Siyasi sürgün ressam, yazar, heykeltraş Muzaffer Oruçoğlu’nun "Kadınlar Işığa Doğru" adlı sergisi açıldı. Sergi, Şişli'de Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde 16-25 Mart tarihlerinde ücretsiz olarak görülebilecek.

Kaynak: Haber Merkezi
Siyasi sürgün Muzaffer Oruçoğlu’nun 'Kadınlar Işığa Doğru' isimli sergisi açıldı

Avustralya’da yaşayan siyasi sürgün ressam, yazar, heykeltraş Muzaffer Oruçoğlu’nun "Kadınlar Işığa Doğru" adlı sergisi Şişli'de Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde açıldı.

Sergi, 16-25 Mart arasında, Şişli Belediyesi’nin Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde ücretsiz olarak görülebilecek.

Sergi nedeniyle bir mesaj paylaşan Oruçoğlu, "Sergi, farklı sınıf ve kategorilerden kadınların portrelerini ve yaşamlarını yansıtıyor. Benim bir anlamda, kopup geldiğim ülkeden, Avrupa ve Avustralya’dan edindiğim izlenimlerin renge ve figüre dönüşmesinden ibarettir. Yaşama ve onun bir parçası olan kadına nasıl baktığımı anlatıyor. Ziyaret eden, etmeyen herkese teşekkürler" dedi.

"ÇAĞIMIZIN PAPİRUSÇUSU"

"Muzaffer Oruçoğlu Anlatıyor” söyleşi kitabının yazarı da olan arkadaşı İbrahim Ekinci, sergi açılışında Oruçoğlu’nun resmi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ben daha önce hakkındaki bir yazımda onu ‘Çağımızın Papirusçusu’ olarak niteledim. Bu nitelememin nedeni resmi ve tekniğinin yeni ve modern ifade imkanlarıyla derinleştirilmiş bir mağara resmini andırmasıdır. Günümüz insan dertlerini karşılıyor ama bütün bilgeler gibi sözünü durmadan damıtan, öze – töze inen ve tam da bu serüvenin götürdüğü yerde süsten soyunarak, fazladan arınarak mağara resminin sadeliğine yaklaşıyor. Antik çizgiler taşıyor. Mısır papiruslarına benziyor. Bu nedenle onun resmi için ‘Günümüzün dertlerini anlatmak için dört bin yıl öncesinden laf aramak bu olsa gerek’ diye yazmışım.

Oruçoğlu’nun resminde figürler şekil olarak sadeliğe, ifade olarak en derin ve karmaşık çıkarımlara yaklaşır. Bir şey savunduğunu iddia edebilirim ve bunu en çok hayvan – insan resimlerinde görürüm. Oruçoğlu, doğaya doğru yürümektedir. Sadece coğrafyadaki doğadan bahsetmiyorum, insanın, hayvanın, ağacın, taşın doğasına inmeye çalışıyor. Bunlar arasındaki aynılık üzerinden bir barış ve birlik türküsü söylüyor bence.

Bir süre önce, kadınlar hakkındaki coşkun söyleminden abuk subuk çıkarımlar yapılmasının onu fena yaraladığını sanıyorum. Muhtemelen biraz da bu yüzden, burada “yaşama ve onun bir parçası olan kadına nasıl baktığını anlatan” bir kadın resimleri sergisi açıyor.

Kadınlar, bizim ülkemizde, benim şahsen tek güvencem. Onların asla teslim olmayacaklarını biliyorum. Büyük mücadeleci portreler izliyoruz. Serginin, İslamcı tasallut mızraklarının kanattığı kadınlarımıza adanması ayrıca kıymetli. Buradaki resimler için tebriklerimi iletirim. Hayatımıza kattıkları için teşekkür ederim."