Yunanistan’da geçen sene 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren kazasının yıldönümünde genel grev ilan edildi. Hükümetin “kendi çalıp oynadığını belirten” gazeteci Haritos, “Grevler halkın ortak öfkesini yansıtıyor.” dedi.

Sizin kârınız bizim canımız!
Yunanistan’ın birçok şehrinde on binlerce işçi greve giderken ülkede ulaşım durdu. (Fotoğraf: X / id_communism)

Umut Can FIRTINA

Yunanistan’da geçen yıl meydana gelen ve çoğu öğrenci 57 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan tren kazasının yıldönümünde ülke çapında genel grev düzenlendi. Başta demiryolu olmak üzere ulaşım hizmetleri 24 saat dururken başkent Atina ve birçok şehirde hayat pahalılığı ve düşük ücretler protesto edildi.

Demiryolu işçilerinden kamu görevlilerine, denizcilerden öğretmenlere kadar protestocular, yaklaşık yarım milyon işçiyi temsil eden Yunanistan'ın en büyük kamu sektörü sendikası ADEDY'nin 24 saatlik grevine katıldı. İşçiler, başkent Atina'nın yanı sıra Larissa, Patras ve Selanik gibi büyük kentlerde de bir araya geldi. Atina’da işçiler, Çalışma Bakanlığı binasına “Bu suç unutulmayacak. Onların kârları bizim hayatlarımız” yazılı pankart astı. Grev dolayısıyla trenler, feribotlar, taksiler ve metrolar durma noktasına geldi.

İşçiler ayrıca, artan hayat pahalılığı ve kamu sektöründe çalıştıkları on dört yılın ardından ilk kez yapılan maaş artışlarının yetersizliğine karşı da sokaklara indi. Artışların artan yaşam maliyetlerinin etkisini dengelemek için yeterli olmadığı belirten işçiler, yüzde 10'luk bir artış ve daha fazla işe alım talep etti. Başbakan Kiryakos Miçotakis'in muhafazakâr hükümeti, göreve geldiği 2019'dan bu yana asgari ücreti yüzde 20 artırarak 780 avroya çıkardı ve 2027 yılına kadar bu rakamı daha da artırarak 950 avroya çıkaracağının sözünü verdi. Ancak Yunanistan'da aylık maaşlar hâlâ Avrupa Birliği (AB) ortalamasının gerisinde kalıyor.

57 CAN İÇİN ADALET

Protestocu işçiler kazada yaşamını yitirenler ve aileleri için adalet talep etti. ADEDY’den yapılan açıklamada, "Bir yıl sonra, unutmayacağımızı yüksek sesle haykırmak için sokaklara geri döndük" denildi. Sendika, sorumluların hesap vermesi için mücadelelerini sürdüreceklerinin sözünü verdi.

Kazada yaşamını yitirenlerin aileleri ile yüzlerce kişi, kazanın gerçekleştiği Tempeh kentinde toplandı. Aileler ve yüzlerce kişi, yaşamını yitiren yakınları için adalet istedi.

Başbakan Miçotakis, kazanın birinci yıldönümüne ilişkin açıklamasında “sorumluların hesap vereceğine dair inancını” dile getirdi. “Hükümet olarak kazadaki kolektif başarısızlığı kabul etmeliyiz” diyen Miçotakis, “trajediden sorumlu olanların cezasını çekeceğini” kaydetti.

EN BÜYÜK TREN KAZASI

Geçen yıl 28 Şubat’ta Atina’dan Selanik’e giden bir yolcu treninin Tempeh kenti yakınlarında bir yük treni ile kafa kafaya çarpışması sonucu çoğu genç 57 kişi yaşamını yitirmiş, onlarcası yaralanmıştı. Kazadan saatler sonra sorumlu olarak bir istasyon şefi tutuklanırken birçokları kazanın onlarca yıllık ihmalin sonucu olduğunu dile getiriyor. Öte yandan, Yunan yasalarına göre kovuşturmaya karşı korunan politikacıların da sorumluluğu üstlenmesi gerektiği belirtilirken kazadan sonra alınan önlemlerin yetersiz olduğu eleştirileri yapılıyor.

∗∗

SOKAKTAN BAŞKA ÇARE YOK

Yunan gazeteci Panos Haritos, kazadan sonraki süreci ve genel grevi BirGün’e değerlendirdi.

“Grevlerin halkın ortak öfkeyi yansıttığını” kaydeden Haritos, “İnsanlar hem kazayı unutmadıklarını gösteriyor, hem de yaşadıkları ortak ekonomik, sosyal dertleri bu vesileyle dile getiriyor. Hayat pahalılığı, maaşlar insanca bir yaşam sürülmesini imkânsız kılıyor ve insanlar da bunun için sokaklarda” dedi.

Hükümete baskı yapacak güçlü bir muhalefet olmadığına dikkat çeken Haritos, sözlerini şöyle sürdürdü: “SYRIZA kendi iç kriziyle boğuşuyor ve bu da haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar daha da kötüleşecek gibi duruyor. PASOK da benzer şekilde güçsüz bir muhalefet sergiliyor. Bu yüzden halk ipleri kendi eline almak zorunda. Hükümet siyasi sahnede neredeyse tek başına oynuyor ve muhalefetten yana bir umut yok. Bir umut görmediğinde ise yapman gereken şey sokağa inmektir.”

Panos Haritos
Yunan gazeteci

TEMPEH SUÇU

Kazanın insanları birleştirdiğini belirten Haritos, “Bu, ‘Tempeh kazası’ olarak değil, ‘Tempeh suçu’ olarak anılıyor. Soruşturma hâlâ sürüyor. Bir tarafta hükümet, bir tarafta ise demiryolu işletmecisi kurum var. İki taraf da suçu birbirine atıyor. İnsanlar yetkililerin yaptıkları açıklamalara güvenmiyor. Kazanın sorumlularını, o gece neler olduğunu gizlemeye çalıştıklarını düşünüyorlar. Hükümet kazanın gerçek nedenini hâlâ küçümsüyor. Demiryolları on yıllardır ihmal edildi. AB’nin büyük paralar yolladığı demiryolu güvenlik projeleri yıllarca ‘yapım aşamasında’ kaldı. Şimdi de kazadan bir-iki ay değil, tam bir yıl geçti. Ancak karşılıklı suçlaması devam ederken güvenliğe yönelik neredeyse hiçbir değişiklik yapılmadı. Bunların acısını ise kazada ölenlerin aileleri, yolcular çekiyor.”