Seçmen seçmen olalı, böyle zulüm görmedi

KONUK YAZAR: CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ALİ ŞEKER

Bilindik bir hikaye var hani; Bayburt’ta senfoni orkestrası konseri sonrası sormuşlar vatandaşa “nasıl buldun?” diye. O da yanıtlamış: “Vallah, Bayburt Bayburt olalı, böyle zulüm görmedi!”

Demokrasi tarihi, genel oy hakkı kullanılmaya başlandığından beri, 6 gündür yaşadığı gibi bir zulüm görmedi. AKP ve YSK’da kayış koptu; “Akp kazanana kadar sayımlara devam” kararını mı dayatacaklar merakı içerisindeyiz.

Seçimlerinin üzerinden 5 gün geçti ama, seçmenlerde “Acaba oyumu çalarlar mı?” kaygısı var. Parti örgütümüz ve vatandaşlar ilçe seçim kurullarında 24 saat “nöbet” tutuyorlar.

Önceki seçimlerde, yasağın kaldırılmasının hemen ardından, kesin olmayan sonuçları birkaç saat içerisinde açıklayan YSK’dan, Başkan Sadi Güven’in “Süreç devam ediyor” açıklamasından başka ses yok.

31 Mart Pazar günü görevli olduğum Beyoğlu’nda Alper Taş ve İlçe Başkanı Bekir Özcan’la okulları gezdikten sonra 18.30’da İlçe Seçim Kurulu’na girdim. 20.00 gibi oy çuvalları seçim kuruluna gelmeye başladı. O andan itibaren çuval teslim alanında, veri giriş bilgisayarlarının başında çok sayıda arkadaşımızla yer aldık. Çuvalların teslimi, verilerin girilmesi ve çapraz karşılaştırma konusunda bir sıkıntı yaşamadık.

Saat 23.00 gibi, iktidarın Ankara, Adana, Mersin’i kaybettiği ve bir de “kalesi” olarak gördüğü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni (İBB) Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı anlaşılınca, ilk önce akp’nin resmi operasyonel ajansı AA su koyverdi. CHP’nin İstanbul’da önde olduğunu Reis’e ve halka açıklayamadı ve “veri akışımız kesildi” dedi. YSK, AA’nın müşterisi olmadığını söyleyince, akla hemen “AA, bundan önceki seçimlerde verileri nereden alıyordu” sorusu geldi. Ama geçmişi şimdilik bir kenara bırakalım.

Önceki seçimlerden edindiğimiz deneyimle hemen alarm durumuna geçtik.

Saat 05.00’de Bayrampaşa ilçe seçim kurulundaydım. 09.00’da Seyrantepe’de İl SKM’de, saat 11.00’de Esenyurt’ta, 13.00’de Avcılar İlçe Seçim Kurulu’nda, saat 16.00’da İl SKM’de, saat 23.00’den 05.00’e kadar da yine Avcılar’da nöbet tutan arkadaşlarımın yanındaydım.

Benim mesaime benzer mesaiyi çok sayıda milletvekili arkadaşım farklı ilçelerde yaptı. Selin Sayek Böke Üsküdar’da, Hasan Baltacı Pendik ve Maltepe’de, İlhan Cihaner Avcılar’da, Sibel Özdemir Esenyurt’ta seçim kurullarından ayrılmadı. Mahmut Tanal Ümraniye’de seçim torbalarının üzerinde uyudu.Yüzün üzerinde milletvekili arkadaşım İstanbul’da.

Aradan geçen 5 güne rağmen, tüm ilçelerde İlçe Seçim Kurulları’nda arkadaşlarımız görev yapmaya devam ediyor. Birçok ilçede yapılan olağan itirazların ardından seçim kurulu temsilcilerimiz, gözlemcilerimiz, milletvekillerimiz, tribünlerde çok sayıda ilçe yöneticimiz, bahçede vatandaşlarımız nöbet tutuyorlar. Gece saatlerinde ilçe seçim kurullarının çalışma alanı arkadaşlarımızın gözetiminde hakimler tarafından mühürleniyor. Yöneticilerimiz, yanlarında güvenlik görevlileriyle sabaha kadar nöbet tutuyorlar.

Bundan önceki seçimlerde bizim yaptığımız itirazların benzerlerini AKP’liler sadece İBB seçimleri üzerine yapıyorlar. Bazı ilçelerde hiçbir somut gerekçe ve delil gösterilmeden “sandıktan çıkan tüm geçersiz oylar Binali Yıldırım’a yazılmalıdır” dilekçeleri olduğunu görüyoruz.

Bizim itirazlarımızı reddeden hakimler, itirazlar AKP’den gelince, dikkate alıyor. 17 ilçede, daha önce alınan hukuksuz kararlara rağmen yapılan geçersiz oyların tamamının tekrar sayılması sonucunda ise, sonuç değişmiyor.

En çok geçersiz oyun bulunduğu Esenyurt’ta 19924 oyun tekrar sayılması sonucunda AKP’ye 405, CHP’ye 209 oy ilave edildi. AKP İstanbul ilçelerinden en çok geçersiz oyun olduğu Esenyurt’ta bile ancak 196 fark  kapatabildi. Bakırköy’de 3141 geçersiz oy tekrar sayıldı ve CHP’nin oyları 258 arttı. Şu saat itibarıyla İmamoğlu ile Yıldırım arasında 18 binin üzerinde fark var. 50 defa saydırılsa, yine aynı sonuç çıkar bu sandıklardan.

Ortada hiçbir somut delil olmamasına rağmen, dün gece alınan kararla 15 ilçede daha tüm sandıklardaki İBB seçimlerine ait geçersiz oyların tümünün tekrar sayılması kararı alındı.

Ne olursa olsun, sonuç açıktır. Vatandaş, “tanzim kuyrukları varlık kuyruklarıdır” masalını yutmamış, yaşadığı ekonomik sıkıntıların ardından, AKP’yi cezalandırmıştır.

Yapılan seçimlerin ardından, sonucu kabullenmek elbette demokratik bir olgunluktur.

Ancak, İstanbul, AKP açısından sadece bir büyükşehir belediye başkanlığı değildir. İstanbul, O’nun iktidarının “güç” kaynağıdır. Ve İstanbul’u kaybetmek, AKP’nin sadece gücü kaybetmesi değil, yok oluş sürecinin de başlamasıdır. İşte bu nedenle AKP demokratik bir tavır alarak, “seçim sonuçlarına saygı duyuyorum” demiyor, araç olarak gördüğü demokrasi tramvayından inmeye niyet ediyor. Seçimleri iptale götürmeye çalışarak, 7 Haziran sonrası Türkiye’ye yaşattığı süreci bugün İstanbul’a yaşatmaya yöneliyor.

“Sandıkta fetö darbesi yapıldı” türünden açıklamalar ise, AKPnin içerisine düştüğü çıkmazın ve zavallılığın bir başka sonucudur.

Ortağı olduğu fetö’nün yaptığı hilelerle seçimler kazanarak iktidarını sürdüren AKP, ortaklık bozulunca fetöyü bu hilelerinden dolayı cezalandırmış, kendi lehlerine kararları aldırdığı hakimleri cezaevlerine tıkmış, suçlarını itiraf etmişlerdir. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana “fetöyü temizledik” naraları atan iktidarın, seçimleri kaybedince “bu bir fetö darbesidir” açıklaması tutarsızlıktır, zavallılıktır. Yönetemediklerinin göstergesidir.

AKP, sandıktan çıkan sonuçları istese de istemese de, sindirse de sindiremese de kabul etmek zorundadır. Seçimleri iptale götürmek, tekrarlatmak; onlar açısından çok daha büyük bir çöküşü getirir.

AKP, İstanbul’dan gelmiş, İstanbul’dan gitmiştir. Gerisi İstanbul’a ve Türkiye’ye sadece zaman kaybettirir.