Şişli ve Kartal'da düzenlenen Sol Buluşmalar, eğitimci Feray Aytekin Aydoğan, sanatçı Müfit Can Saçıntı, SOL Parti PM Üyesi Alper Taş ile gazeteciler Barış Terkoğlu ve Berkant Gültekin’in katılımıyla gerçekleştirildi. Konuşmalarda cumhuriyet düzeninin temelindeki eşit yurttaşlık ilkesinin yok edildiği, AKP iktidarında toplumun yoksullaştırılıp geleceksizleştirildiği belirtilerek, halkın geniş kesimlerinde biriken tepkinin devrimci, sol bir programla örgütlenmesi gerektiği vurgulandı.

Şişli ve Kartal'da Sol Buluşmalar: Halkın öfkesi, devrimci programla örgütlenmeli

HABER MERKEZİ

Kartal’da “Devrimci Demokratik Cumhuriyet İçin İleri!” sloganıyla 21 Kasım günü düzenlenecek İstanbul mitingi yaklaşırken, SOL Parti’nin düzenlediği ‘Sol Buluşmalar’ da devam ediyor.

Eğitimci Feray Aytekin Aydoğan ile gazeteciler Barış Terkoğlu ve Berkant Gültekin’in konuşmacı olduğu Şişli Sol Buluşma, 2 Kasım’da Derviş Eroğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Gazeteci- yazar Barış Terkoğlu, konuşmasına “Ben siyasi parti üyesi değilim. Fakat yön aradığımda baktığım yerlerden biri de SOL Parti’dir” diyerek başladı. Terkoğlu, bugün gelinen noktada dini, sınıfsal, siyasi ayrıcalıklar gibi sarsıcı değişimlerle “yurttaşlık” kavramının temeli olan eşitlik ilkesinin kaybolduğunu şu sözlerle anlattı:

“BU YAPI, CUMHURİYET DÜZENİNİ ÇÖKERTTİ”

“Tarihte, cumhuriyet düzenlerini devrimciler kurar. Hepsinin ortak özelliği ise şunlardı: İktidarları gökyüzünden yeryüzüne indirirler. Cumhuriyet düzenleri eşitlik üzerine kuruludur. Yurttaşlık, hangi etnik kökenden, ırktan, mezhepten, inançtan, cinsiyetten gelirse gelsin sizi kanun önünde eşit kılar. Geldiğimiz yerde cumhuriyet, yurttaşlık-eşitlik düzeni olmaktan tamamen çıkmış durumda. Nedir ayrıcalıklar? Dini ayrıcalıklar, sınıfsal ayrıcalıklar, aile adları ve siyasi ayrıcalıklar… Bir inanç grubunun içinde olmak sizi artık ayrıcalıklı hale getiriyor. Bugün artık Türkiye’deki düzende mahkeme önüne çıktığınız zaman zengin ya da yoksul olarak çıkmanızın önünde büyük bir fark var. Artık bazı aile adlarını taşıyan insanlar diğerlerinden daha şanslılar ve son olarak bazı siyasi yapılara mensupsanız ayrıcalıklasınız. Bu yapının, cumhuriyet düzenini çökerttiğini düşünüyorum.”

“SOL PARTİ’NİN ÇAĞRISI ÇOK ÖNEMLİ”

Eğitimci Feray Aytekin Aydoğan, dünyadaki bütün yeni rejimlerin inşalarının eğitim alanında gerçekleştiğine vurgu yaparak “Eğitim emekçileri mücadele tarihi de hep devrimci nitelikte olmuştur” dedi. Aydoğan konuşmasına şöyle devam etti:

“AKP, her alanda olduğu gibi eğitim üzerinden de bir karanlık yarattı. Muhalefet partileri tarafından eğitim alanında ‘yap-boz’ ifadesi çok kullanıldı. 2010 referandumu ve 2012 sonrası kamuoyunda daha çok dindar nesil üzerinden yer aldı. Hatırlarsak Erdoğan; AKP, Gençlik Komitesi’nde Necip Fazıl Kısakürek’ten alıntı yaparak ‘Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik yetiştireceğiz’ demişti. TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği) o dönem dilinin ucuyla laiklik açıklaması yapmıştı. Erdoğan ise 2012’den sonraki süreç en çok size, sermayeye yarayacak demişti ve gerçekten de sustular. Şu anda cumhuriyetin en ufak bir kırıntısıdan söz etmek mümkün mü? Kutlanacak bir cumhuriyetten söz etmek mümkün mü? Aslında sokaklara çıkan yüz binler korunacak bir cumhuriyetin kalmadığını yıllardır farkında. SOL Parti’nin devrimci, demokratik cumhuriyet çağrısı tam da bu 19 yılda yaşadığımız kuşatılmışlık ortamında çok önemli bir çağrı.”

“LAİKLİK SINIFSAL BİR TALEPTİR”

Gazeteci-yazar Berkant Gültekin ise AKP iktidarının çözülme aşamasında olduğunu ancak yerine kurulacak düzenin niteliğini siyasi mücadelenin belirleyeceğini kaydetti. Türkiye’nin radikal sorunlar yaşadığını ve çözümün restorasyon projelerinde değil radikal programlarda olduğunu belirten Gültekin, parlamenter sistemi modernize etmek ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığını savunmak gibi hedeflerin, cumhuriyeti gerçek bir demokrasiyle taçlandırmak ve toplumun geniş kesimlerinin refahını artırmak için yetersiz olduğunu dile getirdi. Dinciliğin emekçi sınıfları terbiye etmek için kullanıldığını ve bu nedenle laikliğin sınıfsal bir talep olduğunu vurgulayan Gültekin, sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyada değişim rüzgârları eserken ve insan uygarlığını uçurumun kenarına getiren kapitalist sistem tüm meşruiyetini yitirirken, sistemin egemenleri sınıfsal hakimiyetlerini nasıl tahkim edeceğini kara kara düşünüyor. Uzun süredir yenildiği düşünülen sosyalist fikirler yeniden tartışılmaya, taraftar bulmaya başladı. Bu gerçekliği görmemiz gerekiyor. Mesele sadece AKP, Erdoğan meselesi değil. Mülksüzler, yoksullaştırılanlar, geleceksizleştirenler çalınan hayatlarını geri istiyor ve devrimci fikirleri dışlayan hiçbir restorasyon projesinin bu öfkeyi örgütleyebilmesinin imkanı yok.”

DEVRİMCİ DEMOKRATİK CUMHURİYET’İ İNŞA EDECEĞİZ

İstanbul’un Kartal ilçesinde gerçekleşen etkinliğe ise sanatçı Müfit Can Saçıntı ile SOL Parti PM Üyesi Alper Taş katıldı.

“Bugün kapitalizmin beyin ölümünün gerçekleştiğini, egemen güçlerin bunun yerine ne koyacağını tartışmaya başladığını düşünüyorum” diyen Saçıntı, “Bu tartışma önemli, yerine alternatifini doğru biçimde, halkla buluşarak anlatmamız gerekiyor. En liberal insanlar bile artık kendine Marksist-liberal diyor. Gelecek ekonomi, dayanışma ekonomisi olacak diyorlar. Dikkat ederseniz hep sola dair kavramlar. Bu her şeyde böyle, mesela HES’ler başlarken biliyorsunuz, bir tek bizim solcular karşı çıkmıştı” ifadelerini kullandı.

sisli-de-sol-bulusma-halkin-ofkesi-devrimci-programla-orgutlenmeli-939625-1.

SOL Parti PM Üyesi Alper Taş ise “Kapitalizm, insanlığı, gezegeni büyük bir yıkımla bıraktı. kapitalizme karşısında sosyalizmi yeniden üretmekten başka seçeneğimiz yok. Bu yüzden sol lazım. Sol parti tarihsel manada bir sosyalizm mücadelesinin birikimine yaslanıyor, yeniden üretmeye çalışıyor. Geziden bu yana, biz toplumsal hareketin bir parçası olmaya devam edeceğiz. Diğer muhalefet blokları gibi bu iktidarı yenmekte hemfikiriz ama Türkiye’yi yeniden kurma konusunda hemfikir değiliz. Biz kendi bağımsız politikamızı ortaya koyacağız” dedi.

“Devrimci demokratik bir cumhuriyeti bu topraklarda inşa edeceğiz” vurgusu yapan Taş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güçlendirilmiş parlamenter sistem değil de bunun adını demokratikleştirilmiş parlamenter sistem koymak daha iyi. Ama sosyalistler ve devrimciler temsili demokrasi ile sınırlı olamaz çünkü biz siyaseti ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Yani yöneten, yönetilen ilişkisini ortadan kaldırmamız lazım, o yüzden seçimden seçime oy almak değil, siyasetin ortadan kalktığı halkın egemen olduğu gerçek bir demokrasi.”