Aydın’ın Söke ve Milas ilçesi sınırlarında yer alan ve 8 bin yıllık tarihi geçmişi olan Latmos Dağı maden şirketlerinin talanına bırakılmış durumda

Sekiz bin yıllık tarih yok ediliyor

NAMIK ALKAN

Madenler için doğanın talan edilmesi, yaşanan ağaç kıyımları, ülkemizde sadece Kaz Dağları’yla sınırlı değil. Bilmediğimiz birçok yeşil alanlar, doğa harikaları ve tarihi değerlerimiz iktidarlar eliyle maden şirketlerine peşkeş çekilmiş durumda.

Bunlardan bir tanesi de 8 bin yıllık tarihi geçmişi olan Latmos. Türkiye üzerinde 8 bin yıllık tarih barındıran çok az yerleşim yeri var. Bunlardan biraz daha eski olan Göbeklitepe’de yapılan kazılar, dünya tarihinin baştan yazılmasına neden oluyor. Böyle düşününce Göbeklitepe’de yaşanan döneme yakın dönemde yaşanmış yerleşim yerleri, hem Göbeklitepe’nin tarihini pekiştirecek hem de belki de alt katmanlardan daha eski yerleşim yerlerinin varlığını ortaya çıkartılabilecek.

Milas-Söke Karayolu üzerinde yer alan Herakleia’nın yer aldığı, Antik Çağ’da Latmos Dağları olarak bilinen Beşparmak Dağları sarp ve ormanlarla kaplı bir bölge. Dağlar Latmos Körfezi’ni çevreliyor. Latmos Herakleia’sı en parlak devrini Helenistik Dönem’de yaşamış ve özellikle deniz ticareti sayesinde çok zenginleşmiş. Antik zamandan kalma tarihi kalıntılar Latmos Dağı’nın Bafa Gölü’ne uzantılarının bulunduğu yerdeki Kapıkırı Köyü ile iç içe geçmiş durumda.

Bu tarihi özelliğine karşın günümüzde Latmos maden şirketlerinin insafına bırakılmış ve yavaş yavaş yok oluyor. Bölgede faaliyet gösteren ve çalışmasına izin verilen taş ve maden ocakları doğayı ve 8 bin yıllık tarihi yok ediyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu da, bu insanlık mirasının yok olmaması için Latmos’un milli park ilan edilmesi konusunda çağrıda bulunuyor.

LATMOS: ANADOLU’NUN KUTSAL DAĞI

Binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan uygarlıklar sıra dışı görüntüsünden dolayı tanrıların bu dağda yaşadığına inanmış ve Latmos’u, Anadolu’nun kutsal dağı ilan etmişler. Karadere mağarasında bulunan kaya resimleri Latmos’un zirvesinde olduğuna inanılan Fırtına tanrısını sembolize etmektedir. Karadere mağarasındaki Latmos kültünün inanç merkezi olarak şamanlar tarafından kullanıldığı düşünülüyor.

Türkiye’nin en eski masif bölgelerinden olan Latmos; 500 milyon yıllık gnays kayaçların zamanla aşınmasıyla ortaya çıkan ilginç kaya oluşumlarına ev sahipliği yapıyor. Kaya resimlerinden anlaşıldığına göre Latmos’ta insan yaşamı 8000 yıl öncesine dayanıyor.

Latmos’ta bulunan kaya resimleri son yılların en çarpıcı keşfi olarak kabul ediliyor. 1994 yılında Alman Arkeolog Dr. Annelise Peschlow tarafından bulunan Geç Neolitik döneme ait Latmos kaya resimleri Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yapılan çalışmalar sonucunda Latmos Kültürünü ortaya çıkarmış. Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan diğer kaya resimlerinden farklı olarak birey-toplum ilişkisini konu edinen kaya resimlerinde, bahar şenlikleri, düğün, kadın-erkek ilişkisi, anne-çocuk ve nadiren evcil hayvanları konu alan toplumsal yaşam işlenmiş. Genellikle, demir oksit kullanılarak elde edilen kırmızı renkli boyalar ile yapıldığı anlaşılan kaya resimlerinde az da olsa sarı ve beyaz renklerinde kullanıldığı gözleniyor. Ortalama 20-30 cm. olan kaya resimlerinde üslup olarak sembolik ve soyut anlatım tercih edilirken, erkekler cepheden kadınlar ise profilden resmedilmiş.

M.Ö.4000-2000 yılları arasında Sümerler, Latmos ve çevresini su kaynaklarının bolluğu, bereketli toprakları ve sahip olduğu iklimden dolayı “Güneş’in Bahçesi’nde yaşayanlar” olarak adlandırmışlar. Hititler döneminde ise Latmos Mira Ülkesinin bir parçası olmuş ve 1000 metre rakımda bulunan Suratkaya üzerine M.Ö. 1318-1290 yıllarında Luwi hiyeroglifleri ile yazılmış. Bu yazıt Hititlerin Batı Anadolu’daki varlığının üçüncü göstergesi kabul ediliyor.

“TANRILARIN ÇOCUKLARININ OYUN BAHÇESİDİR”


Heredot’a göre; Latmos, “Tanrıların çocuklarının oyun bahçesidir”. Herakia, Latmos, Amyzon ve Myus gibi antik kentlere sahip olan Latmos’ta antik dönemde Zeus’un yaşadığına inanılmış ve Bağarcık bölgesinde bulunan Zeus Kutsal Alanı gibi tapınaklar inşa edilmiş. Latmos’ta antik kentler, taş döşemeli antik yollar ve savunma yapıları ile birbirine bağlanmıştır. Antik yollar, günümüz de bölgede yaşayan köylüler ve doğa yürüyüşçüleri tarafından halen kullanılıyor.

Keşfedilmeyi bekleyen birçok zenginliğe sahip olan Latmos’ta Pyrrha antik kentinin de olduğu düşünülüyor. Kentin kuruluş efsanesine göre, Pandora’nın kızı olan Pyrrha ve Deukalion Zeus’un insanları yok etmek için yarattığı tufan sırasında kapalı bir tekne inşa ederek tufandan kurtulmuşlar. Toprak ana Gaia’ya tekrar insanlığın yaratılması için yardım istemeye giden Pyrrha ve Deukalion’a yerden aldıkları kayaları arkalarına atması söylenir ve atılan her kayadan tekrar insan ırkı yaratılır. Latmos’un yapı özellikleri ve tarihi haritalarının Pyrrha antik kentinin Latmos’ta olduğunu gösterdiği ve keşfedilmeyi beklediği kaydediliyor.