SOL Genç üyeleri ülkede artan hayat pahalılığına, zamlara, yoksulluğa karşı İstanbul Bakırköy meydanında bir araya geldi. SOL Genç üyeleri düzenledikleri basın açıklaması ile yaratılan ekonomik krizin faturasının halkın sırtına yüklenmesini kabul etmedikleri belirtti.

Kaynak: Haber Merkezi
SOL Genç’ten yoksulluğa karşı mücadele çağrısı

SOL Genç üyeleri  İstanbul Bakırköy meydanında zamlar ve yoksulluğu protesto etmek için bir araya geldi.

'Bu halk bu düzenbazlara, bu hırsızlara, bu yolsuzlara mecbur değildir' denilen açıklamada,“ Yoksulluk kader olamaz ve kabul etmiyoruz. Krizi şatafatınızla, lüksünüzle, itibarınızdan tasarruf etmeyerek 1000 odalı sarayınızla, yüz araçlı konvoylarınızla siz yarattınız. Günden güne halkımızın kanını emen bu iktidara karşı, mücadelemizden asla vazgeçmiyoruz” sözlerine yer verildi.

"ÜLKEMİZ UCUZ İŞ GÜCÜ CENNETİNE ÇEVRİLMİŞTİR"

Sol Genç'in yaptığı basın açıklamasının tam metni ise şöyle: 

Perşembe günü Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, 27 ay aradan sonra politika faizini 650 baz puan artırarak faizi %15’e çıkarttı ve kemer sıkma politikası ilan edildi. Dolar 2018’de 5, 2019’da 6, 2020’de 8, 2021’de 16, 2022’de 18 ve bu sene, 2023’te faizden önce 23 ve faizden sonra, kararın hemen ardından dolar 25 lira oldu. Geldiğimiz noktada devletin onlarca fabrikası özelleştirilmiş, yüzlerce arazisi Katar zenginlerine satılmış, ülkemiz ucuz iş gücü cennetine çevrilmiş ve buğday dahi üretemez ve ihraç edemez hale gelmiştir. Ülkemizin çocukları çocukluğunu, öğrencisi öğrenciliğini, gençleri gençliğini, kadınları özgür bir hayatı, emeklileri emekliliğini ve emekçileri insanlık onuruna yakışır, eşit ve adil bir hayatı yaşayamaz hale gelmiştir.


2023 Mart ayında açlık sınırı 11.600 TL, yoksulluk sınırı 38.000 TL, bir kişinin yaşam maliyeti 15.700 TL olarak ilan edildiği ülkemizde, TÜİK verilerine göre bile enflasyon %61 ve yine TÜİK verilerine göre bile işsizlik %15, genç işsizlik %25’tir. Hatta TÜİK’in yüzbinlerce işsizi “işsiz” kriterine uygun kabul etmeyerek, bu kişileri dâhil etmemesine rağmendir bu rakam. Hatta gelişmiş ülkeleri geçtik, orta halli diğer ülkelere göre bile, ülkemizdeki işçilerin en az yarısının asgari ücret ve civarında bir aylık gelirleri var. Yani bu memleketin yurttaşlarının yarısı resmi olarak yayımlanan asgari, yani ölmemek için gerekli olan, açlık miktarındaki bir ücretle yaşamaya ve ailesini yaşatmaya çalışıyor. TÜİK verilerine göre bile “yoksul” sayılabilmek için, Türkiye’de bir ailenin aylık 30.000 liraya daha ihtiyacı vardır. Bu açlığın ve yoksulluğun içerisinde alışverişin yolları bu memleketin insanlarına zehir olmuş, ihtiyaçlar karşılanamaz, gelecek görülemez, plan yapılamaz hale gelinmiştir.
Seçimlerden önce faizler düşürülmüş, halka yoksulluğunu gizlemek için Kur Korumalı Mevduat sistemiyle tutulmayacak sözler verilmiş ve bu sistemle 2.5 Trilyon TL borçlanılmış, halka TL dağıtılmış, bankalarda kredi çekme çılgınlığı yaşatılmış, yoksulluk içerisinde zenginlik hayalleri satılmıştır. Bu sistemle birlikte Türk Lirası rezil bir rakama gerilemiş, Türkiye’nin zenginleri daha zengin, orta sınıfı yoksul, yoksulları aç, açları ölümden beter hale getirilmiştir.

ÜLKEYİ TERK ETMEK GENÇLERİN BAŞ HAYALİ OLMUŞTUR"

Bugün gençler çalışıp para kazanmak için okulu bırakmak zorunda kalıyor, hem okuyup hem çalışan gençlerin, kendilerine ayıracak zamanları dahi kalmıyor. Çay kahve içebilmek, dışarıda yemek yiyebilmek, yaşadığı şehri gezebilmek, akıllı telefon kullanabilmek, nitelikli bir eğitim alabilmek, kitaba ve bilgisayara ulaşabilmek, spor yapabilmek, doğum günü kutlayabilmek ve saymakla bitmeyecek yaşayabilmenin temel ihtiyaçlarını giderebilmek, bir lüks haline gelmiştir. Yurtdışına kaçmak, ülkeyi terk etmek gençlerin baş hayali haline gelmiş, ekonomik sıkıntılardan dolayı psikolojik tedavi talebi, antidepresan kullanımı ve ruhsal bozukluklar artmış, intihar sayıları yükselmiştir. Yani AKP, gençleri yoksulluktan dolayı ülkeden kaçırmış, aç bırakmış, delirtmiş ve öldürmüştür.
Ve böyle bir ülke gerçekliği içinde “Ben ekonomistim, ekonominin sorumlusu da benim” diyen AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan bir gün kürsüye çıkıp ve şu sözleri sarf etmiştir: “Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz artmayacak. Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam. Bu görevde olduğum sürece faiz ve enflasyonla mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Bu konuda nas ortada. Nas ortadayken sana, bana ne oluyor?" demiştir. Ve bugün gördük ki, Nass’tan da, Türk Lirası’ndan da vazgeçilmiş, uluslararası tekeller ne emrederse ve seçimler nasıl kazanılabilirse her şeyi yapmak mubahtır anlayışı ülkemizi yönetmektedir. Ve bugün gelip bizden kemer sıkmamızı istiyorlar. Biraz daha dayanmamızı, sabretmemizi, yoksulluğumuzu kader olarak kabul etmemizi istiyorlar. Ama hayır, yoksulluk kader olamaz ve kabul etmiyoruz. Krizi halk yaratmadı, krizi şatafatınızla, lüksünüzle, itibarınızdan tasarruf etmeyerek 1000 odalı sarayınızla, yüz araçlı konvoylarınızla ve ihtişamınızla siz yarattınız. Beşli, on beşli tüm patron çetelerini siz yarattınız, siz beslediniz ve siz büyüttünüz. Bu ülkenin üzerine üşüşen leş kargalarına sesleniyoruz: Hayatımızdan arttırdıklarımızdan, vergilerimizden ve bu memleketin yakasından düşün! Soydunuz soğana çevirdiniz, defolun gidin! Bu memleketin yakasından düşün, düşün, düşün!

"BU HALK BU HIRSIZLARA MECBUR DEĞİLDİR"

Ve bugün bize düşen, gençlere ve emekçilere düşen görev ise AKP ve benzeri tüm partileri, tüm dolandırıcıları, tüm yalancıları ve tüm sahtekârları memleketimizin üzerinden silip atmaktır, yakamızdan kendileri düşmezse yakamızdan söküp atmaktır. Bu halk bu düzenbazlara, bu hırsızlara, bu yolsuzlara mecbur değildir. Dün olmadı ise bugün, bugün olmaz ise yarın ama yarından da geçi olmaksızın, bu iktidarın da, bu muhalefetin de bir alternatif olmaktan çıkarılması gereklidir. Bunların bu ülke üzerinde kaldığı bir dakika bile bu ülke için bir felakettir. Sizlere sözümüz ve gençlere çağrımızdır: Göreve çağırıyoruz. Gençlik göndermelidir, örgütlenmelidir ve yeniden kurmalıdır. Gerçekçi olmalı ve imkânsızı istemelidir. Gerçekçiyiz ve imkânsızı istiyoruz. Gençlik gönderecektir diyoruz!