Türkiye’nin çok partili siyasi tarihinin en şaibeli seçimine gidiyoruz. Seçim süreçleri, propaganda, oy kullanma, sayım ve hesaplama dahil tüm aşamalarıyla uluslararası gözlemcilerin denetimine kapatıldı

Seçimler uluslararası gözlemcilerden kaçırılıyor!

DOÇ. DR. HAKAN GÜNEŞ @hakangunesh

Seçim güvenilirliği açısından Türkiye’nin çok partili siyasi tarihinin en şaibeli seçimine gidiyoruz. Seçim süreçleri, propaganda, oy kullanma, sayım ve hesaplama dahil tüm aşamalarıyla uluslararası gözlemcilerin denetimine kapatıldı. AGİT’in 3 ay önce başlattığı “uzun dönemli ve tam ölçekli seçim gözlemi misyonu” kurma yaklaşımı Dışişleri Bakanlığı’nca benimsenmedi. CHP, MHP ve HDP ile görüşen AGİT temsilcilerine iletilen kaygıları dikkate alan kuruluşun seçim gözlem faaliyetleri ancak Sınırlı Süreli Gözlem Heyeti (SSGH) düzeyinde tutulmuştur ki bu düzey Türkiye’de üzerinde en çok kaygı duyulan seçim sonuçlarının birleştirme tutanaklarına geçirilmesi ve ilçe, il ve ülke düzeylerinde hesaplanması süreçlerinin şeffaflığı ve güvenilirliğini denetlemeyi içermiyor.

Gerçek bir gözlem misyonu nedir?
Kısa adı AGİT-DKİHB olan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na bağlı Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu tüm dünyada seçimlerin özgür ve adil gerçekleşip gerçekleşemediğini gözlemleyen en önemli kuruluştur. AGİT aralarında Türkiye, Rusya, ABD Kanada, Fransa, Sırbistan vb 57 ülkenin oluşturduğu bir güvenlik ve işbirliği örgütü. Aslında eski Varşova Paktı ve NATO üyelerinin işbirliği zemini olarak ortaya çıkmış bir yapıdır. Günümüzde ise karşılıklı silahlanma düzeylerinin denetimi ve özellikle DKİHB vasıtasıyla seçimlerin uluslararası standartlarda gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini denetliyor. Merkezi Varşova’da bulunan AGİT/DKİHB 1990 yılında gerçekleştirilen Paris Zirvesi sırasında Özgür Seçimler için büro olarak kurulmuş ve Mayıs 1991 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır. AGİT gözlemcileri seçimlere en az 2 ay önce adaylık, propaganda, seçim işlemleri, sayımı, tutanak birleştirme ve nihai hesaplama dahil tüm seçim süreçlerini son derece detaylı bir biçimde tanımlanmış kriterlere göre gözlemler ve sonuçta bir değerlendirme raporu yazar. Akademisyen kimliğimle bu tür seçim misyonlarında bulunduğumu da ilave edeyim. Yani aktardığım veriler sadece kâğıt üstündeki bilgiler değildir.

AGİT seçim gözlemcileri seçim günü ve sayım sürecine ağırlık vermekle birlikte tüm seçim sürecini tüm aşamalarına müdahale edemez, ancak denetim-gözetim yapma misyonu da hiçbir şartta engellenemez. Yani müdahil olmamak şartıyla sınırsız gözlemleme ve denetleme yetkisine sahiptir. En küçüğü her biri üç ayrı ülkeden birer kişinin bulunduğu dördüncü bir ülkeden birinin liderliğindeki birimlerden oluşan ve ortalama binin üzerinde gözlemciyle yürütülen bir faaliyettir. Gözlemciler önceden bilgi vermeksizin istediği sandığın işlemlerini denetleyebilir, gözlemleyebilir. Seçim sandıkları ve merkezleri için geçerli olan denetim-gözlem yetkisi ilçe seçim kurulları, il seçim kurulları ve merkezi seçim kurulu işlem ve faaliyetleri için de geçerlidir. Buna seçim sistemi yazılımı ve bunun güvenilirlik, denetlenebilirlik ve şeffaflık düzeyleri de dahildir.

3. Dünya ülkesi değiliz!
AGİT’in bir ülkede seçim gözlem misyonu yapabilmesi için ilgili ülke dışişleri bakanlığından davet ve işbirliği teklifi alması şarttır. AKP Hükümeti Dışişleri Bakanlığı AGİT’in tam bir misyonla tüm seçim sürecini gözlemleme talebini bu tür misyonların ancak demokrasiye yeni geçmiş ülkeler ile 3. Dünya ülkelerinde uygulandığı ve Türkiye’nin bu grupta değerlendirilemeyeceği gerekçesi ile reddetmiştir. Dışişleri ve AGİT koridorlarına yansıyan bu gayri resmi gerekçe aslında daha önceki kısa seçim raporları tarafından yalanlanıyor. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sınırlı bir seçim gözlem heyeti bulunmuş ve bu heyetin raporunda şu unsurlara yer verilmişti:

>>Kamu kaynaklarının kötüye kullanımı ve kampanya faaliyetleri ile önemli resmi etkinliklerin birbirinden açık bir şekilde ayrımının olmaması kendisine aşırı bir avantaj sağlamış, ulusal mevzuat ve 1990 tarihli AGİT Kopenhag Belgesi’nin 5,4’üncü paragrafı ve Avrupa Konseyi Yasalar Aracılığıyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) tarafından yayınlanan Seçim Süreçlerinde Kamu Kaynaklarının Kötüye Kullanılmasıyla ilgili Rapor ile uyumsuzluk içindedir.

>>Anayasa’ya göre, YSK kararları yargı incelemesine tabi değildir. Yargıçlardan oluşmuş olmasına rağmen, YSK idari bir organdır. YSK’nin seçimle ilgili ihtilaflarda nihai merci olması, dolayısıyla da etkili bir yargı yolu fırsatından yoksun kalınması AGİT taahhütleri ve diğer uluslararası yükümlülükler ile uyumlu değildir.

Genel olarak demokratik standartlara daha yakın bulunan 2011 milletvekili genel seçimlerine ilişkin AGİT raporunu hazırlayan heyet de yine sınırlı bir misyon için davet edilmiş ve ancak 15 sandığı ziyaret edebilmişlerdir.

Bu raporu hazırlayan heyet seçim sürecinde sandık ve hesaplama süreçlerinde tam ölçekli gözetim yapamadığı için bu kısımlardaki sorunları raporuna yansıtmamıştır. Özetle AGİT raporları her yeni seçimde Türkiye’nin seçim adaleti ve güvenilirliği konusunda sahip olduğu demokratik seviyeden uzaklaştığına ilişkin tespitlere yer vermektedir.

Küçük ama hayati yüzdeler savaşı!
Ulusal ve uluslararası tüm seçim analistleri 7 Haziran seçimlerinin kaderinin HDP’nin alıp alamayacağı tartışılan +%1’ine ve yurtdışı oyları ile ülke genelindeki seçime katılım oranlarına bağlıyor. Yine süreci izleyen tüm analistler muhtemel seçim şaibelerinin sayım sonrası tutanak birleştirme ve ilçe, il ve yüksek seçim kurulu hesaplama düzeylerinde gerçekleşeceği kaygısındalar. Bu seçimde uluslararası gözlemcilerin davet ve dahil edilmedikleri asıl gözlem yerleri de tam olarak bu aşamalar.

Bu seçim AKP’nin sonu olmayabilir ancak Erdoğan’ın ulusal ve uluslararası mahkemelerin karşısına çıkışı için siyaseten inişinin başlangıcı olabilir. Tam da bu nedenle seçim gözlem heyetlerine kapatılmış görünmektedir.

AGİT: Hile olmaz diyemeyiz, kaygılıyız