Dilan Esen Yurtdışına ihracat yapan SİBAŞ (Gıda Sanayi Anonim Şirketi) işçileri, ‘şef baskısı, düşük maaş, kıdemin olmaması, mobbing ve uygulanan kötü muamele’ gibi sebeplerle Türk İş’e bağlı Tek Gıda İş Sendikası’na üye olmalarının ardından işten çıkârıldı. İşçiler işlerini geri almak için 59 gündür direnişte. İşten çıkârılan işçilerden Meral Yıldız, “İlk çıkârılan kişiler nitelikli elemanlardı, örneğin […]

SİBAŞ işçileri 59 gündür direnişte: ‘İşimizi geri istiyoruz’

Dilan Esen

Yurtdışına ihracat yapan SİBAŞ (Gıda Sanayi Anonim Şirketi) işçileri, ‘şef baskısı, düşük maaş, kıdemin olmaması, mobbing ve uygulanan kötü muamele’ gibi sebeplerle Türk İş’e bağlı Tek Gıda İş Sendikası’na üye olmalarının ardından işten çıkârıldı. İşçiler işlerini geri almak için 59 gündür direnişte.

İşten çıkârılan işçilerden Meral Yıldız, “İlk çıkârılan kişiler nitelikli elemanlardı, örneğin ben posta başıydım. İşten çıkarmalar olduğunu gören arkadaşlarımız da sendikalı olmaya başladılar. Biz de madem insanlar bize inanıyor, madem birlik ve beraberliği bozmuyorlar o zaman daha çok örgütlenme yapalım dedik. Kısa bir sürede de örgütlenmemizi tamamladık” dedi.

28 ve 30 Mart’ta mahkeme var

19 Şubat’ta yüzde 51’lik sendikalaşma yetkisini aldıklarını ifade eden Yıldız, “Sendikalı olarak haklarımızla beraber işimizi geri istiyoruz. Arkadaşlarımıza çok baskı uyguladılar, çok zor şartlar altında örgütlendik ama başardık. Örgütlenme yaparım diye korktular ve beni işten çıkardılar ama dışarıdan da örgütlenme yapmaya devam ettim. Mart’ın 28 ve 30’unda mahkemelerimiz var onların sonuçlanmasını bekliyoruz” dedi.

İşine son verilen kişilerden Elif Akçanerik ise SİBAŞ’ta çalışırken meslek hastalığına yakalanarak astım olmuş. “Bizi hiç anlamadan dinlemeden, sendikalaştık diye kapının önüne koydular” diyen Akçanerik, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zamanlar OHAL vardı, bize hiçbir şey yaptırmıyorlardı. Fabrikanın önünde açıklama yapalım diyorduk jandarmalar tepemize üşüşüyorlardı, bize engel oluyorlardı.”

‘Büyüdük ve sesimiz çığ oldu’

Gazetemiz aracılığıyla işverene seslenmek istediğini belirten Akçanerik, “Bizler küçücük bir kar tanesiydik, onlar bizi çok hafife aldı. Büyüdük büyüdük büyüdük sesimiz şimdi çığ oldu. Bizim çok destekçimiz var. Artık bu saatten sonra hiç susmayacağız. Bilsin ki biz işimize geri dönene kadar davamızdan vazgeçmeyeceğiz” sözlerini şeklinde sürdürürken, “Bugün öğrendiğimize göre bazı arkadaşlarımıza sendikadan ayrılın, işiniz geri dönün diye haber göndermişler. Bizim hiçbir arkadaşımız sendikal haklarını kazanmadan işine geri dönmeyecek” açıklamasında bulundu.

‘24 saat çalıştığımı bilirim’

İşveren vekillerinin, kadın işçi arkadaşları olmak üzere herkesi ezdiğini belirten işten çıkartılan bir diğer işçi Muhammet Yıldız da “Bize ağıza alınmayacak hakaretler ediyorlardı. Biz haklı olarak zam istediğimizde fabrikanın kuralları böyle işinize gelirse diyorlardı, açıkça bize kapı gösteriyorlardı. Bazı arkadaşlarımızı işten kolayca çıkartabilmek için oyuna getirdiler, o şekilde işte çıkardılar. Bazı arkadaşlarımızın ‘e devlet’ şifrelerini istediler. Ben bu fabrikada 24 saat çalıştığımı bilirim” dedi.

Asıl kötü muamelenin sendikalaşmanın işverenler tarafından duyulduktan sonra başladığında ifade eden Yıldız sözlerini şöyle sonlandırdı: “İşten çıkarmalar başladığında, makineleşmeye- otomasyona geçiliyor dendi. Sendikalaşmanın duyulduğu gün mü geçiliyor otomasyona? Madem böyle bir sisteme geçilecekti 6 ay öncesinden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na neden bildirmediniz? Neden işçilere erkenden haber vermediniz, işçilere neden günde 1 2 saat izin verip iş aramalarına izin vermediniz? Biz iş yerimizin düşmanı değiliz. Sendikalı olarak daha kaliteli bir üretim yapmak için yolumuza devam etmek istiyoruz.”