Şengal’de, Bağdat yönetiminin ‘yasal olmayan güçlerin ilçeden çıkması’nı istemesi üzerine taraflar arasında tansiyon yükseldi; PKK güçleri ve Irak Ordusu arasında çatışma çıktı. Gelişmeleri değerlendiren Siyaset Bilimci Arif Keskin, “Bölgede taraflar arasında daha büyük çatışma olasılıkları yüksek” diye konuştu.

Şengal’de büyük çatışma tehlikesi

Özde Çelikbilek

Bağdat ve Erbil yönetimleri arasında imzalanan ‘Şengal Anlaşması’ sonrası Irak Merkezi Hükümeti 11 Ekim’de, Ezidhan Asayişi’nin 24 saat içerisinde Şengal’den çıkarılmasını istedi, binlerce kişi merkezi hükümete karşı eylem yaptı. PKK ve Irak Ordusu arasında çatışma çıktı. Ortadoğu konusunda çalışmalarıyla tanınan Siyaset Bilimci Arif Keskin, bölgede yaşananları BirGün’e değerlendirdi.

Erbil ve Bağdat yönetimleri arasında Ekim 2020’de imzalanan ‘Şengal Anlaşması’na göre, bölgedeki idari ve güvenlik alanlarında yeniden yapılandırmaya gidileceği kararlaştırıldığını hatırlatan Keskin, bu karara PKK tarafından uyulmadığını belirtti.

sengal-de-buyuk-catisma-tehlikesi-851881-1. Anlaşmaya göre, iç güvenlik güçlerinin desteklenmesi amacıyla 2 bin 500 kişilik bir güvenlik gücü oluşturulması planlandı. Anlaşmada, Şengal ve çevresinde PKK ve ona bağlı güçlerin, aynı zamanda Haşdi Şabi’nin varlığına son verilmesi, PKK ve ona bağlı güçlerin bölgede herhangi bir rol üstlenmesine müsaade edilmemesi kararlaştırılmıştı. Arif Keskin, “PKK, güçlerimizi yasal olarak burayı koruyan görevlilere dahil edin diyor. Bağdat yönetimi de bu süreci uzatıyor ve PKK, aynı zamanda Haşdi Şabi güçlerinin oradaki varlığının Sincar’ın güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye attığını, Ezidilerin oraya gelememesine neden olduğunu iddia ediyor” diye konuştu.

Şengal’de tam bu nedenlerden kaynaklı taraflar arasında çatışma potansiyeli olduğunu belirten Keskin, “Irak Devleti, PKK güçlerini yasal olarak Şengal’i koruyan bir konuma yükseltemez. Yükselttiği takdirde Türkiye ile Irak ilişkileri bozulacaktır. Hatta bu, kötü bir noktaya doğru evrilebilir. Bu gerilimden kaynaklı IKBY de bunu istemiyor. Bölgeyi izlediğim kadarıyla IKBY kendi egemenliğini zorlayan, hareket alanını sınırlandıran bir konuma yerleşiyor ve bu durumdan oldukça rahatsız olduğu görülüyor” ifadesini kullandı.

PAPA’NIN SİSANİ ZİYARETİ HAMANE’Yİ ETKİSİZLEŞTİRDİ

Katolik Kilisesi Ruhani Lideri Papa Francis’in, 5-8 Mart arasında gerçekleşen ve “tarihi” olarak nitelendirilen Irak ziyaretinde kuşkusuz en dikkat çekici görüşme, Şiilerin dini lideri Es Sistani ile bir araya gelmesi oldu. Ziyareti değerlendiren Keskin, “Irak’ta Şiiler demografik yapının yüzde 65’ini oluşturuyor. Şiiler Irak’ın en etkin en ve güçlü en merkezi grubu sayılıyor. Bu açıdan bakıldığı zaman Sistani ile görüşmesi, çoğunluğun lideri ile görüşmesi nedeniyle önemliydi” dedi ve ekledi: “Sistani ile görüşme aynı zamanda İran’a ve ülkenin dini lideri Hamaney’e de bir mesaj niteliğinde.” Sistani’nin Şiilerin geleneksel kolunu temsil ettiğini belirten keskin, Batı karşıtı olmadıklarını ve bu nedenle Papa’nın ziyaretinde önemli bir durak olduğunun da altını çizdi. Keskin, “Sistani İran’daki yönetime biraz daha mesafeli olması da Papa için oldukça önemli” ifadesini kullandı. Şiilerin Necef Medresesi’nin de çok önemli olduğunu vurgulayan Keskin, “Medrese, geleneksel yapısı nedeniyle siyasetten bağımsız ve İran yönetiminin dışındadır. İran, kendi politikası çerçevesinde yönlendiremiyor. Bu da önemli bir unsurdur” dedi. Bu bölgenin İran etkisinin dışında kalmasının Batı açısından olumlu olduğuna dikkat Keskin, “Bu görüşme İran’daki Şiilerin dini lideri Ayetullah Hamaney’i gölgede bırakan ve önemini azaltan bir anlam taşıyor” dedi ve ekledi “Sistani bu görüşmeden sonra geleneksek konumundan merkezi bir konuma yerleşebilir”