Suç örgütü lideri Sedat Peker, AKP’li isimler hakkındaki yolsuzluk iddialarını sürdürürken, Kutlu Adalı cinayeti soruşturması hakkında detaylarda kalan bir iddiada daha bulundu. Peker, geçen yıl yaptığı ifşanın ardından kardeşini kendisinin gözaltına aldırıp soruşturma açılmasını sağladığını öne sürdü.

Sedat Peker: Kutlu Adalı ifşasının ardından Atilla Peker’i savcının önüne ben getirttim

Suç örgütü lideri Sedat Peker, sosyal medya hesabından iddialarını paylaşmayı sürdürürken Kutlu Adalı ifşası ile ilgili dikkat çeken bir iddiada daha bulundu. Peker, Kutlu Adalı ifşasının ardından kardeşi Atilla Peker’i savcının önüne kendisinin çıkarttırdığını söyledi.

Peker, geçen yıl mayıs ayında başladığı video paylaşımlarında 6 Temmuz 1996’da ‘faili meçhul’ bir cinayetle katledilen Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Peker, Adalı cinayeti hakkında şunları söylemişti:

Biz o zaman Mehmet Ağar, Korkut Eken hep beraberiz... Genciz, vatanseveriz.. Bana genelde iş adamlarını yönlendiriyorlar, faili meçhullerden ziyade. Onları da anlatacağım. Bana dedi ki, "Kıbrıs'ta bir adam var, Kıbrıs'ı Rumlara satmak istiyor." İki profesyonel dedi... Dedim sana öz kardeşimi vereceğim, Atilla Peker'i. Uzmandır, sokaklarda yetişmiştir. Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. Adam namuslu adam, bu günleri görmüş, namuslu adam. Rumlara Kıbrıs'ı satacağı yok. Aradan zaman geçti, döndüler üç dört gün sonra. Denk gelinemedi. Korkut abiyle konuştuk. Dedi sonra gideceğiz. Onlara bağlı başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle, "Halloldu o iş" dedi. Öldürsek öldürdük derdim. Zamanaşımına girdi. Eşinin mücadelesini hep uzaktan izledim.

Peker’in bu ifşası ardından anlatımlarda adı geçen kardeşi Atilla Peker, Muğla’da ‘ruhsatsız silah bulundurmak’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Peker, Deli Çavuş mahlasını kullandığı Twitter hesabından dün yaptığı açıklamalarda, Atilla Peker’in gözaltına alınmasına ilişkin, AKP’li isimlerin yolsuzluklarına dair iddialarının detaylarında kalan bir açıklama daha yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Sedat Peker daha ne yapsın? Suç işleyenleri elinden tutup savcılığa mı getirsin?” ifadelerine cevaben konuşan Peker, “Sayın Kılıçdaroğlu, bu yanlış bir bilgi. Hatırlarsanız Kutlu Adalı cinayeti ifşasını yaptığımda bu ifşayı işleme almadılar. Ben de kardeşim Atilla Peker’i yanında arkadaşı ile evden çıkmasını söyleyip diğer taraftan da polise bu kişilerin üzerinde silah var ihbarı yaptırıp kardeşimi Sn. Savcının önüne kadar getirttim. Ancak yine Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili ifadesi alınmayınca olay hakkındaki bildiklerini avukat arkadaşlar vasıtasıyla dilekçe olarak müracaattan geçirtip devlet dili tabiri ile kayıt altına aldırttım. Yani Sayın Kılıçdaroğlu, ben bunu dahi yaptım” ifadelerini kullandı.

Sedat Peker'in kardeşi Atilla Peker, Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı'nın öldürülmesi için emekli Yarbay, eski MİT'çi Korkut Eken'in kendisine nasıl teklifte bulunduğunu, Kıbrıs'ta nasıl UZİ marka silah temin ettiğini Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede anlatmıştı. Atilla Peker, Korkut Eken ile Kıbrıs'a gittiğini Adalı'nın evinin etrafında keşif yaptıklarını ama cinayeti kendisinin işlemediğini belirtmişti. Atilla Peker, Eken'in daha sonraki görüşmelerinde "Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun" dediğini kaydetmişti.

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı ise, Atilla Peker’in verdiği dilekçenin ardından soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.

Atilla Peker, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği ifade hakkında, Sözcü’den Saygı Öztürk’e şu açıklamaları yapmıştı:

Ben savcılığa bu konuda dilekçe verdim. Sedat Bey'in videosunu gördüğümde, yanımda ailesiyle birlikte misafirlikte olan Yunus Olcay'a bir an önce gidip Fethiye'de ifade vermek istediğimi söyledim. Fakat o esnada bulunduğum yerden orası 3-4 km. vardı. Yol izni gelir gelmez de yola çıktım. Sivil kişileri evin çevresinde gördüğümde onlar polis mi değil mi tam emin olmadım. Yanımdakine ‘Hızlı şekilde savcılığa gidelim' dedim. Diğer araçların da peşimden geldiğini gördüm. Bunların, polis olacağını düşündüğümde durduk. Polis olduğunu söyleyen kişilerle eve geldik, ev araması yapıldı. Emniyete geldik. Emniyette silahla ilgili ifademi verdim. Mahkemeye çıkacağımı beklerken beni bir oraya, bir buraya götürüp yordular. Sonunda Yatağan İlçesi'ne getirdiler. Emniyette yanımda bir de memur bekliyordu. Bana kırıcı davranmadılar. Sadece psikolojik ortam kötüydü. Burada ifade vermeden, silahla ilgili Fethiye'de terör suçlarına bakan savcıya ifadeye verdim. Ayhan Sağıroğlu isimli avukatım, ‘Kutlu Adalı ile ilgili ifade vermek istediğimizi' söyledi. Ancak o ifadem alınmadı. İfademin alınmamasını ‘Sen bu ifadeden vazgeç' diye yorumladım. Baro odasında ifademi yazıp dilekçeyi müracaat savcısına sunduk. İfademin alınmasına neden olan silah da benim değil. Evde silah bulunmadı. Araçta bulunan silah bana ait değil.