Bugün işkenceye Karşı Mücadele Günü ancak iktidar, yıllardır işkenceyi görünmez kılmaya devam ediyor. İHD Eşbaşkanı Türkdoğan, “İşkence yapanlar, 2013’ten beri işkence suçunda zamanaşımı olmadığını bilsin” dedi

Sıfır tolerans deseler de gerçekler farklı: İşkencecilere yüksek tolerans

Dilan ESEN

İşkence ve kötü muamele karnesi yıllar boyu giderek kabarıklaşan ülkede, yurttaşlar çeşitli ve çok ağır hak ihlalleriyle baş başa bırakılıyor. Cezaevlerinden eylem alanlarına, polis merkezlerinden evlere kadar yurttaşlar, işkence ve kötü muameleyle boğuşmaya devam ederken bugün İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü. Tüm bunların yanında türlü kötü muameleye maruz kalan yurttaşlar, bir de kendini iktidar mensuplarına anlatmak zorunda kalıyor. Defalarca yaşanan olaylara rağmen iktidara göre ‘işkenceye sıfır tolerans’ gösteriliyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1997 yılında ‘İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’sinin taşıdığı önem nedeniyle 26 Haziran’ı işkence görenlerle dayanışma günü olarak ilan etti.

Türkiye’nin de imzacısı olduğu ve yürürlükte olan Sözleşme, işkence ve kötü muameleyi yasaklıyor.

SIFIR TOLERANS YALANI

Çok sayıda hak örgütünün yayımladığı raporlarda ise işkence ve kötü muamele konusundaki kara tabloyu gözler önüne seriyor. Avrupa Konseyi İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamelenin veya Cezanın Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 2017 ve 2019 yıllarındaki ziyaretlerine ilişkin raporuna göre bakanlık düzeyinde yapılan bazı açıklamalar, Ankara’nın ‘işkenceye sıfır tolerans’ politikasıyla çakışıyor.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV) insan hakları ihlalleriyle ilgili 2020 raporuna göre geçen yıl en az 404 kişi işkenceye uğradı. 2020 yılı içinde tespit edilen en az 140 ayrı olayda en az 86 kişi yaralandı. Tespit edilen 139 olayın 22’si ev baskınları sırasında, 86’sı açık alanlarda ve 31’i resmi gözaltı merkezlerinde meydana geldi.

Üyelerini AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun (TİHEK) raporunda ise 2019’da ulusal önleme mekanizması görevi kapsamında değerlendirilen kuruma 965 başvuru yapıldı.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı 2020 Hak İhlalleri Raporu’nda ise toplam 3 bin 534 işkence yaşandı. İşkence ve kötü muamele sonucu 3 kişi yaşamını yitirdi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), ‘2019 Türkiye İnsan Hakları İhlalleri Bilânçosu’nda da 69 çocuğun darp edildiği ve kötü muameleye maruz bırakıldığına dikkat çekildi. Gözaltında işkence ve kötü muamele 726, gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamele 751, cezaevlerinde işkence ve kötü muamele 495 oldu.

İKTİDAR GÖRÜNMEZ KILIYOR

İktidarın uzun süredir ‘kötü muamele’ kavramını kullandığı için işkenceyi görünmez kıldığına dikkat çeken İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, BirGün’e konuştu. İktidarın bu tavrının yanlış olduğunu dile getiren Türkdoğan aynı zamanda işkenceye karşı mücadeleye de büyük zarar verdiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “İşkence, kötü muamele ve onur kırıcı davranış yasağı olarak kullanılıyor. İşkence sadece yasak sorgu yöntemi değildir. Baskı, yıldırma, korkutma, caydırma amacıyla yapılan yasak davranıştır. Gösteriyi dağıtmak için kullandığınız yüze biber gazı sıkma, plastik mermi gibi uygulamaların hepsi işkence yöntemidir.”

İşkencenin yapıldığı yerlerin de çeşitlendiğini hatırlatan Türkdoğan, özellikle gözaltı merkezleriyle ilgili iddiaların sonunun gelmediğinin altını çizdi.

Her tarafın işkence yapılan yerler haline getirildiğini söyleyen Türkdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “CPT’nin Türkiye’ye yaptığı ziyaretler var. 5 ziyarete ilişkin3 rapor hâlâ açıklanmadı. Açıklanmayan raporlar durumun vahametini gösteriyor. Çıplak arama meselesinin bir an önce sonlandırılması gerekiyor. Cezaevleri girişlerinde çıplak aramalar yapılıyor ve buna direnenler işkenceye maruz kalıyor. Bu uygulamayı özellikle siyasilere uygularsanız tabii ki buna itiraz edecektir. Kamuda işkenceyi önceleyecek insan hakları mekanizmaları yeterli değil. Sivil insan hakları örgütlerinin denetim yetkisi yok. Cezaevi izleme kurullarının kurulacağını açıklayan iktidar şuanda yetersiz olduğunu kabul etti.”

Gözaltı merkezlerinde çıplak arama yapıldığına ilişkin gündeme gelen iddiaları anımsatan Türkdoğan, “Gözaltı merkezlerinde çıplak arama şu anda yasak. Ama buna rağmen hâlâ yapılıyor” dedi.

GÜVENMESİNLER

“İktidar inkâr ederek işkenceyle mücadele edemez” diyen Türkdoğan, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Türkiye’de işkenceyle mücadele edebilmemiz için işkence gerçeğini kabul edeceğiz. İşkence yapanlara kolluk görevlilerine söyleyeceğimiz şu: 2013’ten beri işkence suçunda zamanaşımı yoktur. Kimse korunduğunu düşünmesin. Açılan davaların sürüncemede bırakılmasına cezasızlığa güvenmesinler. Onları koruyanlar gittiğinde mağdurlar ve yakınları, hak savunucuları adalet arayacaklardır.”