Sermayenin ikiyüzlülüğü
AKP Cumhuriyet’in tüm ilerici kazanımlarının birer birer içini boşalttı. 21 yıllık sürecin en önemli bileşenlerinden biri olan sermaye grupları ise Cumhuriyet’in 100. yılını reklamlar aracılığıyla “kutluyor.”
Oğulcan AYDIN
Cumhuriyet’in 100’üncü yılının kutlanmasına sadece 2 gün kaldı. Farklı farklı kesimlerden son 1 haftadır Cumhuriyet kutlamaları gelmeye başladı. Özellikle sermaye kesimlerinin bu konuda yarışa girmesi ise dikkat çekti.
Bundan nemalanan sermayenin karşısında büyük engeller, bir kalemde tek adam rejimi tarafından silindi. AKP iktidarından en fazla nemalanan kesim olan sermayenin bu dönemde Cumhuriyet rejimi büyük yaralar alırken ses çıkarmamasına karşın 100’üncü yıl kutlaması için bu yarışa girmesi ise tepki topladı. Koç’un’dan Sabancı’sına, Demirören’inden bankalara AKP iktidarına hiç tepki göstermeyen kesimler tek tek Cumhuriyet kutladı. Sermayenin “ikiyüzlülüğü” de bir kez daha yapılan reklamlar ve alınan tavırla ortaya çıktı.
FİRMALARIN ÇELİŞKİSİ
Kadir Gecesi’nde içkili paylaşım yaptıkları gerekçesi ile Onur T. İsimli personeli işten çıkaran Pegasus Hava Yolları, şirketin yüzücü uçağının ismini cumhuriyetin yüzüncü yılını gerekçe göstererek “Cumhuriyet” koydu. Türlü iş çıkarmalar ve hak ihlalleri ile gündeme gelen ve AKP ile iyi ilişkiler kuran KOÇ Holding, logosunu “Çok” olarak değiştirdi ve “Çok Yaşa Cumhuriyet” mesajı verdi. Yönetim Kurulu Başkanlığını Güler Sabancı’nın yaptığı Sabancı Holding de “Başka Cumhuriyet Yok” diyerek bir reklam yayınladı. Sabancı Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) toplantısında dönemin Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ı överek “başarılı olduğu” mesajını vermiş, kamuoyu da duruma tepki göstermişti.
Yazar Akademisyen Fatih Yaşlı konuya ilişkin BirGün’e şu değerlendirmede bulundu: “Bankaların, şirketlerin, holdinglerin ulusal gün ve bayramlarda duygusal, nostaljik reklam filmleri çekmeleri adeta bir ritüele, kendi aralarında da bir rekabete dönüşmüş durumda. Kim daha çok konuşulacak, kim daha çok izlenecek bir reklam filmi yayınlayacak, kendi aralarında yarışıyorlar. Üstelik bunun çok ciddi bir alıcısı da var, kendine Atatürkçü, cumhuriyetçi vs. diyen muhalif kitlelerin önemlice bir bölümü bu filmleri büyük bir duygu yoğunluğu içerisinde izliyor, reklamı veren şirketi de övgülere, alkışlara boğuyor.”
Yaşlı şunları aktardı: “Bu ruh hali Atatürkçü, cumhuriyetçi kitlelerin Siyasal İslam’ın ne olduğunu ve başlarına gelenin ne olduğunu tam anlayamadığını gösteriyor. Muhalif kitleler örneğin hala sermayenin bir kısmının “laik” ya da “seküler”, diğer kısmının ise “dindar” olduğunu ve ilkinin iktidarla kavga ettiğini, Atatürk’e Cumhuriyet’e sahip çıktıklarını düşünüyor, buna inanıyorlar. Oysa bu son derece yanlış bir bakış açısı. İlk saydıklarımın da iktidarla kavga ettiğini düşünüyorlar. Türk sermayesi, daha açık tabirle TÜSİAD sermayesi mensupları kişisel yaşantılarında seküler olabilirler ancak bu onların laikliği ya da Cumhuriyet değerlerini savunduğunu göstermez. Bilakis AKP “seküler” ve “dindar” Türkiye sermaye sınıfının bütün katmanlarının desteğini arkasına alarak iktidar olmuştur ve bugün de bu destek devam etmektedir.”
“AKP geride kalan 21 yılda 70 milyarlık kamusal varlığı özelleştirdi. Vergi yükünü emekçilerin sırtına bindirdi. Toplumsal muhalefet ve sendikalaşmayı susturdu. Güvencesiz ve ortalama çalışma norm haline geldi. Sermayeye ise büyük teşvikler verdi. Tüm bunlara dinselleşme politikaları eşlik etti.
Dolayısıyla Türkiye’de Cumhuriyet’in yıkılması ve dinsel yeni bir rejim inşa edilmesi, sermaye düzeninin, patronların, holdinglerin bilgisi, onayı ve ortaklığı dâhilinde oldu. Bugün Atatürk’e ve Cumhuriyet’e övgüler düzen reklamları çektirenler, Türkiye’deki yeni rejim inşasının ve Cumhuriyet’in çökertilmesinin suç ortaklarıdırlar, bunu açıkça söylemek gerekiyor. Bu nedenle de Türkiye’de emek sömürüsü ile din sömürüsünün iç içeliğini gösteren, emek mücadelesiyle laiklik mücadelesini birleştiren bir siyasete ihtiyaç var; AKP ile sahici bir mücadele ancak böyle mümkün olabilir.”