Gazetemizin sorumlu yazı işleri müdürü, yoldaşımız, kardeşimiz İbrahim Çeşmecioğlu, dün son yolculuğuna uğurlandı

Gazetemizin sorumlu yazı işleri müdürü, yoldaşımız, kardeşimiz İbrahim Çeşmecioğlu, dün son yolculuğuna uğurlandı. BirGün Gazetesi önünde yapılan anma törenine Çeşmecioğlu’nun ailesi, sevenleri, mücadele arkadaşlarının yanı sıra, demokratik kitle örgütlerinden, siyasi partilerden, sendikalardan çok sayıda temsilci katıldı.
İbrahim Çeşmecioğlu’nun Devrimci Yol bayrağına sarılı tabutu, sloganlar ve devrimci şarkılar eşliğinde BirGün Gazetesi’nin önüne getirildi. Törende, “Devrim için tek yol Devrimci Yol”, “İbrahim yoldaş Devrimci Yol’umuzda yaşıyor” sloganları atıldı. Yaşamını yitiren tüm devrimciler için yapılan bir dakika saygı duruşunun ardından, BirGün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Liseli Gençlik Muhalefeti’nden Caner Polat, Emekçinin Sesi Dergisi’nden Serkan Öngel ve Hopa ÖDP ilçe örgütünden Kadir Alpaslan, Çeşmecioğlu’nun yeğeni Berk Umut ve BirGün Gazetesi yazarı Adnan Bostancıoğlu, birer konuşma yaptı.
BirGün yazarı Adnan Bostancıoğlu, “Bütün hayatını devrimci mücadeleye omuz vermekle geçirmiş, bir gün bile şikayet etmemiş, ışıl ışıl gülümsemesi hiç eksik olmamış İbo arkadaşımızı bugün uğurluyoruz. İbrahim geride bizlere sayısız hatıra bıraktı. Bu eşsiz hatıraları onunla yaşama fırsatı elde etmiş bizler, onu hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.
BİRGÜN AİLESİ SENİ UNUTMAYACAK
BirGün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın şöyle konuştu: “Sevgili Adaşım; seni bu son yolculuğa uğurlayan ve yalnız bırakmayan sevenlerin, dostların, yoldaşların ve en çok da sevdiğin gazeten BirGün olarak bizler bir kez daha o güzel gülüşünü anımsatmak için buradayız. Yaşamı iyiden doğrudan ve güzelden yana mücadele içinde geçti. 12 Eylül’ün zindanlarına tanık oldu. Büyük bir emek ve çabayla yeniden ve bir kez daha bu ülkede devrimcilerin sesi olmak için büyük bir coşku içinde önce Demokrat dergisini, sonra İşçilerin Sesi gazetesinin üretiminde yer aldı. Ben seni ilk o çalışma içinde tanıdım. Evini ve ekmeğini paylaştın benimle. Sürekli gelecekten güzel gelecekten bahsedip içinde bulunduğumuz sıkıntıları aşmamız için moral verdin.  Sonra Yeniden dergisi ve akabinde ÖDP süreci. Hep yan yanaydık ve hep birlikteydik.
Sevgili Adaşım… Günlük bir gazete çıkarmamız gerektiğine ilişkin başlatılan tartışma seni ne çok heyecanlandırmıştı. BirGün gazetesinin çıkarılması sürecinde ki fedakârca çabanı nasıl unutabiliriz. Düşünün ki bir gazete yöneticisi hem muhabir, hem grafikçi, hem dağıtımdan sorumlu, hem de editör. Bir gazeteye dair bütün işbölümleri içinde yeri geldiğinde emeğini sakınmayan bir emekçiydi o.
Son yıllarda gazete adına açılan yüzlerce davadan sorumlu müdür olarak yargılanıyordun. Sağlık durumunun iyi olmamasından dolayı üslenmiş olduğu sorumlu müdür görevini isterse değiştirebileceğimizi söylememize rağmen, bu durumu hiç düşünmedi ve hiçbir şikâyetine de tanık olmadım. Bir yandan insanüstü çalışma koşulları, bir yandan ekonomik sorunlar; bir yandan da siyasal baskılar, soruşturmalar, ardı arkası kesilmeyen yargı süreçlerine rağmen dimdik ayaktaydın.
Onu aşağı çeken sağlık sorunlarına karşı bütün gücüyle direniş içindeydi. Aynı direnişini son gününe kadar da sürdürdü. Taş üstüne taş koyma tarzında süren mücadelemizin değişmez bir neferini kaybettik. Bıkmadan usanmadan düşüncesini anlatmaya çabalayan bir derviş gibi çalıştı çabaladı. O aynı zamanda iyi bir baba iyi bir eşti de. Sevgili adaşım İbrahim, bu gazetede emeğin çok ve BirGün ailesi seni hiç ama hiç unutmayacak.
Adı BirGün’le özdeşleşen güler yüzlü devrimci hepimizin özlemi olan daha adil ve eşitlikçi bir düzenin kurulması için yaşam boyu savaşım verdi. Onu da genç ölülerimizin, sitemsiz giden Devrimci Yolcularımızın yanına uğurladık. Ne mutlu geride böyle onurlu bir ad ve de düşmana inat, unutulmaz bir gülüş bırakarak gidenlere. Hoşça kal yoldaşım, adaşım, iş yoldaşım ve arkadaşım…”
HEP OLUMLU, UMUTLU, DEVRİMCİYDİ
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise şunları söyledi: “Sevgili arkadaşlar, dostlar, yoldaşlar! Güzel bir kardeşimizi, devrimci bir kardeşimizi kaybettik. Onu coşkulu, umut dolu, mücadele dolu, kıpır kıpır yüreğini o güzel beyni taşıyamadı. Yaşamı direnmekti, ölüme karşı direndi ama maalesef kazanamadı.
Dostlar! Devrimci arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin cenazelerinde, Nazım Hikmet’in ‘Ölüme Dair’ adlı şiirinin küçük bir bölümü hep aklıma gelir. Orada Nazım Hikmet der ki, “Bir eski Acem şairi ölüm adildir diyor. Aynı haşmetle vurur şahı fakiri.’ Biliyorsun, ölümün adil olması için hayatın adil olması lazım. Onun ölümü adil değildi. O yaşamı boyunca adil bir ölüm ve adil bir yaşam için mücadele etti. Arkadaşlar, İbrahim devrimciydi, İbrahim insan gibi insandı. İnsanlığın en güzel davasını sevdi, onun uğrunda mücadele etti, yaşadı. İşte güzelliği, iyiliği, düzgünlüğü ve dürüstlüğü bundandır. O hep olumlu ve umutluydu. Olumsuzlukların içinde mutlaka ama mutlaka bir olumlu yan bulurdu. Bütün karanlıkların içinde mutlaka ve mutlaka bir ışık bulurdu. Bütün çirkinliklerin içinde mutlaka ama mutlaka bir güzellik bulurdu. O güzelden yana, olumluluktan yana, ışıktan yana dilini kurardı. Dostlar, devrimcilik böyle bir şey değil midir? Olumludan, güzelden, iyiden yana dil kurmak değil midir?
Biliyorsunuz, İbrahim kardeş konuşmayı, dertleşmeyi, muhabbeti çok severdi. Bana ve birçok arkadaşımıza şöyle derdi: Kardeşim, oturmamız lazım, konuşmamız lazım, sabaha kadar konuşmamız lazım, memleketi, kendimizi konuşmamız lazım. Pişmanım İbrahim yoldaş ve eminim sizler de pişmansınız. Sabaha kadar seninle konuşamadık.
İnsan insanın sığınağıdır. Bu yalancı, kapitalist, paracı, sevgisiz dünyada devrimciler birbirinin daha da çok sığınağıdır. Sevgilerimizi, dostluklarımızı, paylaşımcılığı, devrimciliği ertelemeyelim.
İbo, sana sesleniyorum. Senin düşlerin çok güzeldi. Tüm devrimcilerin düşleri güzeldir. Bu düşler, bize hem miras hem de vasiyettir kardeşim. Unutmayacağız! Düşlerinin, düşlerimizin peşinden, bu düşleri gerçek yapmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Saygılar, sevgiler, teşekkürler kardeşim.”
DEVRİMCİ GENÇLER SENİN YOLUNDA
Liseli Gençlik Muhalefeti Caner Polat şöyle konuştu:  “Görüyorum ki bir an önce varmak istiyorsun oraya gerginsin kıpır kıpırsın soluk soluğasın, yay gibisin ey yolcu…Coşkunluğun ne güzel, öfken ne güzel selam sana, saygı sana ey yolcu…
Bugün burada bulunan İbrahim ağabeyinin yol arkadaşlarını, 12 Eylül faşizminin karanlığında onlarla birlikte mücadele eden kavga arkadaşlarını, tek umudum sizlersiniz dediği devrimci gençler, siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerini İbrahim ağabeyini ve ailesini yalnız bırakmayan devrimci gençler adına saygıyla selamlıyorum.
İbrahim ağabey tüm yaşamını devrimci mücadeleye adadı. Biz onu yaşamadık ama, ağabeylerimizden, büyüklerimizden, yaşıtlarından çok duyduk dinledik. Mücadelenin her alanında en zor şartlarda, en ön sıralardaydı. En kötü zamanda bile gülen yüzüyle, kararlılığıyla, bize ışık tutar,  herkese umut ve cesaret aşılardı. Çalışkanlığı, azmi, sorunları çözmedeki kararlılığı, sevecenliği ve devrimci kişiliğiyle yolumuzu aydınlatırdı. Şimdi bize düşen onun devrimci mücadelesini ileriye taşımaktır. Mahirlerden, Ulaşlardan, Özençlerden, Fikri Sönmezlerden devraldığımız bayrağı İbrahim ağabeyine verdiğimiz sözle ileriye taşımaktır bugün bize düşen. İbrahim Çeşmecioğlu’na ve yitirdiğimiz tüm devrimci yurttaşlarımıza onların devrimci yollundan yürüyeceğimize onların devrimci yolundan kurtuluşa kadar savaşacağımıza buradan tüm yoldaşlarımızın önünde devrimci gençler olarak söz veriyoruz. Unutmayacağız seni ey yolcu…
EMEKÇİNİN SESİ’NDE BİR YÜREK OLDU
Emekçinin Sesi gazetesinden Serkan Öngel, şunları söyledi: “İbrahim Ağabey her zaman umut dolu yüreğiyle çevresine umudu öğütleyen insandı. Hiçbir zaman umutsuz görmedim ben onu. Son dönemde de Emekçinin Sesi gazetesiyle işçi sınıfının örgütlenmesi açısından son derece önemli gücü oldu. Bir şair şöyle diyor; fabrika düdüklerinin dizlerine yatırılmış hayat, bizim kalbimizi kakışlardı. Tomarla muştuyu omuzlayarak genç adamlar patronları kudurtan gazeteler satarlardı. Evet İbrahim ağabey patronları kudurtan gazeteleri sokaklarda satacak yeni gençleri açığa çıkartmak için Emekçinin Sesi’nde bir yürek oldu. O yüreği büyütmek şimdi hepimizin sırtında bir yüktür. Onu saygıyla o güler yüzlü, umut dolu yüreğiyle selamlıyoruz.”
METİN LOKUMCU’DAN SELAM GETİRDİM
ÖDP Hopa ilçe örgütünden Kadir Alparslan ise “Metin Lokumcu’dan İbo’ya selam getirdim. Seni Hopa’da çayına, suyuna, deresine, sokağına sahip çıkan mücadele arkadaşlarının selamlarıyla uğurlamaya geldim. Güle güle  güler yüzlü insan. Mücadelen devam edecek Hopa’dan doğru” dedi.
İbrahim Çeşmecioğlu, törenin ardından Ulus Mezarlığı’nda sloganlar ve alkışlar eşliğinde toprağa verildi.

Ne mutlu geride unutulmaz bir gülüş bırakarak gidenlere...

“Tarİfsİz kederler içindeyim.” Ölüme gülerek giden bu genç insanın yaşam dolu fotoğraflarına baktıkça yüreğim yanıyor…
Ankara’da çalıştığı yıllarda yollarımız hiç kesişti mi bilmiyorum. Karşılaşıp selamlaştık mı, anımsamıyorum. Ama bildiğim bir şey var: O, kendini tüm varlığıyla sosyalizme adamış gerçek bir “devrim emekçisi”ydi. Yüzünü görmeden, sesini duymadan, bir çift söz bile konuşmadan nasıl sevilebilirse bir insan, işte ben öyle sevdim İbrahim kardeşimizi. Uzaktan ama candan yürekten... Benim ara sıra dışarıdan, karınca kararınca katkıda bulunmaya çalıştığım bu gazeteye, İbrahim kardeşimiz adeta kendini adamıştı. Gazetenin kuruluşundan beri, künyede hep İbrahim Çeşmecioğlu - İlker Yaşar ikilisinin adını gördüm. Onların gazeteyi yaşatmak, sürdürmek için verdikleri olağanüstü çabaya tanık oldum. Cömertçe ortaya koydukları özverili emeklerine büyük saygı duydum. Onların kurtlar sofrasında holding medyasına yem olmadan, her sabah BirGün’ü evlerimize ulaştırmaları az şey miydi? Bir yandan insanüstü çalışma koşulları, bir yandan ekonomik sorunlar; bir yandan da siyasal baskılar, soruşturmalar, ardı arkası kesilmeyen yargı süreçleri, dal gibi bir devrimciyi en verimli çağında alıp götürdü aramızdan. Gazetemizin mutfağı, azımsanmayacak başarılara sessizce imza atan gösterişsiz bir görev insanından yoksun kaldı.
Adı BirGün’le özdeşleşen güler yüzlü devrimci İbrahim Çizmecioğlu, hepimizin özlemi olan daha adil ve eşitlikçi bir düzenin kurulması için yaşam boyu savaşım verdi. Onu da genç ölülerimizin, sitemsiz giden devrim savaşçılarının yanına uğurladık. Hepimiz ölümlüyüz, bunu biliyoruz. Ne mutlu geride böyle onurlu bir ad ve de düşmana inat, unutulmaz bir gülüş bırakarak gidenlere... Attila Aşut