Türkiye’de ve kısmen de olsa yurt dışında kamuoyu, ülkemizdeki tutuklu aydınlar, gazeteciler, yazarlara destek veriyor, yer yer gerçekten vicdanlı yazılar yayınlanıyor. Bu grupların ötesinde, siyasi nedenlerle tutuklu öğrencilerle ne yazık ki daha az ilgileniliyor. Avrupa ve özellikle Fransız basınında bu içler acısı durum yakın zamana kadar yansıtılmıyordu bile. Ta ki Türkiye kökenli bir Fransız vatandaşı olan Sevil Sevimli Eskişehir’de “terör örgütü üyesi olmakla” suçlanana ve tutuklanana kadar...
 
Lyon II Üniversitesi İletişim Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Sevil, Erasmus öğrenci değişim programından faydalanarak sevinçle köklerinin ülkesine, Eskişehir Üniversitesinde bir yarı yıl geçirmek için gelmişti. Kürt Alevi bir ailenin kızı ve sol bilinçli Sevil, 19 yaşının heyecanıyla Türkiye’de birçok sol referans kitabını Türkçe okumak için kitapçıları gezip kendine anne babasının dilinde bir mini kütüphane edinme yoluna girmişti. Sevil olan biten karşısında şaşkın: “Ailemin beni Türkiye’ye gönderecek imkanları olmadığından, Erasmus programıyla gitme şansı doğunca hemen başvurdum. Sanıyordum ki Fransa’da olduğu gibi, sol görüşlerimi orada da ifade etmekte sıkıntı çekmeyeceğim. Böylesine bir sansür ve baskının bugünkü Türkiye’de yaşanabileceği aklıma bile gelmemişti”.
 
Üstelik, 1 Mayıs’ta yüzbinlerle birlikte yürümüş, hala sakıncalı olduğu anlaşılan Grup Yorum konserini izlemiş, bilinçli birçok genç ile birlikte parasız eğitim için seferber olmuş, düşünsenize. Bu da yetmezmiş gibi, Güler Zere’yi anlatan “Damında Sahan” filminin Çağdaş Hukukçular Derneğince düzenlenen gösterimine katılmış. Ne de olsa bunların hepsi terör örgütü üyesi olmanın bariz ipuçları sayılır!!! Sevil Sevimli böylece iki aydır tutuklu, o günden itibaren Türkiye’deki Fransız büyükelçiliği mensuplarının tüm girişimlerine rağmen kendisiyle ancak 30 Haziran’da kısa bir görüşme yapabildiler.
 
Doğruya doğru, Fransız kamuoyunu ayağa kaldıran Sevil’in önce Fransız vatandaşı olması. Oysa Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi (TÖDI)’nin rakamlarına göre Türkiye’de 771 öğrenci bugün düşünceleri nedeniyle hapiste. 16 Haziran’da Paris’in ünlü Chatelet meydanında elli kişi, ertesi gün ise “memleketi” Lyon’da yüzlerce kişi Sevil ile birlikte tüm öğrencilerin serbest bırakılması için gösteri yaptı. Ve nihayet ulusal gazeteler konuyu sayfalarına taşıdı.
 
29 Haziran tarihli Le Monde gazetesi, birinci sayfadan başyazısını Sevil’e ayırdı ve sordu: “Sevil Sevimli ne suç işledi Mösyö Erdoğan?”. Le Monde, Libération, La Croix, Le Figaro, L’Humanité (başından beri) gibi gündelik gazeteler dışında Internet haber sitesi Médiapart gibi birçok yayın organı işin peşini bırakmak niyetinde değil. Bu anlamsız baskının hesabı sorulmaya devam edecek. Nasıl sormazlar, Fransa’da eşitlik ve özgürlük savunucusu büyük aydınlanma düşünürü Jean-Jacques Rousseau’nun doğumunun 300. yılı kutlanırken, gencecik bir Fransız kızı, annesi babası Türkiyeli de olsa Türkiye’de fikirleri yüzünden hapse atılıyordu.
 
Vicdanlı kamuoyu mensuplarının yıllardır Türkiye’de yürütülen çağdışı baskıların tüm mağdurlarıyla birlikte gençlerimizi unutmamaları gerekiyor. Sevil’in “görünürlüğü” sayesinde tutuklu tüm genç fidanlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşması dileğiyle...