Bizdeki eksiklik şu, çok az tiyatro salonumuz var. Şişli’de bir Kenterler Tiyatrosu ve Cevahir’deki tiyatro salonlarımız var. Kongre Merkezi’nde de var. Küçük tiyatro da yok. Şişli’de 30 tane tiyatro salonu olmalı

Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü: Belediyeci doğmuyorsunuz sonuçta, öğreniyorsunuz

BURAK ABATAY @abatayburak

Günde yaklaşık 5 milyon kişi tarafından ziyaret edilen Şişli, İstanbul'un en kalabalık semtlerinden biri. Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ile bir araya geldik ve belediyecilik anlayışını, sanatsal faaliyetleri ve belediyenin eksiklerini konuştuk.

» Yaşadığınız ve gördüğünüz 'Şişli' nasıl bir yer?
Çok ilginç bir yer. Şöyle ki, Şişli’de çok değişik etnik, dini, kültürel ekonomik her türlü değişik konumdaki insanlar bir arada yaşıyor. O yüzden belki de Türkiye'de tek olabilir. Aşağı yukarı 28 bin Ermeni, 2500 kadar Yahudi vatandaşımız yaşıyor. Rumlar, Süryani ve Bulgar vatandaşlarımız var. Bunların dışında aşağı yukarı 22 bin Roman vatandaşımız var. 10 bin kadar Suriye’li göçmen var. 10 bin kadar LGBTİ üyesi vatandaşımız var. Bu da çok önemli çünkü LGBTİ grubuna ait insanların her zaman yaşam alanı olamayabiliyor. Toplum baskısıyla yerlerinden gitmek zorunda kalabiliyorlar. Bu kadar kişi burada oturduğuna göre rahat ediyorlar demektir. Kimse kimseye karışmıyor. Şişli’nin en önemli özelliklerinden biri çeşitli ibadet yerleri var. Kiliseler, sinagoglar ve cemevleri var. Çok değişik kültürlerin, farklı dini ibadetleri yapabilecekleri yer hatta siyahilerin gittiği kilise de var merdiven altında, kendileri kurmuşlar. Gelir farklılıkları olan insanlar da yaşıyor. Bu yüzden kimse kimseyi rahatsız etmiyor. Bence bu çok büyük bir özellik ve başarıdır Şişli için.

» Belediyecilik anlayışı 80'lere gelene kadar çöp arabaları ya da yol, su, elektrik ile ölçülüyorken şimdi “Festivale kaç ‘Line up’ çıkarılabiliyor?”, “Festival kaç gün sürüyor?” gibi parametrelerle ölçülüyor. Değişen bu kültürel ve sosyal belediyeciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk bahsettikleriniz yapılması zorunlu şeylerdi. Belediyenin ana işlevleri yollar yapılacak, çöpler toplanacak. Bunlar bütün belediyelerin zaten görevi olduğu için ilave olarak ne yapılıyor onu konuşmamız lazım. Hem kültürel hem sosyal. Şişli’de iki tane yerimiz var biri Nâzım Hikmet Kültür Merkezi diğeri Cemil Candaş Kültür Merkezi. Cemil Candaş Kültür Merkezi eskiden sinema salonuydu. Kent sineması olarak biliniyor ve 700 kişillik bir kapasitesi var. Cemil Candaş'ta çok amaçlı 300 kişilik sinema, 2 tane küçük toplantı odası, kütüphane ve dans çalışma atölyesi var. Çok amaçlı sanat galerimiz var. Nâzım Hikmet Vakfı var, daha önce Taksim'deydi. Artık bizimle beraberler. Bizde ki eksiklik şu, çok az tiyatro salonumuz var. Şişli’de bir Kenterler Tiyatrosu ve Cevahir’deki tiyatro salonlarımız var. Kongre Merkezi’nde de var fakat küçük tiyatro kalmamış artık. Şişli’de belki de 30 tane tiyatro salonu olması lazım. Kadıköy bu konuda bizden daha zengin. Sanıyorum şuradan kaynaklanıyor; Şişli’de gayrimenkul fiyatları çok yüksek. O yüzden insanlar ticari amaçlı düşünüp bu yerleri daha ticari amaçlı kullanmak istiyor. Ne yazık ki benim yorumum bu. Bizim belediye olarak bir yeri alıp yapma imkânımız yok ama devlete ait bazı yerlere tiyatro yapılabilir. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışıyoruz. Hadi Çaman Tiyatrosu için görüşüyoruz orayı yeni baştan yapıp tiyatro haline getirmek, halkın hizmetine sunmak istiyoruz.

» Belediyecilik anlayışınızda özel teşebbüslerle ittifak kurmak gibi bir politikanız var mı?
Herkesle ortak çalışırım, kiminle çalıştığın önemli değil, yaptığınız hizmet önemli. Şişli için yapıyoruz sonuçta. Biri gelsin tiyatro yapsın o da kabulüm onu da engellemem. Ben içinde olmak zorunda da değilim yeter ki yapılsın. Benim yapacağım şeyler vardır, özel sektörün yapacağı şeyler vardır ve birlikte yapacağımız şeyler vardır.

» Kadınlar ve çocuklar için neler yapılıyor?
Mesela kreşler var. Kreşler çocuklar için değil anneler içindir aslında. Çalışan annelerin çocuklarını bırakacağı bir yer olması lazım çünkü. Çocukların iyi vakit geçirmesi de önemli ama asıl amaç bu. 6 kreşimiz var 5 tane daha açıyoruz şimdi. Bu kreşler çalışmak isteyen annelerin işe gitmesini sağlayacak. İstanbul'da artık bir kişinin çalışmasıyla olmuyor, yaşanmıyor. Bir şey daha var o da eğitim. Etüt merkezleri açtık. Ana dersleri verdiriyoruz ücretsiz olarak. Çocuk okuldaki eksikliği ya kendi çalışarak ya yardımla giderir. En kolayı anne babadan yardım almak ama her zaman olmuyor. O eksikliği tamamlayacak kurslar açtık. Sınava hazırlama değil derslere takviye olsun diye etüt merkezleri. 800 kadar çocuğumuz kullanıyor. Şimdi bir de Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol imzaladık. Çocukların güvenliğini koruyucu şartlar var, bu önemli. Fiziksel şartlar var Bakanlığın önayak olduğu. Çok başarılı oldu o iş. Sayıyı da 1000'e çıkartmayı düşünüyoruz. Ayrıca bu çocukları İstanbul Modern’e götürdük mesela. Bu da eğitimin bir parçası, görmek lazım. Bunlar dışında okuma yazma kursları veriyoruz. Özellikle kadınlara odaklanıyoruz. Sıfır Ayrımcılık Derneği var. Romanlara eğitim vermeye başladık bu dernekle. El becerileri ve diğer eğitimler veriliyor.

» Kültürel ve sosyal belediyeciliği dünya ve Türkiye arasında kıyaslarsanız nasıl oluyor ?
Türkiye Batı ile Doğu arasına sıkışmış. Batı’ya daha yakınız ama oradaki belediyelerin yetkileri de farklı. Bildiğim kadarıyla oradaki kültürel halkın belediyeye iş bıraktığını sanmıyorum. Sistem zaten yapıyor, belediyenin yapmasına gerek kalmıyor. Belediye sadece koruyor olanı. Bizdeki beklentiler Batı’ya göre daha fazla. Belediyecilik anlamında bakarsanız halkla bu kadar iç içe değiller. Bence bizdeki STKlar da çok zayıf. Batı’da çok güçlüler, istediklerini yaptırıyorlar. Biz dayanışmayı bilmeyiz belki ondan kaynaklıdır. Mesela okulları tamir ediyoruz, sanmıyorum ki Almanya’da bir belediye okulu tamir etsin. Bu işi zorlaştırıyor ama şikâyet etmiyorum. 3 sene oldu başlayalı. Zor olsa da öğrenmek zorundasınız. Belediyeci olarak doğmuyorsunuz sonuçta, öğreniyorsunuz. Sonuçta her şeyi halk, halkın memnuniyeti ve refahı için yapıyoruz. Burada emanetçiyim. Beni seçtiler belli bir süre için. Bu süre içinde Şişlililerin parasını korumak zorundayım. Elimdeki parayla en iyi işi yapmak zorundayım. Bir dönem daha seçilirsem o zaman daha iyi şeyler yapmaya başlayacağım.

» Şişli yeşil bir yer mi?
Hayır değil. Şişli’nin iki büyük sorunu var. Biri otopark diğeri yeşil alan sorunu. Şişli’nin en yeşil alanı Maçka Demokrasi Parkı. Belki İstanbul’un en büyük parklarından biri. Burasının işletimi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı. Ama sorun şu, arsa çok pahalı. Böyle olunca herkes arsayı değerlendirmek istiyor, anlıyorum tabi. Babadan kalma bir yeriniz var oradan gelir kazanmak istersiniz. Sonuçta para kazanmak bir ihtiyaç. Bana geliyorlar bazen, ‘bize park aç’ diyorlar, tamam yer gösterin diyorum. Başkasının malını istimlak etmek çok acı geliyor bana.

» Tokyo Belediyesi’nde Ar-Ge çalışmaları sonucunda kapsül dinlenme alanları yapılmış. Bütün dünya bunu duydu.P eki Şişli'de de böyle marka değeri olabilecek bir çalışma mümkün mü? Ar-Ge çalışmaları yapılıyor mu ve yaptıklarınızı dışarıya duyurabiliyor musunuz?
Bizim uğraştığımız şeyler onlarda yok. Hepsi hallolmuş bile. Ama yine de İstanbul çok güzel bir yer. Bana sorarsanız buranın güzelliğini korumak önemli. Şişli’de imkân olsa neyi yaparsınız derseniz. Dünya çapında, herkesin sırf görmek için gelebilecekleri Ar-Ge binası yapardım. İstanbulda camilerimiz, Osmanlı mimarisini bir kenara bırak, hepsi sanat şaheseri zaten. Modern mimarinin uluslararası bir şeyi yoktur. Bir Alman ya da Japon’un ben İstanbul'a gidip şu müzeyi görmek istiyorum dediği yoktur. Mimarlarımız çok iyi, onlara diyecek bir şey yok ama gidin Chicago’ya mesela. Orada da Millenium Park var. İçine girip fotoğraf çektirdiğiniz bir heykel var. Hemen arkasında müze var. İnteraktif alanlar. Açık hava müzesi gibi bir şey. İşte böyle bir şey istiyorum İstanbul'da. Tabi benim istememle olmaz politikanın öyle olması gerek ama öyle düşünemiyoruz işte. Her şey birbirine bağlı, biz dünyaya dünya birbirine bağlı olduğu için bütünden yararlanmamız lazım. Sanat kültür dediğimiz şeyler evrensel kavramlar. Yerel olanla yetinmememiz lazım.

Şişli gündüz çok kalabalık olan semtlerden

Nüfus 275. bin ama günde 3 ile 5 milyon kişinin günde Şişli’yi kullandığı söyleniyor. Bana sorarsanız 5 milyon kişi derim. Şişli’nin ekonomik bir gücü de var. İş yerleri var. Bunlar hep Şişlinin önemli özellikleri. Ama istiyoruz ki Şişli akşamları da bir renk kazansın. Bomonti gelişiyor, BomontiAda tam bir kültür merkezi haline geldi. Onun etrafı da birbirini etkiliyor sonuçta. Mesela organik pazarları da var Şişli’nin ve bit pazarı şekline dönüşüyor. Bunlar hep renkleri Şişli’nin ama dediğim gibi tiyatro konusunda sıkıntımız var.

Sizin sanatta uzmanlık alanınız var mı?

Çok severim. Görsel sanatlara meraklıyım. Aslında no figüratif, Türk ressamlarını seviyorum. No figüratif resimler, soyut resim seviyorum. Bir sanat eseri gördüğümde ilk görüşte aşk derler ya , ya beğeniyorum ya bana uymuyor. Beğenmiyorum demem çünkü her eserin altında emek yatıyor ve ben bu emeğe saygı duyuyorum. Görmezden gelemezsiniz bu eserleri yapan sanatçıları.