Yeni maden sahaları açmak için yok edilen Muğla Akbelen’de büyük buluşma gerçekleşti. İkizköylü Nejla Işık, “İki şirketin cebi doyacak diye biz köylüleri aç bırakmaya kimsenin hakkı yok” dedi.

Şirketlerin kazancı köylüden değerli

Asena Tunca 

Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi olan YK Enerji’nin termik santralına kömür sağlanması için yaşanan kıyıma karşı başlatılan Adalet Nöbeti devam ediyor. Köylüler ve çevre bölgelerden gelen yaşam savunucuları, büyük bir buluşmaya imza atarak dün yeniden Akbelen’de bir araya geldi. 

Bölgeyi ablukaya alan jandarma ‘yol kapanıyor’ gerekçesiyle köye girişleri engellemeye çalıştı. Destek için İzmir ve Bodrum’dan gelen yaşam savunucuları ise otobüslerin kış lastiği olmadığı gerekçesiyle girişine izin verilmedi. Uzun itirazlar sonucu girişlere izin verilirken köylüler ve yaşam savunucuları, jandarmanın karakol kurduğu eski nöbet alanına kadar ‘ekokırım suç mahalli’ şeridi çekti.  

Direnişçiler, "Katil Limak Akbelen’den defol", "Köyümüzü, suyumuzu istiyoruz" ve "Jandarma defolsun" sloganları atarken 50 kişilik heyetle İkizköy’e doğru yürüdü. Yürüyüş esnasında mezarlıkların da alanın içerisinde kaldığını ifade eden köylüler "Ölümüzü bile gömemeyeceğiz" diyerek tepkisini sürdürdü. 

Kitlenin toplanmasının ardından açıklama yapan direnişin simge isimlerinden Nejla Işık, “Biz İkizköylüler, 4 senedir topraklarımız, zeytinlerimiz, ormanımız, köyümüz için canımız pahasına mücadele ediyoruz. Canımız pahasına diyoruz çünkü canımızın hiçe sayıldığını ağır süreçlerden görüyoruz” dedi. 

ORMAN YOK EDİLDİ 

Tüm mücadelelere rağmen Akbelen Ormanı’nı kaybettiklerini belirten Işık, “Jandarmanın koruması altında bu hukuksuz kesimi bitirdiler. Bu sırada biber gazına, tomasına, copuna göğüs germek zorunda kaldık. Aylarca jandarma ablukası içinde yaşamaya çalıştık. Şimdi yıllarca mücadele ettiğimiz maden ile burun buruna hayatta kalma savaşı veriyoruz” diye konuştu. 

Dinamitler nedeniyle evlerinde çatlaklar oluştuğunu ve adeta deprem yaşadıklarını ifade eden Işık, “Bir gün çatlayan duvarların altında kalmaktan, yaşlılarımıza, çocuklarımıza, ailemize zarar gelmesinden, yuvamızın bizlere birer mezar olmasından korkuyoruz. Bununla ilgili köylüler olarak yaptığımız şikayetlere ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ diye karar tebliğ edildi. Gelip evlerimizde inceleme bile yapılmadı. Altında yaşadığımız çatlak ve yarık duvarlara bakılmadı bile. Güvenliğimizden sorumlu herkes, bize ve sorunlarımıza sırtını döndü. Zeytincilik kanununa rağmen zeytinliklerimizin hemen 100 metre uzağında durmaksızın iş makineleri çalışmaya devam ediyor” dedi. 

ARTIK GEÇİNEMİYORUZ 

“İki şirketin cebi doyacak diye biz köylüleri aç bırakmaya kimsenin hakkı yok” ifadelerini kullanan Işık şöyle devam etti: “Güvenliğimizi sağlayın. Akbelen’de zeytincilik kanununu uygulayın çünkü bu kanunu uygularsanız biz zaten köyümüzde güvende olacağız. Bu topraklarda üreterek yaşamaya devam edeceğiz. Biz köylüler, şimdi evimizi zor geçindirir duruma geldik. Verimlerimiz yarı yarıya düştü. Akbelen’in içindeki zeytinlerin bir kısmına jandarma ve şirketin baskısı sebebiyle ulaşamıyoruz. Akbelen’de kanunlar işletilmediği gibi can güvenliğimiz de gözetilmiyor.”