İslamcıların hak ve özgürlüklere yönelik saldırıları bitmiyor. Afganistan’da kadınların üniversiteye girişi, Endonezya’da ise evlilik dışı cinsel ilişki yasaklandı. Endonezya’da yükselen siyasal İslam’a dikkat çeken Dr. Kılıçdaroğlu, “Başkan Jokowi, ülkedeki dengeleri korumak adına radikal İslam’a alan açmış oldu” dedi.

Siyasi ikbal için gericilik vizesi
Benzer gerici yasa 2019’da halk ayaklanması sonucu geri çekilmişti. (Fotoğraf: AA)

Yaren ÇOLAK

Endonezya’dan Afganistan’a, İran’dan Pakistan’a siyasal İslamcı iktidarların olduğu ülkelerde kadınlara, hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar tırmanıyor. Son olarak Afganistan’da Taliban rejimi kadınların üniversiteye girişini yasaklarken Güneydoğu Asya ülkesi Endonezya’da ise bir başka çağdışı karara imza atıldı. Dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesinde yolsuzluklara verilecek cezalar hafifletilirken evlilik öncesi birlikte yaşamayı ve cinsel ilişkiyi hapisle cezalandırmayı öngören yasa parlamentodan geçti. Kanun kapsamında başkana hakaret ve devlet ideolojisine aykırı konuşmak da suç kapsamına alındı. Başkan Joko Widodo (Jokowi), sık sık 14 Şubat 2024’teki seçimi hatırlatarak bu yasanın bir an önce devreye girmesi çağrısı yapmıştı. Widodo’nun seçim ayarlı planı büyük tepki çekti. Endonezya üzerine çalışmalar yapan TED Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Dr. Kerem Kılıçdaroğlu ile ülkede yaşananları konuştuk.

Endonezya’dan İran’a Afganistan’dan Türkiye’ye siyasal İslamcılar, kadınları hedef alıyor. Tüm gericiler birbirleriyle yarışıyor adeta. Neden?

Evet, son dönemde özellikle radikal İslamcıların yükselişte olduğu görülüyor. Bu durum, Endonezya siyaseti özelinde değerlendirildiğinde, Devlet Başkanı Joko Widodo’nun ülke siyasetindeki dengeleri koruma endişesiyle hareket etmesinin bir sonucu olarak okunabilir. Aslında Jokowi önemli bir figür çünkü siyasal İslam’ın aksine kendini merkez-solda konumlandıran bir partiden (PDI-p, Endonezya Demokratik Mücadele Partisi) geliyor. Buna rağmen Jokowi’nin ikinci başkanlık döneminde siyasal İslam’a yakınlaştığı da bir sır değil. Bunun sebebine gelmeden önce ülkedeki yönetim sistemine bakmamız gerekiyor. Endonezya’daki başkanlık sistemi çok partili sistemden oluşuyor ve başkan adayları genellikle seçimlere çeşitli partilerle ittifak kurarak katılıyor. Öte yandan siyasi yelpazeye bakıldığında klasik merkez-sağ ve merkez-soldan ziyade liberal, milliyetçi ve İslami görüşe sahip partilerin öne çıktığı görülüyor. Jokowi de önceki başkan adayları gibi seçim ittifakını oluştururken bu dengeleri göz önünde bulunduruyor. Aslında buraya kadar her şey normal gibi görünse de Jokowi’nin ve Endonezya siyasetinin İslamlaşmasındaki asıl neden özellikle 2019’da başlayan ikinci döneminde kurulan seçim ittifakı ve Jokowi’nin tercihleriyle şekilleniyor. İkinci dönem öncesi tekrar seçilmek ve mecliste daha güçlü girmek adına Jokowi, Başkan Yardımcısı olarak Endonezya İslam Bilginleri Kurulu Başkanı Ma’ruf Amin’i seçti. Amin siyasal İslam’ın temsili bakımından çok önemli bir figür çünkü başında bulunduğu kurul ülke gündemine dair çeşitli fetvalar veren ve temsil gücü çok yüksek bir kurum. Jokowi’nin Amin tercihi ise seçim ittifakı sürecinde İslami partileri kendi tarafına çekme arzusundan kaynaklanıyor. Neticede bu strateji başarılı oldu ancak ülkede siyasal, hatta radikal İslam’a da önemli bir alan açılmış oldu.

DEMOKRASİYE KARŞI ADIM

Evlilik dışı cinsel ilişkiyi de kapsayan bu değişikliğin yanı sıra ifade özgürlüğünü kısıtlayan pek çok adım atıldı. Bu adımı atmalarının arkasındaki saik nedir?

Bu adımları Endonezya siyasetinde gittikçe artan İslamlaşma olarak değerlendirmek mümkün. Hükümet üyeleri ve kabineye bakıldığında da Jokowi’nin bütünlüğü korumak adına çok parçalı bir yapıdan oluşan ve neredeyse meclisteki bütün partilerin üyelerinden oluşturduğu bir yapı ortaya çıkmış durumda. Mesela yukarıda belirttiğim gibi başkan yardımcısı görevini Ma’ruf Amin yürütüyor. Kendisi şeriatı savunan biri olarak ön plana çıkıyor ve LBGTİ karşıtı görüşlerini gizlemiyor. Her ne kadar Başkan Jokowi geçmiş dönemde LBGTİ karşıtı olmadığını ve toplumun bu konuda toleranslı olduğunu iddia ettiyse de ikinci döneminde siyasal İslam’a kapı aralamış ve demokrasi, insan hakları ile LBGTİ konularını karşısına almıştır.

Ülkedeki toplumsal siyasal durum nedir?

Hükümet seviyesinde çok parçalı bir yapı var. Başkan Jokowi bütünlük ve uyum oluşturmak adına neredeyse meclisteki bütün partilere hükümetten bir parça vermiş durumda. Ortaya çıkan koalisyonun yapısı incelendiğinde meclisteki toplam dokuz partinin yedisi şu anda hükümet ortağı durumunda. Bu partilerin ikisi koalisyon öncesi muhalefetteydi ve önemli bir rakip olarak görülen milliyetçi Gerindra Partisi’nin lideri Prabowo Subianto, Jokowi karşısında başkan adayı olarak seçime girmişti. Şu anda Subianto ve yardımcısı hükümette bakan konumundalar. Yine hükümet yapısına bakıldığında İslami partilerin ağırlığı görülüyor. Koalisyonu oluşturan yedi partiden üçü siyasal İslamcı partiler.

KADINLAR SOKAKTA

Kadın mücadelesi ne durumda?

Son dönemde artan siyasal İslamcılığa rağmen kadın mücadelesi protestolar ve çeşitli örgütlenmelerle ön plana çıkıyor ancak ilginç gelişmeler de yaşanmakta. Siyasette kadınların temsili konusunda 2003’te önemli bir yasa çıkartılarak kota sistemi getirildi. Yasaya göre partiler aday listelerinin en az yüzde 30’unu kadınlardan oluşturmak zorunda. Bu kural uygulansa da erkek egemen toplumun varoluşu kadınların siyasette rekabetini ve doğal olarak aktif temsilini zorlaştırıyor. Buna rağmen 2019 seçimlerinde 120 kadın vekilin seçilmesi (toplam 575) ve temsilde yüzde 20’yi yakalaması önemli bir gelişme.

2019’da da benzer bir kanun tasarısı hazırlanmış fakat ülke genelinde on binlerce kişinin katıldığı protestolar sonrasında girişimden vazgeçilmişti. O günden bugüne ne değişti?

Siyasal İslam 1999’da demokrasiye geçişle birlikte farklı partiler vasıtasıyla görünür oldu ve o zamandan beri her dönemde mecliste 6-8 İslami partiyi görmek mümkün. Bununla birlikte merkezdeki partiler de seçim dönemlerinde İslami sembolleri seçim kampanyalarında kullanarak İslami partilerin kampanya alanını daraltmıştı ancak İslami partilerin toplamda yüzde 30’a yakın, bazen de üstünde oy oranına sahip olduğu görülüyor. İslami partiler de doğal olarak hükümet koalisyonlarına ortak olabiliyor. Fakat son dönemde siyasal İslam’ın daha da öne çıktığı görülüyor. Bunun sebebi Jokowi’nin tercihlerinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak 2019’da hazırlanan kanun tasarısı bugüne gelindiğinde siyasal İslam’ın baskısıyla kabul ediliyor.

siyasi-ikbal-icin-gericilik-vizesi-1103648-1.

KOMÜNİZM DÜŞMANLIĞI

Endonezya solu ne durumda? Parlamentoda veya ülkedeki etkinliği nedir?

Endonezya’da merkez solun en güçlü partisi PDI-P (Endonezya Demokratik Mücadele Partisi) ve şu anda meclisteki en çok sandalyeye sahip parti. Parti aynı zamanda sosyal demokrat ve ilerici partilerin oluşturduğu uluslararası ‘İlerici İttifak’ (Progressive Alliance) üyesi. Demokrasiye geçişte önemli rol oynamış ve ilk kadın devlet başkanını çıkartan parti (Megawati Sukarnoputri, 2001-2004) aynı zamanda. Fakat solun ideoloji ve temsil konularında geçmişten gelen bir sıkıntısı var. 1965-1966’daki komünist katliamından beri sol partiler ideolojik olarak kısıtlanmış durumda çünkü sol ideoloji genellikle komünizmle ilişkilendiriliyor ve komünizm ülkede yasaklı. Bu sebeple PDI-p’yi sosyal demokrat bir partiden ziyade liberal bir kitle partisi olarak görmek mümkün.

***

TALİBAN KADINLARA ÜNİVERSİTEYİ YASAKLADI

Afganistan’da Taliban rejimi kadınların hayatlarını kısıtlamayı sürdürüyor. Taliban, ikinci bir duyuruya kadar üniversitelerde kadınların eğitimine ara verilmesini istedi. Taliban Geçici Hükümeti’nin Yüksek Öğretim Bakanlığı Sözcüsü Hafız Ziya Haşimi, "Ülkedeki tüm kamu ve özel üniversitelere genç kadınların eğitimiyle ilgili talimat gönderildi" dedi. 15 Ağustos 2021’de yönetimine gelen Taliban, daha önce de kadınlara şehir dışına tek başına seyahat yasağı getirmiş, çalışmalarını da engellemişti. Kızların orta ve lise kademelerindeki eğitimlerine devam etmesine ise izin verilmemişti.

Fotoğraf: AAFotoğraf: AA