Seni unutmak mümkün mü?

İBRAHİM AYDIN

Gazetemiz BirGün’ün kurucularından ve eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Çeşmecioğlu, ölümünün 9’uncu yılında ailesi ve arkadaşları tarafından İstanbul Ulus’taki mezarı başında anılacak. Anma bugün saat 14.00’te gerçekleştirilecek. Tedavi gördüğü hastanede 17 Haziran 2011 günü geçirdiği beyin kanamasının ardından yaşamını yitiren İbrahim Çeşmecioğlu, 19 Haziran’da ailesi, çalışma ve yol arkadaşlarıyla çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütünün temsilcisinin katıldığı bir törenle toprağa verilmişti.

İbrahim Çeşmecioğlu’nun ölümü üzerinden tam 9 yıl geçti. Kurucusu olduğu gazetemiz BirGün’ün duvarında asılı olan resmini her gördüğümde birlikte olduğumuz yıllar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyor. 92 yılında Cağaloğlu’nda bulunan Demokrat dergisinde tanışmıştık. Cezaevi yıllarının ardından dışarıda karşılaştığım en güven veren yoldaşlarımdan birisiydi. Bakırköy’deki evine davet etmiş, Kader ve Devin’i tanımıştım. Devrimci Yol geleneği içinde bir dönüm noktası olan “tartışma süreci” içinde birlikte çalıştık. İstanbul’un birçok ilçesinde yeni politik döneme ilişkin tartışmalara katıldık, mahalle çalışmalarında birlikte yer aldık. Arşivimde hala sakladığım “Bahçelievler’den BAKIŞ” gazetesini böyle bir çalışmanın sonrasında çıkarmıştık. Sonra ÖDP ve daha sonra BirGün gazetesindeki ortak mesaimiz onu yıldızlara uğurlayacağımız güne kadar sürüp gitti.

Günlük bir gazete en büyük hayaliydi. BirGün projesinin ortaya çıkması belki de en çok onu heyecanlandırmıştı. Birçok insanın “olmaz, yürümez ve batar” dediği bir ortamda tereddütsüz kurucu kadro içinde yerini almıştı. İbrahim Çeşmecioğlu gazetenin hayati işlerinden birisi olan abonelik işini örgütlemekle görevliydi. Özellikle bu görevi tercih ettiğini biliyorum. 12 Eylül öncesi çıkaran “Demokrat gazetesinin dağıtımını model almalıyız adaş” derdi. Söz konusu model ise normal bayi dağıtımının dışında, bütün il ve ilçelerde, hatta köylerde gazete gönüllülerinin yapmış oldukları abone dağıtımı ve aynı zamanda bugünkü tanımla ifade edersek haber yazmayı da içeren “yurttaş gazeteciliği” modeliydi. Bu modelin örgütlenmesi için başlangıçta bütün Batı Karadeniz’i gezmeye başlamıştı. Başlangıçta oldukça olumlu mesafeler de kat etmişti. Ancak son yıllarda yakasını bırakmayan sağlık sorunları ona çok fazla hareket fırsatı bırakmıyordu. Hastalığa karşı inatla direnmeye çalıyordu. Ayrıca gazetede başlayan mali kriz ise bu değerli çabanın bütünüyle durmasına neden oldu.

2005’te ki mali krizi, yöneticiler ve çalışanlar açısından zorlu koşulları ortaya çıkarmıştı. Her zor koşullar dostlukları, arkadaşlıkları, inanç ve kararlılıklarımızı bir kez daha sınava tabi tutuyordu. Maaşlar ödenemediği için birçok çalışan gazeteyi terk etmiş, çok sınırlı sayıda insanla baş başa kalmıştık. Çeşmecioğlu sanki böylesi günler için vardı. Çıkmaz içinde hissedildiği bir anda etrafını, arkadaşlarını motive eden özelliği muhteşemdi. Tekrar derlendik toparlandık, sınırlı sayılarda olsak da mevzi korunuyordu. Bugün hangimiz yapıyoruz bilmem ama birçok çalışan arkadaşının evlerini ziyaret ettiğini biliyorum. “Hepimiz çok önemli politik bir görev için buradayız, birbirimizle dayanışarak ve birbirimize sahip çıkarak bu zorlukların üstesinden geleceğiz” derdi. Öyle de yaptık ve bugün eğer bir gazetemiz var ise onun emeğini kim görmezden gelebilir ki?

Muhalif gazete yöneticisinin başına gelen onun da peşini bırakmıyordu. BirGün’e açılan davaların yazı işleri müdürü sıfatıyla mahkeme salonlarındaki yüzümüz o idi. Bugünle kıyaslandığında çok fazla yargılandığımız dava dosyası yoktu ama yine de çokça adliye koridorlarında boy gösterirdi.

Yaşamının son yıllarında hızına yetişilmez olmuştu. ÖDP Beyoğlu İlçe Başkanlığı’nın yanında Gebze’deki arkadaşlarla işçi örgütlenmesi çalışmasına dâhil olmuş, iş yerlerinde dağıtılmak üzere bir de işçi gazetesi çıkarmışlardı. Emekçinin Sesi böyle bir çabanın ürünüydü. Geçen yıl BirGün okur toplantısı kapsamında gittiğim Gebze’deki arkadaşların Çeşmecioğlu adına bir kütüphane kurmuş olduğunu görmüş ve çok sevinmiştim. Devrimcilerin vefalı olmasına dair güzel bir örnekti.

İbrahim Çeşmecioğlu gerek BirGün gazetesinde gerekse de devrimci mücadelemizde her yönü ile yaşayan bir çınar. O hem bir gazeteci hem bir yönetici, hem bilgisayar operatörü ve hem de iyi arkadaş, dost ve devrimciydi. Onun bazı uyarılarına duyarsız kaldığımız zamanlar da oldu. Bazen bizlere kızdı haklı olarak ama şimdi en azından biliyoruz haklı yanlarını. Erken gitti, sırayı bozdu ama kim garanti verebilir ki? Geride bizlere sayısız hatıra bıraktı. Bu eşsiz hatıraları onunla yaşama fırsatı elde etmiş biz BirGün çalışanları onu hiçbir zaman unutmayacağız.