İspanya’da yerel seçimlerde sağcı rakiplerine yenilen Başbakan Sanchez, erken seçim kararı aldı. Antropolog Bergfalk “Sonuçlar erken seçime yansıyacak” dedi.

Sırada erken seçim
Başbakan Sanchez, Madrid’de oyunu kullandı. (Fotoğraf: AA)

Umut Can FIRTINA

Avrupa’da yükselen sağ dalganın son vurduğu ülke İspanya oldu. Ülkedeki 12 özerk yönetim parlamentosu ve belediye meclisi seçimlerinde sağcı Halk Partisi ve Vox Partisi, koalisyon hükümetinin elinde bulunan başta Madrid olmak üzere 10 yönetimden 6’sında sandıktan birinci çıktı. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 28 Mayıs’ta yapılan yerel seçimlerde aldığı yenilginin ve muhalefetteki sağ partilerin güçlenmesinin ardından normal şartlarda aralık ayında gerçekleştirilmesi gereken genel seçimlerin 23 Temmuz’a alındığını açıkladı. Sanchez, Madrid’deki Başbakanlık konutu Moncloa’da soru almadan basına yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun meclisi feshederek ülkenin 23 Temmuz’da erken genel seçime gideceğini duyurdu.

Yerel seçimlerin sonuçlarını kabul ettiğini ve erken seçime gitmenin gerekli olduğuna inandığını belirten Sanchez, "Sonuçları kabul ediyorum ve buna bir cevap vermenin gerekli olduğuna inanıyorum. En iyisi ülkenin siyasi gidişatını belirlemek için İspanyolların sözü almasıdır" dedi.

SANDIKTAN SAĞ ÇIKTI

İspanya’da 35,1 milyon seçmenin kayıtlı olduğu, 12 özerk yönetim parlamentosunun ve 8 bin 131 belediye meclisinin üyelerinin belirlendiği yerel seçimlerden mevcut durumda ülkede muhalefette olan sağ görüşlü partiler güçlenerek çıktı.

Ülke genelinde oyların dağılımına bakıldığında sol koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) yüzde 28,11, ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi (PP) yüzde 31,5, muhalefetteki aşırı sağcı Vox Partisi yüzde 7,18 oy aldı. 2019’daki son yerel seçimlerde bu oranlar PSOE yüzde 29,26, PP yüzde 22,23, Vox ise yüzde 2,9 şeklindeydi. PP, bu yerel seçimlerde PSOE’nin elinde olan 10 özerk yönetimden 6’sını kazandı.

PP lideri Alberto Nunez Feijoo, partisinin yerel seçimlerden açık bir zaferle çıktığını savunarak, "Önümüzdeki dönemde İspanya’da başlatacağımız yeni bir siyasi döngünün ilk adımı atılmıştır" yorumunda bulundu.

İspanya’da üçüncü siyasi güç olan ve oyunu en yüksek oranda artıran aşırı sağcı Vox Partisi’nin lideri Santiago Abascal ise "sosyalizm, komünizm ve onların ayrılıkçı ve terörist ortaklarına alternatif inşa etmek için Vox’un kesinlikle gerekli bir alternatif olduğunu artık pekiştirdiğini" savundu.

ZEMİNİ SOL HAZIRLADI

Cornell Üniversitesi’nden Antropolog Sena Aydın Bergfalk, İspanya’da solun düşüşünün sebebinin söylemlerinin aksine neoliberal popülist politikalardan kaynaklandığını söyledi. Sol hükümetin “güler yüzlü kapitalizm” politikalarının sağın yükselişine zemin hazırladığını kaydeden Bergfalk, “Bunlara covid politikalarına örnek verebiliriz. İspanya Devleti de ülkemizdeki açıklamalara benzer bir şekilde salgının başlangıç aşamasında ‘Sağlık sistemimiz yeterli donanıma ve kapasiteye sahip’ söylemiyle yeterli düzeyde koruyucu tedbir almayarak salgının geniş çapta ülkeye yayılmasına neden oldu. Ayrıca İspanya genelinde yerel yönetimlerde, özellikle belediye hizmetleri düzeyinde bir özelleştirme furyası var” ifadelerini kullandı.

Bergfalk, İspanya’da yerleşik tabanı olan iki parti olan PSOE ve PP’nin seçmenleri dışındaki kararsız, partizan olmayan kitlenin, PSOE-Podemos hükümetinin yürüttüğü politikalardan hoşnutsuzluğu sebebiyle sandıkta sağcı PP ve Vox’a yöneldiğini kaydetti. Bergfalk, bunun seçim öncesi anketler başa baş gösterirken sandıktan çıkan büyük farka yansıdığını belirtti.

Çoğunluğu kimsenin alamadığı yerel yönetimlerde koalisyon hükümeti kurulması gerekeceğine dikkat çeken Bergfalk, “Sanchez’in erken seçim kararı bu koalisyon hükümetlerinin nasıl oluşacağını etkileyecek. Yerel seçim sonuçlarına bakarak ve sol popülizmin çöküşte olduğunu görerek bu durumdan fırsat yaratmayı düşünüyorlar. ‘Seçimi ne kadar erken yaparsak popülist çöküşten o kadar çabuk yararlanıp oylarımızı o kadar artırabiliriz’ düşüncesi hâkim” dedi.