Türkiye’deki üniversitelerin dünyada ilk 500 içine girememesinden şikâyet eden Erdoğan, “Nasıl oluyor?” diye sordu. Erdoğan sorumluluğu dışarıda arasa da sorusunun cevabı uyguladıkları eğitim politikalarında

Sizin eseriniz olmasın!

POLİTİKA SERVİSİ

Üniversiteler ve eğitim sistemine dair bir muhalefet partili lideri edasıyla şikayetlerini sıralayan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye'nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor?” diye sordu. Oysa AKP’nin iktidara geldiği yıllarda Türkiye’den üniversiteler de bu sıralamada yer alıyordu. Bugün ise Türkiye’deki üniversitelerin ‘esamesinin okunmamasının’ sebebi, kendisi ve partisinin uyguladığı eğitim politikaları.

14 Eylül tarihli konuşmasında, “2002’den beri ülkemizde yaşanan her şeyin sorumluluğu bize aittir” diyen Erdoğan, ekonomik kriz konusunda topu ‘ekonomik saldırı’ tanımlaması yaparak ‘dış mihraklar’a atmıştı. Erdoğan, eğitim konusunda da benzer bir tavır izledi.

‘Nasıl oluyor’muş!

Dokuz Eylül Üniversitesi'ndeki törende yaptığı konuşmada “Türkiye'nin nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversite arasında esamesi okunmuyor?” diye soran Erdoğan, “Eğitimde altyapı ve kapasite bakımından büyük mesafe kat etmemize rağmen, içerik ve sistemde büyük sıkıntı var” ifadelerini kullandı. AKP’li Cumhurbaşkanı, sözlerinin devamında ise “İdeolojik saplantılar ve kariyer hırslarının esiri kadrolarla üniversitelerin hayırlı çıktılar üretmesi mümkün değildir” dedi.
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile bir görüşme yaptığını aktarırken “Önümüzdeki kısa zaman içerisinde atacağımız adımlarla yeni bir diriliş gerçekleşecektir diye düşünüyorum” diye konuştu.

Erdoğan, ülkedeki hemen her sorunda olduğu gibi sorumluluğu başka yerde arasa da 16 yıldır ülkenin ekonomi politikalarını şekillendiren nihai isim. Gelinen aşamada akademiye dair politikalar da tabela üniversitelerinin kurulmasıyla, liyakat sahibi ve yetkinliği olmayan akademik kadroların oluşmasıyla meyvesini verdi.

Düşüş eğrisi

Erdoğan’ın bahsettiği liste, Dünya Üniversite Sıralaması Merkezi (Center for World University Rankings-CWUR) tarafından geçen Haziran ayında yayımlanmıştı. Dünya genelinde ilk bin üniversitenin bulunduğu listeye Türkiye’den 10 üniversite girebilirken en üst sırada olan ODTÜ 525. sırada yer bulabilmişti. Listede Türkiye’nin grafiği ise 2014 yılından beri düşüş eğilimi gösteriyor. Merkez’in yayımladığı listelerin hepsinde ilk 500’e Türkiye’de sadece ODTÜ girebilirken 2014’te 396 olan sıra 2015’te 470’e gerilemiş, 2016’da ise 525. sıra ile ODTÜ de ilk 500 dışında kalmıştı. 2017’de ilk 500’e 498. sıradan girerek listede kıl payı da olsa kendine tekrar yer bulan ODTÜ, 2018’de bir kez daha 25. sıraya düşerek ilk 500 üniversite arasından çıktı.

Bu sıralama 8 kritere göre belirleniyor: Öğretim kalitesi, yayın sayısı, yayın kalitesi, bilimsel ortamdaki etkisi ve kaynak gösterilmesi, işgücü piyasasında mezunlara olan talep, akademik personelin kalitesi.

AKP’nin akademiye saldırısının etkisinin artmasıyla listedeki gerileme eğrisinin paralel olması aslında Erdoğan’ın sorusuna da cevap niteliği taşıyor.

Akademiye yapılan saldırılar

AKP döneminde özellikle rektör atamaları üzerinden üniversiteler üzerinde etkinlik kurmaya yönelik çabalar, Erdoğan şahsi gücünü pekiştirdikçe daha da kapsamlı bir hale gelmeye başladı. Evrim teorisinin reddinden üniversitenin kapılarının sermayeye açılmasına kadar kapsamı geniş birçok alanda yapılan bu saldırılardan bazı başlıklar şöyle özetlenebilir:

>> OHAL dönemindeki KHK’ler ile Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza atan birçok akademisyen mesleğinden ihraç edildi. Bu süreçte ihraç edilenler arasında BirGün yazarlarından Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu gibi alanında yetkin ve dünya çapında tanınan isimlerin de yer alması büyük tepki topladı.

>> Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcılığı görevini yürüttüğü sırada "Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum" açıklamalarıyla gündeme gelen Prof. Dr. Bülent Arı, YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atandı.

>> Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilahiyatçı Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun Yükseköğretim Kurulu üyeliğine atadı.

>>Başkanlık sisteminde bulunan Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları’na geçen haftalarda yapılan atamada, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na 8 kişi atanmış, bunlardan sadece 1’inin eğitimci kökenli olması dikkat çekmişti.

>>13 Eylül'de Resmi Gazetede yer alan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne göre rektörlük için gereken 3 yıl profesörlük yapmış olma şartı kaldırıldı.

>> Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na bağlı (TÜBİTAK) Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi’nin (ULAKBİM) Müdür Yardımcılığı görevine Ankara Hayvanat Bahçesi Müdürü Mustafa Sancar atandı. Sancar, “araştırıcılara basılı ve elektronik kaynakları kullanarak belge ve bilgi sağlama hizmetleri vermekten sorumlu” birim olan Cahit Arf Bilgi Merkezi’nin sorumluluğuna getirildi.