Deprem bölgedeki Suriyeli sığınmacıları da vurdu. İktidar sığınmacılara yönelik herhangi bir yardım açıklaması yapmazken uzmanlar oy kaybı çekincesinden dolayı yeterli yardımın ulaşamayacağını düşünüyor.

Sığınmacılar bir başına bırakıldı
Depremin 10’uncu gününde Suriyeli bir depremzede yakınlarının enkazdan çıkarılmasını bekliyor. (Fotoğraf: BirGün)

Umut SERDAROĞLU

Maraş depremlerinden etkilenenlerin önemli bir bölümünü Suriyeli sığınmacılar oluşturuyor. Toplam nüfusun yüzde 11,6’sını "Geçici koruma altındaki" Suriyelilerin oluşturduğu yıkımın gerçekleştiği bölgelerde, Sığınmacı Hakları Platformu sözcüsü Taha Elgazi, Açık Radyo’da katıldığı bir programda en az 6 bin 700 Suriyelinin hayatını kaybettiğini dile getirdi. Ancak depremden dolayı hayatını kaybeden sığınmacılar için resmî bir paylaşım yapılmadı.
Bu denli büyük bir yıkımdan kurtulan Suriyeli depremzedelere yönelik yardım yapılıp yapılmayacağı da belirsizliğini korumaya devam ediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzede ailelerine 10 bin TL Hane Başı Destek Ödemesi, 15 bin TL ise taşınma yardımı yapacağını duyurdu. Ancak bu yardımların geçici koruma altında bulunan, vatandaşlık almamış Suriyeli depremzedeleri kapsayıp kapsamayacağı bilinmiyor.


Depremin ardından Göç İdaresi Başkanlığı tarafından depremden dolayı doğrudan etkilenen bölgelerdeki "Geçici koruma altındaki" Suriyelilere şartsız, dolaylı etkilenen bölgelerdekilere ise şartlı yol izin belgesi sağlanacağı açıklandı. Böylelikle uluslararası koruma altında bulunan ve depremden etkilenen Suriyelilere 60 gün boyunca başka illere seyahat etme izni verildi. Her ne kadar kısa süreliğine başka illere geçiş izni sağlanmış olsa da bu süreç boyunca Türkiye vatandaşı olmayan Suriyeli sığınmacıların eğitim, barınma ve istihdam alanlarında belirli sıkıntılar yaşayacağı tahmin ediliyor.
İktidarın, oy kaybı korkusuyla Avrupa Birliği’nden (AB) gelecek yardım fonlarının dağıtmaktan çekinebileceğini ifade eden uzmanlar, bu süreçte Suriyeli depremzedelerin büyük sorunlar yaşayacağını bildirdi.

İMKÂNLARI DAHA KISITLI

Deprem bölgesinde yaşayan Suriyeli sığınmacıların uzun bir süredir Türkiye’de bulunduğunu hatırlatan kent ve göç araştırmacısı Prof. Dr. Hatice Kurtuluş, “Bu bölgelere yerleşen Suriyelilerin birçoğu çalışıyordu, yüksek bir istihdam vardı, evi olanlar vardı. Çocuklar eğitim hayatına devam ediyordu. Ancak yıkımın ardından Suriyeliler geçici koruma statüsünde olduğu için, vatandaşlıkları bulunmadığı için bölgenin yeniden imarının ardından bir pay almaları yerli nüfus kadar kolay olmayacak” dedi.

Prof. Dr. Hatice Kurtuluş - Kent ve göç araştırmacısıProf. Dr. Hatice Kurtuluş - Kent ve göç araştırmacısı



Suriyeli depremzedelerin hayatlarına devam edebilmesi için sosyal destek mekanizmasının iyi bir şekilde çalışması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kurtuluş, şöyle devam etti:

“Bölgeden aldığımız haberlere göre Suriyeliler de dağıtılan yardımlardan yararlanabiliyor. Ancak sosyal destek mekanizması dediğimiz kavram bir kerelik yapılan bu tür yardımlar değil. Bu yardımların sürekliliği önemli. Ancak bahsettiğimiz mekanizma sadece devlet yardımlarını kapsamıyor, komşuluk ilişkileri bile bu mekanizmaya dahil. Şimdilik bu yardımlara sahip olmadıkları için çok dayanıksızlar. Bu yüzden ayrı bir çalışma yapılması şart.”

OY KAYBINDAN ÇEKİNEBİLİR

Suriyeli depremzedelere yardımların, AB ile yapılan "Geri Kabul Anlaşması" gereği sağlanacak fonlarla gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren Kurtuluş, “Ancak iktidarın o fonları dağıtırken çekinceleri olacaktır. Bu çekincelerin en büyüğü oy kaybı korkusu. Bu yüzden yeterli yardımlar ulaşamayabilir. Görüldüğü gibi Suriyeliler de çok ağır koşullardan geçiyor. Avrupa’ya, başka yerlere gidemiyorlar. Sığınmacıların desteklenmesi konusu çok muğlak” ifadelerini kullandı.

60 gün boyunca başka illere seyahat edilecek olsalar da gidecekleri bölgelerde Suriyelileri başka sorunların da beklediğinin altını çizen Hatice Kurtuluş şöyle konuştu:

“Göçmenler 60 gün boyunca kalacakları bölgelerde istihdam da büyük sorunlar yaşayacağı gibi döndüklerinde yeni bir iş kurmak ya da bir yerde işe girebilmek için de zamana ihtiyaçları olacak. Kentte zaten iş yok. İstanbul’a gitti diyelim işi nasıl bulacaklar? Ayrıca daha sonra ikinci bir şehre geçemeyecekleri için farklı bölgelerde de iş arayamayacaklar. Zaten göçmenlerin bir kentte tutunmaların, kalmaların sebebi buralarda iş bulabiliyor olmaları.”

OKULLARDA AYRIMCILIK

Suriyeli çocukların gidecekleri bölgelerdeki okullarda önyargı ve ayrımcılığa maruz kalma ihtimallerinin yüksek olduğunun belirten Göç Araştırmacısı Prof. Dr. Deniz Yükseker, “Ayrıca mevcut uygulamaya göre, geçici koruma statüsündeki aileler kayıtlı oldukları illerde çocuklarını okula yazdırabiliyorlar. Bunun istisnaları çok az. Yani mevcut durumda da çalışma nedeniyle kayıtlı oldukları kentlerden başka kentlere giden Suriyeli ailelerin çocuklarının eğitimi konusunda büyük sıkıntılar vardı. Depremden sonra düzenleme getirilmezse bu durum daha da zorlaşabilir” dedi.

Prof. Dr. Deniz Yükseker - Göç araştırmacısıProf. Dr. Deniz Yükseker - Göç araştırmacısı



Şimdiye kadar depremzedeler için açıklanan Devlet yardımlarının yeterli olmadığının altını çizen Prof. Dr. Yükseker, “İstanbul ve İzmir’deki mültecilere ilişkin saha çalışmamızda akrabaların iş ve kiralık ev bulma gibi konulardaki sosyal dayanışma ağlarının çok önemli olduğunu görmüştük. Depremden sonraki süreçte de bu ağlar etkili olacak. Ancak Devletin şu âna kadar ilan ettiği depremzedelere yönelik maddi desteklerin başka bir kentte yeni bir yaşam kurmak için yeterli olmadığı görülüyor. Aynı şey Suriyeliler için de geçerli. Geçici koruma statüsündeki Suriyeli ailelere aynı destekler verilse bile yeterli olmayabilir” ifadelerini kullandı.