından kaynaklandığına dikkat çekti ve ekledi: “Çözüm mümkün her şeyden önce demokrasinin bütün kurum ve kurullarıyla işler hale getirilmesi gerekli. Bizim mücadelemiz demokrasi, hak ve özgürlük mücadelesi, hukukun üstünlüğü mücadelesi. Biz böyle bakıyoruz.”

Türkiye’de güncel olarak 89 hukuk fakültesi bulunuyor ve fakülteler her yıl yaklaşık 5 bin kadar mezun veriyor. Niteliksiz ve niceliksiz hukuk fakültelerinin kapatılması ve stajyer avukatlarının şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz şöyle dedi: “Yapılmak istenen bir hizmet değil, aslında yapılmak istenen baroları güçsüzleştirmek. Bilgisiz bilinçsiz mesleğinde başarılı olmayan hukukçuların yaratılmasının amaçlıyorlar ve bu arada muhalif sesleri kısıyorlar. Bu durum hukuka olan inancı da ortadan kaldırıyor hukuk itibarsızlaştırılıyor. Hukukun itibarsızlaştığı bir yerde de adaletten bahsedemeyiz."

Stajyer avukat İdil Günay hukuk fakültelerinin artması ve torpil sebebiyle iş bulmakta güçlük çektiklerini belirtiyor. Mesleğe başlarken karşılaştıkları sorunların umut kırıcı olduğunu söyleyen Günay “Hukuk stajyerine daha az maliyetle nasıl iş hallettirilir şeklinde bakıyorlar. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Stajyerlere ilk 6 ayda sigorta yapılmaması hususu daha yeni çözüldü, ben yine hukuk stajyerlerine asgari bir tarife uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Stajyeri köle gibi çalıştırmak ve emeğinin karşılığını vermemek yasal değil. Biz bunu fakültede böyle öğrendik. Mesleğe adım attığımda karşılaştığım sorunlardan biri de günümüz adalet sisteminin fakültede öğrendiklerimizin çok dışında işliyor olması” dedi.

***

CÜBBELERİMİZİ YENİDEN GİYECEĞİZ

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan yönetim kurulu üyeleri ve birçok kentin Baro Başkanı ile birlikte Hatay’ın İskenderun Adliyesi’nde avukatlarla bir araya geldi. Sağkan, "5 Nisan bizim için çok önemli. O gün avukatların sorunlarını dile getiriyorduk. Ancak bu yıl depremden etkilenen büyük bir yıkım ve büyük bir felaket var. Bu felaketin insanların hataları ve ihmalleriyle büyük bir doğal afetin, toplumsal bir felakete dönüştüğüne tanık olduğumuz bir süreci yaşadık. Bu süreçte ayrıca Türkiye Barolar Birliği olarak deprem bölgelerine ciddi bir destek sağladık" dedi. Hatay Barosu Başkanı Hüseyin Cihat Açıkalın ise 5 Nisan Avukatlar Günü’nün öneminden bahsederek, "İnanıyorum ki bu yıkıntıların altında kalan cübbelerimizi yeniden giyeceğiz ve adaleti savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.