Aycan Karadağ İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz ile son dönemde sağlıkta yaşanan gelişmeler üzerine konuştuk. Başkan Obuz, sağlıkta şiddet, şehir hastaneleri, güvenlik soruşturmaları gibi konularda önemli bilgiler verdi. İzmir’de açılacak şehir hastanesinin yaklaşık 2 bin 60 yatak kapasiteli olacağını belirten Obuz, “Şehir hastanesi yüzünden kent merkezindeki pek çok hastanene kapanacak. Şu […]

Şehir hastanesi yüzünden kent merkezindeki pek çok hastane kapanacak

Aycan Karadağ

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz ile son dönemde sağlıkta yaşanan gelişmeler üzerine konuştuk. Başkan Obuz, sağlıkta şiddet, şehir hastaneleri, güvenlik soruşturmaları gibi konularda önemli bilgiler verdi.

İzmir’de açılacak şehir hastanesinin yaklaşık 2 bin 60 yatak kapasiteli olacağını belirten Obuz, “Şehir hastanesi yüzünden kent merkezindeki pek çok hastanene kapanacak. Şu an kesin bir bilgi yok. Ama Bozyaka ve Tepecik Hastanesi’nin bir bölümü diye konuşuluyor. Konuşulan başka hastaneler de var. Şu gerçek ki, 2 bin 60 yataklı bir hastane açılıyorsa o kadar da eksiltiliyor” diye konuştu.

“SAĞLIKTA ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN ÖNCELİKLE SİSTEMİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR”

Sağlıkta şiddetin güncel bir konu olduğunu ve sağlıkta şiddetin bitmesi için sistemin değişmesi gerektiğini vurgulayan Obuz,“İktidar tarafından sağlıkta dönüşüm programı uygulanıyor. Kısa sürede hasta bakmaya yönelik bir program bu. Bileşenleri çok fazla. Cepten ödemeler artmış durumda. Tüm bunlar hastanelere yığılmalara neden oluyor. Hastalar çok fazla başvuruda bulunuyor. Biz buna kışkırtılmış sağlık talebi diyoruz. Ama sağlığa kavuşulamıyor. Bunun en önemli nedeni ise kısa sürede bakılması. Hekimlerin çok fazla hastaya çok kısa sürede bakmasından dolayı beklenen sonuç alınamıyor. Performansa göre ödeme olayı, parça başına oluyor. Parça başı ödemeler, hem sağlığa ulaşımı engelliyor hem de iş barışını bozan bir durum oluyor” dedi.

Acil servislerin artık taşmış durumda olduğunu vurgulayan Obruz, “En çok şiddet olayını da biz acil servislerde görüyoruz. Bekleme sürelerinden çıkan kavgalar oluyor. Polikliniğe gitmek istemeyen acile geliyor. Geçenlerde Çiğli’de üzücü bir olay yaşadık. 15-20 yıl öncesinde de bu sorunlar vardı ama bu denli yoğun yoktu. Sağlıkta şiddeti sorgularken bunu görüyoruz. Tabip Odası olarak sağlıkta şiddeti önlemek için öncelikle sistemin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunu talep ediyoruz. Ancak hemen sistemi değiştiremiyoruz. O nedenle şiddeti azaltacak unsurlardan biri cezaların ağırlaştırılması olabilir. Geçtiğimiz sonbaharda çıkan bir torba yasanın içine konan bir madde var. Bu da bizim istediğimiz konuları karşılamadı.  Bununla ilgili çeşitli eylemler yapıldı. Yapılmaya devam ediliyor. İzmir’de sağlık platformu oluşturuldu. Bir acil durum hattımız var. Anında tepki vermeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“HUKUKİ DEĞİL”

Son dönemde güvenlik soruşturmalarından geçemediği için görevlerine başlayamayan ve kamu görevinden ihraç edildiği için işsiz kalan doktorlara yapılan uygulamanın hukuksuz olduğunu dile getiren Obuz, “En son OHAL ilan edildiğinde, güvenlik soruşturması uygulaması getirildi. Bu hekimlere de getirildi. Bu aslında yasal olarak da gerekmeyen bir uygulama. Çünkü sağlık çalışanı gizli bir iş yapmıyor. OHAL kaldırıldığı halde güvenlik soruşturmaları devam ediyor. En çokta yeni mezun hekimlerde oldu. Şu anda atanamayan hekim sayısı 400 civarında. Yeni mezun olup bu güvenlik soruşturmasına takılan hekimler var. Yeni çıkan torba yasasıyla beraber uzun bir süre mesleklerini yapamayacaklar. Özelde çalışmaları engellendi. O yüzden yurt dışında bir çıkış yolu aramaya başladılar.Bu da beyin göçüne sebep oluyor. Hem Türkiye’nin genel durumu hem de bu sorunlar yüzünden. Bu durum sadece TUS’u kazanan ve kamuda yeni göreve başlayacak olanlarda görülmüyor. Uzmanlık eğitimini tamamlamış ve uzman olarak atanacak kişilerde de karşımıza çıkıyor. Bu güvenlik gerekçesinin hiçbir altyapısı yok. Hukuki değil. Tabip Odası olarak takip ettiğimiz davalar olmuştu. Bunların iki tanesini kazandık” diye belirtti.

“2 BİN 60 YATAKLI BİR HASTANE AÇILIYORSA O KADAR DA EKSİLTİLİYOR”

Şehir Hastanesinin açılmasının ardından İzmir’de merkez hastanelerin kapanacağı iddialarını ve son durumu sorduğumuzda Obuz, “Şehir hastaneleri büyük bir problem. Türkiye’nin çeşitli illerinde teker teker açılmaya başlandı. 9 tane açılan var. Toplamda ise yaklaşık 32 tane düşünülüyor. Ama şu anda yaşanan ekonomik kriz, bunları tekrar gözden geçirmeyi gerektiriyor. Bunlar dövizle borçlanılan, kamu özel işbirliği modeli ile oluşturulan işletmeler. Kamu büyük bir borç yükünün altına giriyor. 25 yıl kira ödeyecek. Şehir hastanelerinin getirdiği ekonomik yük dışında, şehir dışına veya uzak bölgeye kurulması bir problem. Büyük olmaları sorun. Mesela Ankara Bilkent’te açılan şehir hastanesinin 3 binden fazla yatağı var. İzmir’de açılanacak şehir hastanesinin ise yaklaşık 2 bin 60 yatak kapasiteli olacak. Şehir hastanesi yüzünden kent merkezindeki pek çok hastanene kapanacak. Şu an kesin bir bilgi yok. Ama Bozyaka ve Tepecik Hastanesi’nin bir bölümü diye konuşuluyor. Konuşulan başka hastaneler de var. Şu gerçek ki, 2 bin 60 yataklı bir hastane açılıyorsa o kadar da eksiltiliyor” şeklinde cevap verdi.

Son olarak Alsancak Devlet Hastanesi’nin son durumu hakkında da bilgi veren Obuz, “Bugünkü hastanenin kapanıp yerine başka bir dal hastanesi açılacağı söyleniyordu. Bir ara kadın doğum hastanesi olacak dendi. Bununla ilgili bir bilgiye ulaşamadık. Net bir durum yok” dedi.bir bilgiye ulaşamadık. Bununla ilgili eylemler yapıldı. Net bir durum yok” dedi.