Sadece BirGün'ün tirajında yüzde 20'leri bulan bir satış düşüklüğü var. Yaygın medyada da buna benzer bir durum söz konusu. Toplam tirajlarda ve koşut biçimde satış miktarlarında bir düşüş...

Sadece BirGün'ün tirajında yüzde 20'leri bulan bir satış düşüklüğü var. Yaygın medyada da buna benzer bir durum söz konusu. Toplam tirajlarda ve koşut biçimde satış miktarlarında bir düşüş oluyor. Yıllardır yaz ayları geldiğinde gazete yönetimleri, satışçılar/reklamcılar çözüm düşünür. Okullar kapanıp da iyice yaz tatili kıvamına gelen halkım; aslında okuma meselesine zor bela teşne olduğundan gazete almayı hemen bırakır... Zaten ortalama bilinç sahibi okurlar, gazeteyi alma gerekçesi olarak; haberleri öğrenme, ilgili yorumları okuma ve görsel etkisi yerinde bir medyayı izlemekten ziyade, berbat politikacıların kendilerinden berbat pespayeliklerine kızıp, kendi vicdanıyla hesaplaşır. "Ben iyimi-şim" der. Yetmez, bütünüyle eblehliğe odaklanmış magazin ve spor hayatına ilişkin abuk-lukları geceden tv'lerde görmüşlüğü yetmezmiş gibi, ertesi gün birbirinden güzide gazetecilerin bu konulardaki marifetlerini okur. Okuma faaliyeti giriş cümlesinin üç kez tekrar edildiği habercikler kadardır aslında. Kavraması için de hayli etken bir yöntemdir. Yaygın medyanın okuruyla ilişkisi bu bağlamda yaz gelince niye savsaklanır... Onca tatil ilavesi, mevsim koşullarına bağlı olarak tüketimi kışkırtan başka numaralar derken; gene de okur, kaçar! Niye?

İYİ HABER KÖTÜ HABERİ, KÖTÜ HABER İYİ OKURU...
İyi haber kötü haberi kovar diye bir laf herhalde yoktur. Ama buna benzer bir benzetmeyi görevli kılarak aklımızdakileri açıklamayı sürdürelim. Bir derdimiz de düşen tirajı toparlamaya çalışmak... Nasıl -bir tür totoloji saysa-nız da- iyi haber, kötü haberi kovarsa, kötü haber de iyi okuru uzaklaştırır. Bu gerçek başka medyalarda -paradoksal bir ifade sayılsa da-tersine bir durum gösterir. Oralarda iyi okurun iyi haberi izlemesi nadirdendir. Bu, bizim vehmimiz değil elbette. Onca araştırma verileri, halkımızın ne tür medya peşinde olduğu gerçeğini ortaya koymuyor mu? Örneğin internet medyasını izleyenler arasında yapılan bir değerlendirmede; porno sitelere Türkiye çıkışlı meraklıların birinci sırada gidiyor olması başka türlü açıklanabilir mi?

PEKİ NE OLUYOR DA OLUYOR BİZİM DE TİRAJIMIZ DÜŞÜYOR
Olan bir şey yok. Nasıl desek bilemiyorum ama okur olmaklık konusunda 'bizim' okurlarda da bir sıkıntı var gibi. Potansiyel olarak varsaydığımız zümreler, gruplar, bölgeler ve bireyler; üst üste her gün gazete satın almıyor. Ya da almayı unutuyor. Mesele bu. Sabah erkenden bayiye gidip hep beraber gazete alsalar, 20 bini rahatlıkla geçeceğiz. Ama herkes her gün gazete almıyor. Aklına gelmiyor. Aldığı bayii geçip, gidiyor. Gittiği yerde -her gün satın alıp alışkanlık yaratmadığı için- bulamıyor. Bulamayınca da ya hemencecik vazgeçiyor ya da yaygın medyanın sayfalarına gömülüyor...

Zaten BirGün'ün tirajının düşmesinde o kadar çok psikolojik parametre etmen ki! Bölgesindeki -kendince ve yörece gerçekten önemli- olayların haberi verilmedi diye kızanlar var... Kendi yolladığı bir bilginin haberleş-tirilmeyişine kızanlar var! Verilen haberlere, veril(e)meyen haberlere kızanlar var! Oysa, yaptığımız kusurlara rağmen dayanışmacı yanınızı sürdürebilseniz; girmeyen haberleri takip edecek muhabirlerimiz, haberleşemeyen bilgileri toparlayacak editörlerimiz olacak. Muhalif ve bağımsız olma iddiasına yönelik sahip çıkma cesaretine ve görgüsüne zaman tanıyın...

GAZETEYİ HER GÜN SATIN ALALIM HER SATIRI İÇİN FİKRİMİZ OLSUN
Daha iyi gazete, daha çok okur. Daha iyi yazılar, daha çok okur. Daha çok okur da daha zengin bir gazete demek. İlaveler demek. İçeriğin doygunluğu demek... Tam da 'yumurta/tavuk' ikilemi gibi bir durum ama gerçek bu. Çalışanlarımız daha iyi gazete için kendilerini yoruyor. Yapılan kusurların farkındalar ve her konu hemen şirazesini bulamayabiliyor.

Farkında olmak başka bir mesele, sorunu toparlayabilmek başka bir mesele. Özetle çalışanlarımız, okurlarımızdan gelen her türlü işareti kayda alıyor ve günde en az iki kere yapılan rutin toplantılarına taşıyor.

Bilgilerinize efendim.