Seccade
Fotoğraf: AA

Diş Hekimi Dr. Hüseyin Özkahraman

Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki her şey toz duman. Bir seccade yüzünden fırtınalar koparıyoruz hem de öyle böyle değil bırakın sokak jargonlarını ,milletvekili, bakan vs. bu ülkenin sözüm ona Cumhurbaşkanı olan muhterem de eline almış bir seccade ,bayrak gibi sallıyor efendim neymiş bizim kutsalımıza ayakla bastılar diye veryansın ediyor yaygara koparıyor…

Tabii ki Kuranı Kerim, namaz, oruç, ibadet insanların kutsal değerleridir onlar saygınca yerinde durmalı yıpratılmamalı, hiç kimsede bu değerler üzerinden siyaset yapmamalı santaj ve polemik konusu haline getirmemelidir. Örneğin seccadenin ne olduğunu ne için kullanıldığını doğru dürüst anlatmadan buradan rakibimi nasıl vururum bu değerler üzerinden onu nasıl aşağı çekerim kahrolası siyasetini yapıyorsunuz. Gelin bu seccadeyi bir anlatalım hem de Türk Dil Kurumu’nun sözlük açılımından yola çıkarak. Seccade üzerinde tek kişinin namaz kıldığı halıdan ya da kilimden yapılmış bir örtüdür üzerinde namaz kılındıktan sonra katlanarak kaldırılır, öyle yerlere halı ve kilim gibi serilmez bırakılmaz ayrıca Kutsallık, İslamiyet’te yalnızca Allah’a aittir. Dolayısıyla, seccade kendisi kutsal değildir ancak üzerinde yapılan namaz kutsaldır.

Şimdi gelin görün ki CHP’sinin Sayın Genel Başkanı yanına İstanbul İl başkanımızı da alarak bir ziyaret gerçekleştiriyorlar ve herkesin istediği gibi hep birlikte bir resim isteniyor. Öyleki sokakta yürürken bile bir kadın, genç, esnaf tanınmış kişileri görünce hemen yanına yaklaşır efendim bir fotoğraf alabilir miyiz derler ve bu da çok doğal bir şeydir fotoğraf vermemekte ayıptır. Şimdi memleketin onca sorunu varken dün alabildiğimizi bu gün alamazken, bir tek soğanın bile 3TL olduğu, yüzbinlerin göçük altında kaldığı eşini, çocuğunu, aşını işini kaybettiği bir ülkede sen bunları ve çözüm yollarını konuşmayacaksın ve bir seccadeyi diline dolayacaksın ev ev, kapı kapı gezecek güya bir karıncayı bile incitmeyen yüreği sevgi dolu içi dert küpü halkının sorunlarını çözmeye baş koymuş bu ülkenin Yunus Emre’si, Mevlana’sı olmuş Kemal Kılıçdaroğlu’nu itibarsızlaştırma yolunda yalan ve yanlışları halka anlatacaksın. İnsanlar senin asılsız müjdelerinden yalanlarından bıktı usandı artık. Bunca açlık yoksulluk, yolsuzluk varken sen sırça köşkünde bir elin yağda bir elin balda hani yatarken yediğin o manada yoğurtları gibi…

Biz sizi biliriz tanırız hele otuz beş yaşı altında o “Z “ kuşağı diye tanımlanan insanlar seni bizden daha iyi tanıyorlar o yüzden sana oy vermiyorlar aksine bir an önce gitmeni istiyorlar, babaları anaları sana oy verseler dahi.

Hani Hz. Mevlana diyor ya;

“Dün dünde kaldı cancağızım,

Bugün başka şeyler söylemek lâzım...”

Yeni şeyler söylemeye ,proje üretmeye ,eskiyi tekrarlamaktan gayri hiç bir şeyiniz mecaliniz takatiniz kalmadı ayaklarınızın üzerinde bile duramayacak kadar bitkinsiniz, hala görmüyor ve anlamıyor musunuz, gözünüzü o kadar mı iktidar hırsı bürüdü. Yermedi mi 20 yıl?

Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına girerken sayenizde bu ülke ülkeler liginde kaç küme düştü biliyor musunuz?

Hapishaneler doldu taştı, demokrasi insansan hakları, özgürlükleri hak getire; insanlar sokakta aç, sefil ölüyor sen hala neyin peşindesin. “14 Mayıs’ta” gömü bulmayacaksınız, bir dönemin bittiğinin anıtını, hep birlikte bu halk hazine arayıcıları gibi eştiğiniz toprağa dikecek ve tarihe not düşecekler… 14 Mayıs Demokrasi ve Özgürlükler bayramı diye.

Unutma! Halkın örgütlü gücü bütün kötülükleri yenecek ve yenileceksiniz. Şimdiden tasınızı tarağınızı toplayın beyler… Gideceksiniz… Geldiğiniz gibi dört nala.