Sınırda göçmen pazarı

İSMAİL DEMİRAY/ EDİRNE

Karaağaç mahallesi Edirne’ye 5 km mesafede Meriç nehri ile kent merkezinden ayrılmış yaklaşık 4 bin kişinin huzur içinde yaşadığı sakin bir yerleşim yeri. Cumhuriyet kurulduktan sonra Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak alınınca burada yaşayan Rum’lar 20 km kadar içeride Oristiyada köyünün bir mahallesine yerleşmişler.

İki ülke arasına sınır çekilse de sınır boyuna yakın yaşayan insanlar için iki sınırın birleştiği yer olan Pazarkule sınır kapısının orada bir pazar kurulmuş. Yunanistan ve Türkiye’den gelenler bu pazarda bir arada buluşarak ellerindeki malları daha çok karşılıklı takas edermiş, paranın az bulunduğu günlerde. Demokrat Parti iktidarınca İstanbul’da Rum’lara yapılan saldırıların ardından iki ülke ilişkilerinde yaşanan gerilim nedeniyle 30 yıla yaklaşık kurulan pazar kurma geleneği ortadan kaldırılmış.

AVROYU 5,80’DEN BOZUYORLAR

Yaklaşık 70 yıl sonra Karaağaç bir başka pazar heyecanını yaşıyor bu günlerde. Pazarkule’ye sıkıştırılan yaklaşık 4 bin göçmen ihtiyaçlarını karşılamak için polis noktalarından uzak tarlalar içinden geçerek Karaağaç içine geliyorlar. Karağaç girişinde kurulan seyyar pazarda birçok ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar. Özellikle ihtiyaçları olan çocuk bezi, çeşitli yiyecekler, temizlik malzemeleri, su alarak tekrar kamp alanına dönüyorlar. Tüm ihtiyaçlarının yanında para bozdurmak işini Karaağaç’ta bir kafede seyyar döviz bürosunda gidermeye çalışıyorlar. Karaborsadan avroyu 5,80 den bozuyor seyyar büro.

SINIRLARI AÇACAKLAR, İNANIYORUZ

Göçmenler, herkese yetecek kadar çadır olmadığından geceleri ve soğukta naylon malzemelerine sarınarak ısınmaya çalışıyorlar. Yunan polisinin gazından ve plastik mermilerinden çok şikâyet var.

Emir ve Hasan İran’dan gelmişler. Görüşme isteğimizi geri çevirmiyorlar. Aslında dört arkadaşmışlar, diğer iki arkadaşları kampta kalmış, onlar alışveriş için gelmişler. Emir: “İran’dan bir buçuk yıl önce geldim İstanbul’a. Savaştan ve baskıdan kaçtım. İstanbul’a gelince tekstil alanında ütücü olarak iş buldum. Kapıların açıldığı gün işi bırakıp Pazarkule’ye geldim. Üç öğün yemek geliyor, tuvaletler de var ama çok kirli ve pisler. Duş yok, 10 gündür vücuduma su değmedi, kendi kokumdan ben rahatsız oluyorum ama tüm kamp bu durumda.Çadırı olanlar şanslı, biz naylonlara sarılıp ta uyuyoruz. Yunanistan polisi sürekli gaz bombası atıyor. Tellere yaklaştığımız zaman da plastik mermi yeme ihtimalimiz var. Denedik sınırdan geçmeyi tekrar deneyeceğiz. Sınırları açacaklar buna inanıyoruz.